Albay, ulusal gururu okşayacak kelimeler seçmeye çalışarak daha bir sürü laf etti. Ne var ki kazakların gözleri önünde canlanan tablo, ayaklarının dibine devrilen hışır hışır ipek düşman sancakları değil, karmakarışık olan kendi hayatları, karıları, çocukları, sevgilileri, toplanmamış ürünleri ve başı dertli bıraktıkları yetim köyleri ile ilgiliydi.