Varalım kûy-ı dil-ârâya gönül hû diyerek
Kokalım güllerini gonca-i hoş bû diyerek
Şerbet-i lâ'l-i hayâli öldürdü bizi meded
Gidelim küyuna yârin bir içim su diyerek
I. Mahmud "Sebkatî"
Şemîm-i kâkülün almış nesîm gülşende
Demiş ki sünbüle sende emanet olsun bû
~ Figâni
Sabah esen hafif tatlı rüzgâr, gül bahçesinde senin kâkülünün güzel kokusunu almış. Sümbüle demiş ki, sende emanet olsun bu koku.
Ey bir tane sevgilim, ben bugün yaşıyorsam
Sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmustur,
Dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam
Etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur
Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam:
Seni her andığımda gözlerim yaş olmuştur
Yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider,
Gözyaşları içinde seneler yürür gider.
Sabahattin Ali
Okur Takip Önerileri
Zülfüne gönlüm bestedür
âhum göğe peyvestedür,
Cânâ Muhibbi hastedür
sen derde dermânsın bana.
Kanuni Sultan Süleyman
~ Gönlüm saçlarına bağlıdır, âhım gökyüzüne ulaşmıştır. Ey canım Muhibbin hastadır, sen ise derde dermansın bana.
İhtimâl-i hecr teşvîşine değmez zevk-i vasl
Vasl kim var anda hicrân ihtimâli n’eylerem
Fuzuli
~ Ayrılık ihtimali olan bir vuslata kavuşma demem, onu istemem. Kavuşma; peşi sıra hicran gelmeyendir, o ise dünyada mümkün değil.
Umarsan bir nevâziş açdığı bin zahm için ammâ
Bu insâniyyet ey dil gamze-i cânâneden gelmez
~Nâbî
-- Sinende açtığı bin türlü yarayı bir gün de pansuman eder diye ümit edersin ama heyhât! O insanlık, sevgilinin gamzesinden gelmez.
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
- Ihlamurlar çiçek açtığı zaman... 
Bahaettin Karakoç
Gerçi cânândan dil-i şeydâ için kâm isterem
Sorsa canân bilmezem kâm-ı dil-i şeydâ nedir. Fuzuli
~Sevgiliden, deli gönlüm için bir seadet, mutluluk istiyorum ama canan dönüp sorsa ‘sen ne istiyorsun’ diye; ne istediğimi bile söyleyemeyecek durumdayım.
Açılır bahtımız bir gün hemen battıkça batmaz ya
Sebepler halk eder Hâlik, kerem babın kapatmaz ya
Benim Hakk'a münâcatım değildir rızk için hâşâ
Hudâ Rezzâk-ı âlemdir, rızıksız kul yaratmaz ya
Erzurumlu İbrahim Hakkı
Şimdilik hüsnü sana aşkı bana vermişler
Âriyetdir bu da cânâ ne senindir ne benim
Fuzuli
~Ey sevgili! Şimdilik güzelliği sana aşkı bana vermişler. Bunların hepsi emanettir. Ne güzellik senindir ne de aşk benim.
Veren bu sureti mevhuma revnâk reng-i hüsnündür
Gülistân-ı hâyâlim nev-bahârım varsa sendendir
Şeyh Galib
Bir güzelliğim varsa o da sendendir. Sana benzediğim içindir. Bir kütükten klasik bir mobilyayı usta yapar ya! Beni de bu hâle sen getirdin. Hayalimde bir gül bahçesi, bir güzellik varsa ilkbaharım ve sonbaharım varsa o da sendendir.
Aşk bir şem-i ilâhidir benim pervânesi
Şevk bir zencirdir gönlüm onun divânesi
Hayalî Bey
Aşk bir ilâhi mumdur, ben de o mumun pervanesiyim. Mum pervane ister, etrafında dönen. Şevk dediğin de bir zincirdir ve zincir de ona bağlanacak bir deli ister. İşte o deli benim.
Def-i gamda olmazız muhtaç, câma Cem gibi,
Âşıkız bir âşıka eğlence olmaz gam gibi
Gamını dağıtmak için üzümü sıkıp da bir şey üretmeyi akıl etmiş Cem, sonra da bunu içip içip kafayı bulmuş. Bu onun problemi, bizim öyle bir şeye ihtiyacımız yok. Biz aşığız, bizim eğlencemiz gamdır. Gam gitsin diye tedbir almayız.
Olur reng-i ta'alluk reh-zen-i dâr-ı bekâ Nâbî
Anınçün sâdelikden gayrı renk olmaz kefenlerde
Nabi
~ Çok renkli olmak, çok alakalara bulanmak, ahiret yolculuğunda senin için yol kesicidir. Dikkatli ol, sade olmak esastır. Kişiyi ahirete uğurlarken tek renk olan kefen giydiriliyor. Vesselâm..
Can Veren Pervaneler 4
Bî-sûziş-î aşk istemeziz tûl-i hayâtı
Mânend-i şerer böyle ölünce gideriz biz
~Şeyh Gâlib
Aşkın yakıcı ateşi olmaksızın, uzun bir ömrümüz olsun istemeyiz. Bir kıvılcım gibi olalım, yanalım. Varsın ömrümüz kısa olsun.
Muktezâ-yı tâli'imdir dûr eden senden beni
Yoksa ey çeşm-i siyahım bî-vefa denmez sana
~Senden beni ayıran kara bahtımdır. Ayrı olmamızın senin beni sevmemenle vefasız olmanla alakası yok. Suç sende değil benim kara bahtımda.
Bülbül şetâreti gül-i handânı güldürür
Taklîd-i zâğ gebk-i hırâmânı güldürür
Yahyâ'yı ağlatırsa eğer yar gam değil
Müşkül budur ki düşmen-i nâdânı güldürür
Yahya Bey
Dîdesi havf-ı rakîb ile olup eşk-efşân
Su uyur düşmen uyur haste-i hicrân uyumaz 
Şeyh Galip
Sıcaktan kaçan ve bir ağaç gölgesine sığınan adam, ne gariptir ki, ağaçtan hoşlanmaz da gölgeyi sever.
Molla Câmî
İnsanı mutlu eden şeyler aynı zamanda onun felaketinin de kaynağı olabiliyor. 
Johann Wolfgang Von Goethe