Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

HD

HD
@Livity
YL
17 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Popüler eğitim üzerine: Anlamadıkları bir şeyi ezbere tekrarlamalarını istemek, papağanlar yaratmaktır. Akla itaat etmeye alışmaları için çocuklara sorgulayıcı olmayı öğretin: ne kıt zekaların otoritesine ne de ahmakların geleneklerine itaat etsinler. Bilgisiz birini her önüne gelen kandırır. Hiçbir şeyi olmayan insanı her önüne gelen satın alır.
Reklam
Öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap!
Bir erkeğin ayaklarını yere sağlam basmasını sağlayan şeyleri yapmalarına fırsat kalmadan savaşa götürdüm onları. Yola çıktıklarında evli değillerdi. Çocukları yoktu. Hasadın cılızlığı yüzünden kilerlerinin kıyısını köşesini kazımak zorunda oldukları seneler geçirmediler, tasarruf etmeyi öğrenebilecekleri bereketli yılları da olmadı. Anneleriyle babalarının yaşlanıp elden ayaktan düşmesini seyretmediler. Öldüklerini görmediler. Korkarım ki yalnızca gençliklerini değil, yaşlılıklarını da çaldım onlardan.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Fakat namus demek tutku denektir, namusluluk demek sinirsel gerginlik demektir. Tutku ve sinirsel gerginlik ise istikrarsızlık demektir. Bolca tensel günah olmadan kalıcı bir uygarlık kuramazsınız”
Tanrılar adildir. Hiç kuşkusuz. Son tahlilde görünen o ki, tanrıların yasalarını, toplumları idare eden kişiler dikte ederler; ilahi takdir düşüncesi, insanlardan çıkar.
Reklam
“Ben keyif aramıyorum.Tanrı’yı istiyorum, şiir istiyorum,gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum” “Aslında” , dedi Mustafa Mond, “siz mutsuz olma hakkını istiyorsunuz.”
Sen bir kartal olmayacaksın, küçük adam, ve bu yüzden akbabalar tarafından yutulacaksın. Kartallardan korkuyor ve bu yüzden büyük sürüler halinde bir arada yaşıyorsun ve kalabalık yığınlar ve sürüler halinde yutuluyorsun. Çünkü, senin tavuklarından bazıları akbabaların yumurtaları üstünde kuluçkaya yattı. Akbabalar şimdi, seni daha iyi, daha geniş ufuklara götürmek isteyen kartallara karşı, senin önderlerin oldu. Akbabalar, sana leş yemeyi, birkaç tahıl kırıntısıyla yetinmeyi ve üstüne üstlük “yaşa (heil) , büyük akbaba” diye bağırmayı öğretti.
Ey, evlilik bağımlısı küçük adam. “Evlilik dışı” doğan İsa çocuğu, evlilik dışı çocuk tanımayan Tanrı’ nın oğlu diye yücelttin. Ama sonra, kendi zalim, darkafalı gerçekliğinde, bu kez Havari Paulus olarak, gerçek aşkın çocuklarını kovuşturuyor ve gerçek nefretten olma çocukları, kendi din yasalarının korumasıyla donatıyorsun.sen, sefil küçük bir adamsın!
Senden başka kimse senin köleliğinden sorumlu değil
Demek büyük adam, nasıl ve ne zaman küçük bir adam olduğunu biliyor. Küçük adam, küçük olduğunu bilmiyor ve bunu bilmekten korkuyor.
Reklam
Üstünlüğümü; o aşağılık insanlara, doğaya, tanrılara karşı, insan şehvetinin doğurduğu tanrılara karşı üstünlüğümü anlamıştım. Bir tanrı olmuştum, tanrıdan da büyüktüm, çünkü içimde sonsuz, ebedî bir ırmağın aktığını hissediyordum.
Dua sırasında gözlerimi yumdum, ellerimi yüzüme kapadım, bir gece yarattım kendime , bu gecenin karanlığında, bir rüyada gibi sorumsuz, kendi duamı okudum. Fakat sözcükleri huşu içinde söylenmedi bu duanın. Çünkü ben Tanrı’yla, Yüce Varlık’la değil, sevdiğim tanıdığım birisiyle konuşmaktan hoşlanıyordum! Çünkü benim çok yükseğimdeydi Tanrı.
Masal, her anlatanın, miras aldığı ruh durumunun sınırları içinde, tasarlayıp da eremediği dilekler için bir çözüm, bir kaçış yolu ancak.
“Ne mal dârem ki dîvân behored/ Ne din dârem ki şeytan bebered “ ( Ne malım var kadıya yedirecek, ne dînim var şeytana verecek)
100 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.