Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Lale Abbasova

250 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Beyaz Geceler
Öykünün Hayalperest anlatıcısı, Petersburg’un “beyaz geceler”inde sokaklarda dolaşırken, Nastenka adında bir genç kızla tanışır. Nastenka da Hayalperest kadar yalnızdır. İkinci buluşmalarında aralarında bir dostluk doğar; Nastenka, Hayalperestimize, kendi yaşam öyküsünü anlatır: Âşık olduğu bir genç adam bir yıl sonra ona geri döneceğini söyleyerek Moskova’ya gitmiş, ama aradan bir yıl geçmesine karşın tek bir mektup bile yazmamıştır. Bu arada, Hayalperestimiz de Nastenka’ya vurulduğunu fark eder, ama duygularını bir süre gizler. Nastenkanın sevdiğinden bir haber alınmayınca sevgisini itiraf eder. Ama ad çıka gelir hayelperestimizin aşkı karşılıksız kalır. Yalnızca 19. yüzyıl Rus edebiyatının değil, dünya edebiyatının en büyük yazarlarından Dostoyevski’nin 27 yaşında yazdığı Beyaz Geceler, sevecen, okuru sarıp sarmalayan, ama hüzünlü bir uzun öyküdür. Bir yanıyla romantik bir aşk üçgeninin, bir yanıyla da bir kişilik parçalanmasının öyküsüdür. Dört gecelik bir aşkta sadece bunu diye bilirim bazen yılarca tanıdığın insanın bir saatlık hatırası olmaz ama bir günde tanıdığın insan bir ömre bedel olur..
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Evrensel Basım Yayın · 201674,4bin okunma
Reklam
344 syf.
·
Puan vermedi
·
97 günde okudu
Gerçek Özgürlük
Gerçek Özgürlük 344 sayfadan oluşmaktadır. Kitabın ana karakterleri olan genç üniversite öğrencisi Timur Bey ve emekli psikoloji profesörü Yakup Bey yazarın gençliğini ve yaşlılığını temsil etmektedir. Trajik bir olayın ardından dalgınlıkla İstanbul sokaklarında dolaşan Timur, hayatının en önemli derslerini alacağı Yakup ile karşılaşır. İlk karşılaşmalarından itibaren aralarında kurulan bağ sayesinde saatler süren sohbetlerin zemini atılır. Sağ sol çatışmasının ortasında bilim insanı olmaya karar verip eylemlere katılmak yerine derslerine çalışmayı seçen Yakup yaşamının akademik kısmını genç dostuyla paylaşır. Her sohbetlerinde insan hayatındaki bir başka konuyu psikolojik açıdan ele alan ikili dünyayı keşfe çıkar. Büyüklere saygı duymaktan başka hiçbir ilişki türünü öğrenmeyen Timur için kendinden yaşça büyük Yakup Bey'in kendisine Timur Bey diye hitap etmesi bile ufkunu genişletmektedir. Çocukların itaatkar ve ses çıkarmayan bir şekilde yetiştirildiği Anadolu kültüründen gelen Timur için Yakup Bey eşi benzeri bulunmaz bir hazinedir.
Gerçek Özgürlük
Gerçek ÖzgürlükDoğan Cüceloğlu · Kronik Kitap · 20214,430 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Devrim zamanı Rusya… Karakışı aratmayacak kadar soğuk, kasvetli bir eylül günü, tıp fakültesinden yeni mezun olmuş bir doktor, şehirde çoktan unutulmuş geleneklerin ve boş inançların hüküm sürdüğü uzak bir kasabaya gelir. Devrim, büyük şehirlerin merkezlerinde hayatı ve zihniyetleri altüst ederken, bu genç doktor ülkenin ücra bir bölgesinde kadercilikle ve batıl inançlarla zorlu bir mücadeleye girişir. Zor bir doğum, hassas bir cerrahi müdahale, uzaktaki bir hastaya ulaşabilmek için şiddetli bir kar fırtınasına rağmen göze alınan bir yolculuk, ağrılarını dindirmeye çalışırken morfinman olan bir meslektaş… Genç doktorun gündelik hayatında karşılaştığı bütün zorlu sınavlar, Bulgakov’un elinde olağanüstü güçlü bir anlatımla, dram sınırlarında gezinen bir dokunaklılıkta öykülere dönüşür.
