Bugün de, dini, felsefi, siyasi, sosyal problemleri ortaya atarken aynı düşüncelerle karşı karşıyayız. Aklın hükümdar olduğu o çağda bile, aklı doyuramamaktadır insanları...
Yine de biri çıksa, nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim. Kederli olduğumda söylenemez zaten. Buna sebep yok çünkü. Ne taze bir ölüye sahibim, ne felaket geçirenlerim var. Dedim ya oturuyorum öylece. İyi ki etrafımda kalbimi tanıyanlar yok...
Üstad ne güzel ifade etmişti duygularımızı "Benim ayağımın altıda müsait, başımın üstüde. Nerede duracağını sen belirle."
Lakin biz insanları hep baş üstünde yer verirken onların ayak altını seçmeyi tercih ettiler..