Pro coptu lectoris habent sua fata libelli
Okurun kavrayış kapasitesine göre kitapların kendi kaderleri vardır.
'All you can read' instead of
'All you can eat'...
"Zavallı küçük yaratık", deniyordu New Yorker gazetesinde yazdığı üzere, "Bir yandan dua ediyor (dindar), diğer yandan komşusuyla sürekli şiddetli geçimsizlik içerisinde."
İlginç değil mi?
Aşık olduğu kadının yaşına bakmadan, bakire olmadığına bakmadan, başkasından hamile olduğuna aldırmadan onunla evlenmek.
Tek sürükleyici düşünce: "Seni seviyorum ve seninle birlikte yaşamak istiyorum, hiçbir şey de bu arzuma engel olamaz!"
Bizim insanın aşk ve evlilik anlayışı ile ne kadar da çok fark var...
Almancada çok güzel bir kelime var: Kompromiss;
"Farklı görüşlere sahip kutupların, birbirlerine bir takım sözler ve kabuller vererek adım adım yaklaşıp uzlaşması" anlamına geliyor. Bir nevi ortada buluşmak ve/veya bunun için gayret etmek denebilir. Genelde siyasi bir terimdir ve diplomasi becerisi gerektirir. Belirli bir medeniyet seviyesi yakalanmış olmalı yani. "Dediğim dedik, çaldığım düdük" mentalitesiyle uzlaşma olmaz, evlilik gibi şeyler ise hiç yürümez...