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201524,8bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
310 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
İncir Kuşları’nda yazar, Bosnalı bir genç kız olan Suada’nın gerçek yaşamından yola çıkıyor. Okuru savaşın ve aşkın yakıcı gücüne tanıklığa davet ediyor. Bosna tüm bilinmeyenleriyle ilk kez Sinan Akyüz kalemiyle yazıldı… Sinan Akyüz dünyanın seyirci kaldığı bir soykırımı Suada’nın öyküsüyle yeniden gündeme getiriyor. Yakın tarihi edebiyatla buluşturan yazar, aşkın içinde “savaşı ve şiddeti”, savaşın içinde de “aşkı ve inancı” ustalıkla harmanlıyor. Bu romanla Bosna Savaşı’nın bilinmeyen bambaşka bir yüzü gün ışığına çıkarken; kitap okuyucusuna sürpriz bir sonla veda ediyor. Aynı ırktan geliyorlardı. Aynı dili konuşuyorlardı. Bir tek dinleri farklıydı. Biri Müslüman Boşnak genci, diğeri ise Hıristiyan Sırp’tı. İkisi de konservatuardaki aynı Boşnak kızına âşık olmuşlardı. Ve bir gün bu iki genç, güzeller güzeli Suada’ya aşklarını ilan ettiler. Ancak gençlerden biri aşkına karşılık bulmuş, diğeri ise “Kalbimde iki kişiye yer yok” cevabını almıştı. Takvim yaprakları 6 Nisan 1992’yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere… Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgârda âdeta savrulan bir yaprak gibiydi. Savruldu, savruldu, savruldu… Sonra da kader onu bir zamanlar ‘hayır’ dediği genç adamın eline esir düşürdü. Genç adam, o gün ela gözlü çöl ahusuna bakmış “Kader bizi ne inanılmaz bir şekilde birleştirdi, görüyor musun Suada?” demişti. Modern zamanlarda Avrupa’da yaşanmış bir soykırımda, kadere inananların romanıdır İncir Kuşları… Bu kitap tamamen gerçeklere dayanmaktadır…
İncir Kuşları 
İncir Kuşları Sinan Akyüz · Alfa Yayınları · 201726,3bin okunma
1003 syf.
·
Puan vermedi
Dostoyevski, yaşamının son yıllarında başyapıtı Karamazov Kardeşler'i tamamladığında, Rus yazınında 'felsefe düzeyinde roman-tragedya denen türün de temelini attığının bilincinde değildi. Dostoyevski'nin yaşam birikiminin tümünü ve sanat gücünün doruğunu içeren bu roman, gerçekte insanı insan yapan ne varsa, onlara adanmış bir destan niteliğini taşır. Yazar, hiçbir romanında "Karamazov Kardeşler"de olduğu denli insan ruhuna inmemiş, insanoğlunu bu denli kesitler biçiminde, içgüdülerinin ve istencinin tüm görünümüyle sergilenmiştir. Bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelişen olay örgüsü, bireysel öğelerin yanı sıra, ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısındaki Rus toplumunu da geçirdiği sarsıntıların tümüyle, dünya edebiyatında bir eşi daha bulunmayan bir sanat aynasından yansıtır.
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Morpa Kültür Yayınları · 199934,7bin okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Zweig gençlik dönemi yapıtlarından Kızıl’da öğrenim için Viyana’ya giden genç bir tıp öğrencisinin büyük kentin gerçekliğine uyum sağlama ve yetişkinliğe adım atma sürecini anlatır. Kendini birdenbire ailesinden uzakta soğuk bir odada yapyalnız bulan bu “çocuksu” genç adam, zamanla girdiği bunalımın etkisiyle hayallerinden, başlangıçta büyük bir hevesle sarıldığı tıp eğitiminden vazgeçme noktasına gelmiştir. Tam da o günlerde kızıla yakalanan ve yardımına ihtiyaç duyan bir kız çocuğu onu hayata geri çağırır… 1908 yılına ait bu anlatı, Zweig’ın daha o zamanlar çoktan bir novella üstadı olup çıktığının kanıtıdır adeta. Üstelik, yazarın sonraki yapıtlarında sıklıkla karşılaştığımız bir temanın peşine henüz kariyerinin başındayken düştüğünü; gaddar bir dünyada varoluşunu sürdüremeyecek kadar kırılgan insanların acılarını baştan beri dert edindiğini ortaya koyar.
Kızıl
KızılStefan Zweig · Tutku Yayınevi · 201829,2bin okunma
56 syf.
·
Puan vermedi
Modern edebiyatın güçlü kalemlerinden Stefan Zweig’ın 1920’li yıllarda kaleme aldığı bu eser, zamana ve mekâna karşı direnen yasak bir aşk hikâyesini konu almaktadır. Önceleri yoksulluk içinde yaşarken, hayatını kazanmak amacıyla evlere özel öğretmen olarak giden bir adamın azmi ve bilgisiyle yükselmesi ve sonrasında bir kadından hoşlanmasıyla başlayan kitap, zamanla tutkulu bir aşk hikâyesine dönüşür. Bu öyle bir aşktır ki ne araya giren mesafelere ne de hayatın karşılarına çıkardığı zorluklara yenik düşer, aksine şiddetini gittikçe artırır. Dokuz yıl sonra iki âşık yeniden bir araya gelir ve hayat, her iki âşığı da yaşanmışlıklar, özlemler ve hatalar üzerine inşa edilmiş bir geçmişten, belirsizliklerle dolu bir geleceğe taşır.
