Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kerim Görkem Gökkaya

Kerim Görkem Gökkaya
@KGGokkaya
Ah olacağı buydu oldu, Duygularla o kadar uğraştım ki Artık aramızda ne bir sır Ne güven, ne inan, ne uyum... Sonunda tükettim ruhumu: Sevinirken sevincimi seyrediyorum Korkumla korkmuyorum şimdi. Madem bir kapı aralıktır, Sen sonuna kadar aç onu. Artık bendeki insandan kurtuldum Sevgisiz yaşayacağım sevgiyi.
Reklam
Ey bilinç! Sevgim de, hüznüm de Eski bir zamandan gelmedir Şimdi saltanatımda yapayalnızım.
Ne güzel yangındı o yangın Herkes yeniden yaşadı ve unuttu Yaktığımız mutluluğu unutma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tanrım, dünyada ne güzel görevler, ne güzel memuriyetler var! İnsanın ruhunu nasıl da yüceltir, hazlara boğar bu güzel görevler!
Reklam
Gecenin düşselliği
Sürekli bir huzursuzluğun kaygısını taşıyor içinde, cumhuriyetlerin, prenslerin verebileceği en büyük onurlarla da taçlandırılsa, alacakaranlık onda gene düşsel seçkinliklerin yakıcı arzusunu uyandırır sanıyorum
Şiir Üzerine
Kant denince Törless'in aklına gelen tek şey, felsefe sorunlarının bu filozof tarafından kesin olarak çözümlendiği ve bundan böyle felsefe ile uğraşmasının bir işe yaramayacağıydı; nitekim bir Schiller ve bir Goethe'den sonra şiir yazmanın da yararsız bir uğraş sayılacağına inanıyordu.
Sayfa 116Kitabı okudu
Sevgili evladım, inanacaksın böyle olduğuna, bitti; bir gün gelir, belki şimdikinden kat kat daha fazla anlarsın matematikten, o zaman nedenini öğrenirsin; ama şimdi yapacağın tek şey inanmaktır.
Sayfa 115Kitabı okudu
Hiç kimsenin unutamadığı anlar, sanki birbirine paralel olarak aynı hızla akıp giden, dolayısıyla yaşamamızı sağlayan ilişkinin işlevsiz kaldığı durumlar hemen birbiri ardı sıra içinden fışkırıyor, onu serseme çeviriyordu.
Reklam
Yetişkin bir insan için, kendisi farkına varmaksızın, günleri birbirine zincirleyerek aylara ve yıllara dönüştüren o sabır dolu planlar henüz yabancısıydı. Ayrıca bir günün geçip sona erişini bir soru sormaya bile değer görmeyen o umursamazlık da yabancısıydı yine. her gece Törless için bir hiçlik, bir mezar, bir silinip ortadan yok oluş anlamı taşıyordu.
Büyümekte olan bir gencin ilk tutkusu, bir kişiye karşı duyacağı değil, herkese karşı duyacağı nefrettir çünkü. ... Tutkunun kendisi ise, iki kişi olmanın iki kat yalnızlıktan başka bir anlam taşımayacağı bir kaçıştır.
Törless mektuplar yazıyordu eve; hemen her gün. Yalnızca bu mektuplarda yaşıyor, diğer bütün yaptıkları kendisine önem taşımayan, gölgemsi, silik şeyler gibi görünüyordu; adeta bir saatin kadranındaki rakamlar gibi üzerlerinde durulmaya değmeyecek istasyonlardı bunlar.
Sevgili, arkadaş, dost, aile, hepsi bir yere kadar; tek gerçek yalnızlığımız.
Sayfa 228Kitabı okudu
Tanrı'nın evine açılan tek bir kapı vardır, o da insanın yüreği.
Sayfa 194Kitabı okudu
İnsan yaşadıkça aşkın da geçici bir duygu olduğunu anlıyor.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Kimse kimseyi tanıyamaz. Tanıdığımızı sanırız. Tanıdığımız kadarına inanırız. Eğer gerçekten tanısak, bırakın aşkı filan, kimse kimseyle arkadaş bile olamaz.
Keşke yalan da olsa dünyada adalet diye bir şeyin var olduğuna inanabilseydim.
Acımasız olan biz değildik, yaşadığımız dünya, yaşadığımız çağ, bütün bir insanlıktı.
Sayfa 152Kitabı okudu
Tarihi yenenler yazar. Hep böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak.
Biz de Poe gibi, ızdırabımızla alay etmeyi başardığımızda insan olmaya bir adım daha yaklaşacağız.
Harp de, kıtlık da yoksullar için felaket demekti, parası olan her devir gemisini yürütüyordu.
Reklam
Sahi nedir vatan? Bir toprak parçası mı, uçsuz bucaksız denizler, derin göller, yalçın dağlar, verimli ovalar, yemyeşil ormanlar, kalabalık şehirler, tenha köyler mi?
"Ah bir kez dokunduğunuz her şeye niçin önüne geçilmez bir sadakatle bağlanıyorsunuz, ... sizin için üzülmekten başka bir şey yapmayan bir insana duyduğunuz üzücü bağlılığa son verin. ... bu arzuyu sizin için bu kadar cazip kılan şey, bana sahip olmanızın olanaksızlığıdır."
Sayfa 102Kitabı okudu
Bazen kendime şöyle diyorum: Senin yazgının benzeri yok; diğerleri şanslı - senin kadar sıkıntı çektirilen bir kişi bile yok. - Sonra eski çağların bir şairini okuyunca, içimden geçenleri görür gibi oluyorum. Katlanmak zorunda olduğum çok şey var! Ah! Benden önce yaşayan insanlar benim kadar üzüntü yaşadılar mı acaba?