Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melisa Atlı

Kol gücü ile yapılan işlerle uğraşan insanlar hiçbir zaman devlet görevlilerine getirilmezler ve Buda haklı bir davranıştır. Bunların çoğu bütün gün oturmaya, hatta bazıları sürekli ateş karşısında durmaya mecbur olduklarından bedenleri kaçınılmaz olarak zayıflar ve aklında bundan etkilenmemesi epey güçtür.
Reklam
Doğada ne kunduracı ne de Demirci vardır. Bu tür işler onları yapan insanları bozar, bunlar durumları gereğince siyasi haklardan dışlanmış aşağı tabakadan ücretliler isimsiz sefillerdir.
Nasıl ki insanlığın ilk dönemlerine üretimlerinin niteliğinden ötürü Taşdevri tunç devri gibi isimler verilmişse bizim dönemimizde de tağşiş, tahrif, sahtecilik devri adı verilecektir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İşçi sınıfı ahmakça iyi niyetiyle beyninin yıkanmasına izin verdiği; doğuştan gelen coşkusuyla hiç düşünmeden çalışmaya ve mahrumiyeti atıldığı içindir ki kapitalist sınıf kendini zorunlu tembellik ve zevki sefaya üretmemeye ve aşırı tüketmeye mahkum edilmiş halde bulmuştur.
Nüzhet bana yalan söyledi. Dünyanın hiçbir Nüzhet’i yalan söylememelidir.
Reklam
Yalan bana suçların en ağır gibi geliyordu ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğini şaşırıyordum. Yalanı her şey isyan etmelidir. Eşya bile. Damlardan Kiremitler uçmalıdır, ağaçlar köklerinden sökülüp havada bir saniye içinde toz duman olmalıdır. Camlar kırılmalıdır , hatta yıldızlar düşüp gökyüzünde 1000 parçaya ayrılmalıdır.
Hani senin o güzel kelimelerin, çılgınlıkların, şarkıların, davetlileri kahkahalarla boğan şakaların?
Ben kan, cerahat, irin, ciddi adam, mahzun çocuk sevmem. Ben Mesut olmak isterim.
 Kendimi çok sevdiğimi, kendimi çok acı tamam. Beni yalnız bu koruyor. Bu aşk, bu merhamet.
İnsanlar birbirine kanla, sınıfla değil inandıkları şeyde iştirakle bağlanıyorlar.
Reklam
Çukurova insanları gittikçe zalim, kötü, sevgisiz oluyorlarmış. Dost diyecek hiç dost kalmamış. Herkes herkesin gözünü oyuyormuş, beş kuruşa insan babasını öldürürmüş. Kendisi o kadar insan içine girmiyormuş. Baharda portakal çiçekleri öyle bir kokarmış ki insan sarhoş olurmuş…
Sayfa 102Kitabı okudu
Bir başkasının varlığıyla teselli olabiliriz gerçekten ama tesellimizde bu insanın sadece bir vasıta olduğunu kendi kendimizi teselli edelim yine kendimiz olduğunu çoğu kez fark edemeyiz.
Efendi addedip karşısında savaştığımız unsurların efendiliğini biz yaratır ve biz pekiştiririz. Halbuki dış diye bir şey yoktur her şey ama her şey aslında sadece ve sadece içimizde cereyan etmektedir.
Her sorunun çözümü de içinde taşımaktadır. Hatta bizim sorun adını verdiğimiz şeyler çözümün kendisidir.
Hepimiz suyun içindeyiz. Hayat gerçekten de suyun ortasında olmaya benziyor. Suyla savaşırsınız su düşmanlaşır ve sizi içine çeker. Suyun üzerinde durmasını hatta yüzmesini öğrenmek ancak suyla dostlaşarak mümkün. Su onu dost olarak gördüğümüzde bizi kaldırır ilerlememize yardımcı olan hareketi sağlar.
129 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.