Domuz tepinerek toprağı dövdü, ağzından beyaz köpükler damladı. Dişlerini yere eğdi, çenelerini kilitledi. Domuz gözleri, yüz genci öldürüp cesetlerini feryat figan eden annelerine yollayabilirim diyordu. İç organlarını döküp öğle yemeği olarak yiyebilirim.
Bakışlarımı onunkilere kilitledim."Dene," dedim.
Uzun bir an bana baktı. Sonra döndü, çalıların arasından seğirterek uzaklaştı. Size şu kadarını söyleyeyim, yaptığım onca büyünün arasında kendimi gerçekten bir cadı gibi hissettiğim ilk seferi buydu.
"Dünya da iki tür insan vardır: Yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler. Seyretmek ölümü, katılmak ise yaşamı simgeler. Yaşamak, kendisi olabilmeyi ve yaşama etkin bir biçimde katılabilmeyi tanımlar."
"Pek çok dostluk ya da evlilik, insanların birbiriyle ilişki kurması ve birbirini sevmesi yerine, bir kişinin bir diğerini yalnızlığa karşı bir kalkan olarak kullanması nedeniyle başarısızlığa uğramıştır."