Kedileri seven kadınlar yalnızlıktan korkarmış, köpekleri ise aslında güvende hissetmek istediklerinden severlermiş... Sen filleri severdin ve bir fil kalbi kırıldığında ölebilirmiş. Sen filleri boşuna sevmiyorsun güzel kadın. Sen kalbinin kırılmasından korkuyorsun da haberin yok. Korkmasın kalbin çünkü o artık benim de kalbim....
Parlak bir güneş ortalığı kesiyordu; ve düşündü ki ölüm güneşin negatifidir, onun için geceye benzetiliyor."
Başka bir sahife açtı: "... Ölüme ve güneşe, diyor, sabit bir gözle bakılamaz."
Hep ölüm.
İnsan arkasına dönüp baktığında kendini mutlu görmek arzusundadır, bu yüzden fotoğraf çektirirken objektife bakan herkes az ya da çok gülümser. Hiçbir hayvan gülmediği için belki de bu, insanların kendilerini yüceltmeleri anlamına geliyordur; gülmek bu yüzden seviliyordur.
Yalnız babasının değil, onca acılardan geçmiş, çaresizlik, yoksulluk, savaş, iç çatışma, salgın hastalık gibi birçok nedenle yaralanmiş olan halkın da hayata karşı tavrı buydu. Sus, dua et ve katlan! Alnına ne yazılmışsa o gelir başına.
Tüm insanlar aynıdır: Kendileri bir başkasının cebinden alırken yüzleri aydınlanır, gülümserler, ama kaybetme sırası onlara geldiğinde yastaymış gibi ağlarlar.
İhtiyarın sırtının da öküzünki kadar kara olduğunu fark ettim. İkisi de, hayatlarının alaca karanlığında bile olsalar, o çakıllı taşlı tarlayı sürebiliyorlardı, tıpkı dalgaların sahile vurması gibi.