Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hande B.U.

Hande B.U.
@HBUraz
Sıkı Okur
"Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız." Mustafa Kemal Atatürk
" Öyle, ben eskiden beri neredeyse hep aynı şeyleri yapıyorum..."
Reklam
"Aşk yüzünden delirenler hiç eksik olmaz burada; günün birinde size bu fırsatı verecek bir aşk delisi nasıl olsa çıkar..."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bir kimse arıyorsa, gözü aradığı şeyden başkasını görmez, bir türlü bulmayı beceremez, dışarıdan hiçbir şeyi alıp kendi içine aktaramaz, çünkü aklı fikri aradığı şeydedir hep, çünkü bir amacı vardır, çünkü bu amacın büyüsüne kapılmıştır. Aramak, bir amacı olmak demektir. Bulmaksa özgür olmak, dışa açık bulunmak, hiçbir amacı olmamak. Sen, ey saygıdeğer kişi, belki gerçekten arayan birisin, çünkü amacının peşinde koştuğundan hemen gözünün önündeki bazı şeyleri görmüyorsun."
Sayfa 137Kitabı okudu
OM
Brahman dualarının açılış ve kapanış sözcüğüydü, "kusursuz" ya da "mükemmel" anlamına gelen kutsal "Om"du... "Om!" dedi kendi kendine.
Reklam
"Bir hedefi bulunuyordu Siddhartha'nın önünde tek bir hedef: Arınmış olmak, susamalardan arınmış, istemelerden arınmış, düşlerden, sevinçlerden, acılardan arınmış. Ölerek kendinden kurtulmak, ben olmaktan çıkmak boşalmış bir yürekle dinginliğe kavuşmak, benliksiz düşünmelerle mucizelere kapıları açmak, işte buydu onun hedefi. Ben tümüyle saf dışı bırak öldürüldü mü, gönüldeki tüm tutku ve dürtülerin sesleri kısıldı mı, işte o zaman gözlerini açacaktı en son şey, varlıktaki artık Ben olmayan öz, o büyük giz."
Su bağı & Kan bağı
"Nostalji Nalan bu dünyada herkesin 2 tür ailesi olduğuna inanırdı: Birine "kan bağı" derdi, ötekine de "su bağı". İnsanın akrabaları kan bağıydı işte. Arkadaşları ise su bağı. Eğer iyi ve sevecen bir ailen varsa şansına şükredip kıymetini bilmeliydin şu fani dünyada. Ama velev ki yoktu böyle güzel bir ailen... o zaman da fazla üzülmemeliydin. Zira günün birinde su bağıyla bambaşka bir aile kurabilirdin kendine. Dostlar bunun için vardı, dostluklar bundan dolayı anlamlıydı. Hele ki şartların kolay olmadığı memleketlerde insan dostlukla soluk alırdı; öyle anlar vardı ki hayatta, su bağı kan bağından daha derin akardı."
Sayfa 251Kitabı okudu
...Bazı insanlar nasıl oluyordu da hiç bilmedikleri kişiler hakkında rahatça atıp tutabiliyorlardı?
"Yas dediğin bir kırlangıç" dedi yaşlı adam. "Bir gün bir uyanırsınız ki yok. Gitmiş sanırsınız ama meğersem başka bir yere göç etmiş, tüylerini ısıtmaya. Er ya da geç geri gelir, gene konar kalbinizin üstüne."
Sayfa 250Kitabı okudu
Zaman
...zira zaman dediğin çözülmüş bir yün yumağı gibi geriye sarılamazdı. Son nefesini verdikten sonra insan, işlerin nerede tökezlediğini sormanın ne yararı vardı!
Reklam
Cennet&Cehennem
Kendimize hep aynı soruları sorup duracağız. Kalbimiz niye var olduğumuzu bilir ve ancak tevazu sahibi olanlar bunu kabul edebilecektir. Evet, kalple söyleşmek zordur, ama şart mıdır? Mühim olan inanmak, işaretleri takip etmek, kendi menkıbemizi yasamaktir. Er ya da geç bir şeylerin bir parçası olduğumuzu hissederiz, bunun ne olduğunu mantıkla anlayamasak bile. Geleneğin dediğine bakılırsa her birimiz var oluşumuzun gerçek sebebini ölmeden bir saniye önce anlarmışız, Cehennem ya da Cennet işte o an doğarmış. Cehennem, o kısacık anda geriye bakıp hayat denen mucizeye anlam katma fırsatını kaçırmış olduğumuzu anlamakmış. Cennet ise o an, " Hatalarım oldu, fakat hiç korkaklık etmedim. Hayatımı yaşadım, ne yapmam gerekiyorsa yaptım," diyebilmekmiş.
Savaşçıyı savaşçı yapan budur işte: İrade ve cesaretin aynı şey olmadığını anlamak. Cesaret korku ve hayranlık uyandırır, irade gücüyse sabır ve azim demektir. İradeleri çok güçlü olan kadınlar ve erkekler genellikle yalnızdırlar, çünkü dışarıdan soğuk görünürler.
Hissettiklerimiz
"Öğrendiklerinin bir türlü kök salamadığını, büyülü evrenin kapısına varabilsen de içine gömülemediğini hossediyorsun. Belki de bütün bunların, insanoğlunun ölüm korkusuyla başa çıkabilmek için yarattığı koca bir hayal ürünü olduğunu düşünüyorsun."
Sayfa 18 - Can yayınlarıKitabı okudu
Woland, Usta'ya döner
"Ödlekliğin, kusurların en büyüğü olduğunu kabul edersek, herhalde, bu zavallıyı suçlayamayız. Bu gözüpek köpeğin çekindiği tek şey fırtınaydı. Her neyse, SEVEN KİŞİ, SEVDİĞİNİN KADERİNİ PAYLAŞMAK ZORUNDADIR."
Sayfa 553 - Can Yayınları/Kitabı okudu
"Yeni bir yere taşınmak, kökünden sökülüp başka bir yere dikilmek gibi."
Sayfa 15 - Altın KitaplarKitabı okudu
47 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.