Geçmişe Yolculuk
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326,6bin okunma
92 syf.
·
Puan vermedi
KIsa bir olaydan bahseden kitap da bir adamın yaşadığı acı anlatılır. Kızı, karısı ile tatile giden adam burada gerçeklerle yüzleşir. Yine sancılarla uyandığı bir gece ağrının safra kesesinden mi kaynaklı olduğunu düşünür. Otelin koridoruna çıkar ve biraz yürür. Bi odadan bir kadın usulce çıkar ve hızlıca oradan gider. Ama kadın kendi odalarının oraya gitmektedir. Bunun kendi kızı olduğunu ve bir adamın odasından çıktığını anlar. Bunu kabullenmesi çok zor olur. Masum kızı bunu nasıl yapmıştır. Öfkeli bir şekilde olanları düşünürken karısına ve kızına bir şey anlatmaz. Aşağıda onları 3 adamla birlikte görür. Karısı ve kızı onların arasında şen şakraktır. Karısına buradan hemen gitmek istediğini söyler ama karısı kabul etmez. En sonunda adam dayanamaz ve onları orada bırakıp terkeder. Eşini hiç bu kadar net görmeyen karısı ve kızı arkasıdnan mektup yollarlar ancak yanıt alamyınca eve giderler. Adam kimseyle iletişim kurmuyor, yemek yeyip odasına çekiliyordu. İşe gitse bile saatlerce bir düşünceye dalıp duruyordu. Hiçbir dine mensup olmamasına rağmen ibadethaneye gittiğini görenler olmuştu. Kendi arkasından kimsenin ona dua etmeyeceğini anlayan adam bütün mal varlığını hayır işlerine ve cenaze masraflarına ayırdığını yazan bir çeki bölge başkanına verip ameliyata girer. Ancak bundan karısı ve kızının haberi yoktur. Haberi alıp odaya geldiğinde adam kızını görüp hafif gülümser ancak yüzünü tekrar bir öfke alır. Doktor onlara odadan çıkmaları gerektiğini söyler. Doktor muayene ettiğinde ise kalbinin çoktan durmuş olduğunu gördü. Kalbi artık ona acı vermeyecekti.
Bir Yüreğin Ölümü
Bir Yüreğin ÖlümüStefan Zweig · Çınaraltı Yayınları · 202016,6bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Olağanüstü Bir Gece, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesidir. Sıradan bir Pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak “suç” işler. Böylece yeniden “hissetmeye” başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark eder. İçindeki haz dolu esrime, aynı günün akşamında onu gece âleminin son atıklarının arasına, “hayatın en dibindeki lağımlara” sürükleyecek, varış noktası ise ruhani bir uyanış olacaktır.
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023144,2bin okunma
74 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Ay Işığı Sokağı Leporella Nişan Leman Gölü Kıyısında Olay Avare Fransa’nın bir liman kentinin denizci mahallesinde gezinirken duyduğu arya söyleyen sesi izleyerek tanımadığı insanların marazi hayatlarına dalan bir gezgin; Patronuna kölece bağlılığı yüzünden korkunç bir eyleme sürüklenen karanlık, itici ve yabani bir hizmetçi; 1810 yılında İspanya’daki savaşta yaralanan, düşman bir ülkede amansız bir hayatta kalma mücadelesine girişen bir Fransız albay; 1918 yılının bir yaz gecesi Leman gölünde bulunup kurtarılan, ancak sonra yüreğini kavuran yurt özlemine yenik düşen bir Rus savaş esiri; Yaşıtları üniversiteye giderken hâlâ liseye devam eden avare bir gencin öğretmeninin otoritesine isyan ettikten sonra ödediği ağır bedel. Zweig bu öykülerde insanı insanlıktan çıkarıp en uç noktalara sürükleyen deneyimlerin izini sürerken, okuru da ister istemez karakterlerinin ruh çalkantılarının içine çekiyor.
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167,3bin okunma
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Cehennem’de canı sıkılan Şeytan bir yandan yalanlar söyleyip oyunlar oynamak, ama esas olarak insanoğlunu yakından tanımak için yeryüzüne iner. Amerikalı milyarder Henry Wandergood’u öldürerek onun kalıbına girdikten sonra Yaşlı Avrupa’da çıktığı yolculuğun varış noktası Roma’dır. Macera ve eğlence peşinde koşarken insanda içkin özelliklerle; açgözlülük, gaddarlık, kurnazlık ve ikiyüzlülükle tanışır. İnsanın Şeytan’a “pabucunu ters giydiren” türlü hile ve düzeniyle kandırılır, aşağılanır, alaylara maruz kalır ve servetinden olur. Şeytan’ın bile saf ve temiz kaldığı bu karanlık dünya tasavvurunun barındırdığı keskin yergiden Batı uygarlığı ve Katolik Kilisesi’nin temsil ettiği ruhban sınıfı da nasibini alır.
