Tüm insanlar aynıdır: Kendileri bir başkasının cebinden alırken yüzleri aydınlanır, gülümserler, ama kaybetme sırası onlara geldiğinde yastaymış gibi ağlarlar.
İhtiyarın sırtının da öküzünki kadar kara olduğunu fark ettim. İkisi de, hayatlarının alaca karanlığında bile olsalar, o çakıllı taşlı tarlayı sürebiliyorlardı, tıpkı dalgaların sahile vurması gibi.
Uzun süre kafes içinde yaşamını sürdürmüş, minik bir kuş... Kanatları işlevini yitirmiş.
Ve... kafesin kapısı açılıveriyor.
Kuş ürkek, kuş şaşkın.... Değil uçmak, titreyen ayaklarıyla yürüyemiyor bile.
Ama özgürlük, onun kanında var.
Çarçabuk yeniyor ürkekliğini. Özlediği sonsuzluğa kanat çırpmaya başlıyor.