Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ezgi okutaner

Olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz ,önceden uyarılmaksızın ,rolünü ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi .Yaşam öncesi ilk prova yaşamın ya kendisiyse ,ne değeri olabilir yaşamanın ?
Reklam
Savaşçı'yı savaşçı yapan budur işte :İrade ve cesaretin aynı şey olmadığını anlamak .Cesaret korku ve hayranlık uyandırır ,irade gücü ise sabır ve azim demektir .İradeleri çok güçlü olan kadınlar ve erkekler genellikle yalnızdırlar. Çünkü dışarıdan soğuk görünürler .
Kelimelere aşık olduğunuzu görüyorum Bay Andrews ,onlarla dans etmeyi seviyorsunuz.Oysa kelimeler yalnızca not düşmeye yarar .Melodiyi oluşturan fikirlerdir. Yaşamımızın çatısınıda fikirler oluşturur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eğer tanrısız özgürlüğün coşkusunu ve büyümenin zevkini tatmak isteyen ender insanlardan biriyseniz , acıların en büyüğüne karşı kendinizi hazırlamalısınız .
Sayfa 222 - ayrıntıKitabı okudu
Ölüm güç bir seydir.Ölümün son iyiliği,bir daha ölümün olmamasıdır ...
Sayfa 91 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Memleketimin bakışlar tarihinde,bu kadar aleni olmayan ,hatta bu semtin ,kapağı buhar kaçırmadan önceki zamanlarda bizzat ürettiği bakışlarda vardı :'Yabancı " ya yabancılığını hissettirecek bakışların ,ayıp,abes ,yersiz addedildiği zamanların ,bakmayan bakışları.
kendi Ben'imin çevresinde ve dahası bedenimde mutlak anlamda hiçlik inşa edilmişti.
sonsuz eski, ama buna rağmen sonrasız yeniydi, kuruluşu bağlamında mekanikti, ama yalnızca imgelem gücü aracılığıyla etkinlik kazanabiliyordu, geometrik açıdan kaskatı bir uzamla sınırlıydı ve bu arada kombinasyonları bağlamında sınırsızdı, kendini sürekli geliştiriyordu, ama durağandı, hiçbir yere götürmeyen bir düşünme eylemiydi, hiçbir şey hesaplamayan bir matematikti, eserleri bulunmayan bir sanattı, özden yoksun bir mimariydi, fakat öte yandan, kanıtlanmış olduğu üzere, varlığı ve oluşu açısından bütün kitaplardan ve eserlerden daha kalıcıydı
Sayfa 17
Gök o kadar yıldızlı, öyle açıktı ki, insan başını kaldırınca ister istemez, “Şu göğün altında çeşit çeşit hırçının, huysuzun bulunması mümkün mü?"diye sormaktan kendini alamıyordu.