Şeytan'ın Günlüğü
Şeytan'ın GünlüğüLeonid Andreyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,981 okunma
308 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Ruh Adam adli eseri yazarin kendi düslerinin, hayallerinin hatta gerçek yasamindaki çesitli olaylardan da söz eden otobiyografisidir. Ruh Adam büyük olçüde yazarin düssel, imgesel, fikirsel düsüncelerinin, ruhsal ve içsel bunalimlarinin özgeçmisi olsa bile yazarin gerçek yasamindaki bazi olaylari da yansitmaktadir. Yazarin kendisi de tipki romandaki Selim Pusat gibi askerlikten atilmis, bir edebiyat ögretmeni ile evli olan birisidir. "Ruh Adam, kendi nefsi ile mücadele eden bir insanin macerasidir." KONUSU: Ruh Adam isimli roman, geçmişte Mete’nin ordusunda subaylık yapmakta olan Burkay isimli bir Yüzbaşı’nın, günümüzdeki Selim Pusat kimliğine bürünerek karşımıza çıkmasını ele almaktadır. Selim Pusat Padişaha bağlılık yemini etmiş olan bir subaydır ve Cumhuriyet’in kurulmasının ardından, Padişaha olan bağlılığı nedeniyle ordudan atılmıştır. Geçmiş yaşamında da benzer acılar çeken Selim Pusat (yani Yüzbaşı Burkay), şuan da hala aşk ıstırabı çekmektedir. ANA FİKİR: Ruh Adam isimli kitap, irdelemekte olduğu bütün sosyal, siyasal ve bunun yanı sıra metafizik, felsefi meselelere rağmen, temelinde bir aşk romanıdır. Roman başından sonuna kadar, kişinin; nedenine bir türlü vakıf olamadığı ve önüne geçmeyi de bir türlü başaramadığı aşk duygusu karşısında bulunduğu güçsüzlü ve çaresizliği irdelemektedir. Bunun yanında, kader ve insan ilişkilerini de ciddi anlamda sorgulamaktadır.
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201926,9bin okunma
188 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Tokyo’nun varlıklı bir mahallesinde, sıradan ve sorunsuz gibi gözüken bir hayat süren Hajime, orta yaşlara geldiğinde yaşamını sorgulamaya başlar. Hayatı boyunca sahip olduklarından daha fazlasını istememiştir. Savaş sonrası yıllarda şansı yüzüne gülmüş, iyi bir evlilik yapmış ve iki kız çocuk sahibi olmuştur. Şehirde iki caz kulübünün sahibi olarak kıskanılacak bir kariyeri vardır. Yine de, hayatı ve kariyeriyle ilgili, rahatsız edici, sinsi bir yetersizlik duygusuna kapılmaktan kendini alamaz. İlk gençliğinde âşık olduğu, akıllı, ancak tuhaf bir yalnızlık duygusu uyandıran güzel Şimamoto’nun anısı, kalbini gölgelemektedir. Yağmurlu bir gecede, eskisinden çok daha güzel ve etkileyici görünen Şimamoto’nun tekrar karşısına çıkmasıyla, hayatı çok daha karmaşık bir hale gelir.
Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında
Sınırın Güneyinde, Güneşin BatısındaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20124,306 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Allah her şeyden haberdardır, sanmayın ki size yapılan haksızlığa kayıtsız kalıyor. O, size bir annenin evladına yaklaştığı merhametten daha fazla merhamet duyandır. Duanın karşılığını takip etmeden “Allah de ötesini bırak”. Kul Rabb’ini imtihan etmez. O’na tevekkülle yaklaştığında rahmetini tüm hücrelerinde hissedeceksin. Karşında o kadar çok maskeli insan var ki onları tanımak için yoruluyorsun. Şayet dikkat edersen güzel olan bir şey var; o senin hakkını aldıkça, sen onun sevaplarından kazanıyorsun. O halde kaybettim diye üzülme, biraz daha derin bakarsan, aslında kazandığını fark edeceksin!..
Allah De Ötesini Bırak
Allah De Ötesini BırakUğur Koşar · Destek Yayınları · 20138,3bin okunma
67 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gerçekten de Cemile, aşk ve tabiatın çocuk dikkat ve masumiyetiyle sunulduğu şahâne bir duygu tablosudur. Ayrıca töre ve çevre şartlarının insan unsurlarıyla ilişkileri açısından da olağanüstü bir hikâyedir.
Cemile
CemileCengiz Aytmatov · Elips Kitap · 200532,5bin okunma