Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Saadet S.

Ama bilemiyorum ne deliliktir, ne değildir; kim karar verebilir kesinlikle. Çünkü galiba her adamın içinde deliden de, akıllıdan da ötede bir başka adam var ve o adamın delice ve akıllıca işlerine aynı tiksinme ve aynı şaşkınlıkla bakıyor içerden.
Reklam
Bu günah dolu yeryüzünün hiçbir köşesinde dürüst, çalışkan bir kişi kazanç sağlayamaz.
Kadınların yaşaması zor, gerçekten böyle. Kimi kadınlar. Anamı hatırlıyorum, yetmiş yaşından fazla yaşadığını. Her gün çalıştı, güneşte, yağmurda; son çocuğu doğduktan sonra bir gün hastalanmadı, ta ki bir gün şöyle bir çevresine bakındı, sonra gidip o dantel işlemeli, kırk beş yıl sandıktan çıkarıp kullanmadığı geceliğini aldı, giydi, yatağa yatıp, örtüleri üstüne çekip gözlerini kapadı. "Siz hepiniz babanıza elinizden geldiği kadar iyi bakmalısınız," dedi. "Ben yoruldum."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gün gelecek birbirimize söyleyecek tek sözümüz bile kalmayacak.
İşte o zaman ayırdına varıyor insan, olmak zorunda kaldığımız varlık olmasaydık ne olurdu diye; her gün karşılaşılmaz böylesine kılı kırk yararak yapılan çözümlemelerle. Çünkü bir kez dünyaya geldiğinizde, yapılacak bir şey yoktur artık.
Reklam
İnsanın mutlu olabilmesi için mutlu doğması gerekir.
Sayfa 301Kitabı okudu
... Tam ve namuslu düşünceler, sessizlik, ihtiyarlık ve dişsizlik ister. Dişsiz olduğun zaman: “Ayıp çocuklar, ısırmayın!” demek kolaydır. Ama otuz dişin olunca... İnsan gençliğinde canavardır, evcilleşmek bilmez canavardır ve insan yer.
..Aklım başımda olduğu şu sırada, sana hiçbir şey yapmamış olan başka bir insana saldırıp onu ısırmanı, burnunu koparmanı, kulağını kesmeni, karnını deşmeni ve bu arada Tanrı’yı da yardıma çağırmanı gerektiren bu kudurganlık nedir diye düşünüyorum; bu, Tanrı da gelip burun ve kulak kessin ve işkembe deşsin mi demektir?...
“Öleceğim. Beni tüketen acıları hissetmeyeceğim artık; tatmin olmayan, fakat yatışmak da bilmeyen hislerin kurbanı olmayacağım.”
Sayfa 244Kitabı okudu
“Benden nefret ediyorsun ama senin nefretin, benim kendime karşı hissettiklerimin yanında hafif kalır. Bu işi yapan ellere bakıyorum, bunu tasavvur eden yüreği düşünüyorum, bu ellerin gözlerimle buluşacağı, o hayalin artık düşüncelerime musallat olmayacağı anın özlemini çekiyorum.”
Sayfa 244Kitabı okudu
Reklam
“Ne yazık! İnsan niçin vahşilerden daha üstün hassasiyetlere sahip olmakla övünür ki; bu onları daha kısıtlı varlıklar kılıyor sadece. Dürtülerimiz açlık, susuzluk ve şehvetle sınırlı kalsaydı, neredeyse özgür olurduk; ama şimdi esen her rüzgarla, tesadüfen söylenmiş bir sözle, ya da o sözün anlattığı görüntülerle heyecanlanıyoruz.”
Sayfa 105Kitabı okudu
“Böylece akıntıya karşı kürek çekerek, durmaksızın geçmişe doğru sürükleniyoruz.”
“...Yine de kente tepeden bakan sarı pencerelerimizin hizası, kararan sokaklardaki rastgele izleyiciye insan mahremiyetinden nasibine düşeni aktarmış olmalıydı ve ben de, yukarı bakıp merak eden o kişiydim. Hem içinde hem de dışındaydım, yaşamın durmak bilmez çeşitliliği karşısında hem büyüleniyordum hem de tiksiniyordum.”
..Bay Darling de uyandı ve karısıyla çocuklarına sarıldı, tabii Nana da koşarak geldi. Bundan daha hoş bir manzara olamaz; oysa pencereden dik dik onları seyreden minik oğlan dışında kimse şahit olmadı buna. Başka çocukların asla bilemeyeceği sayısız heyecan yaşamış olabilirdi, fakat o an pencereden, sonsuza kadar ona yasak olan biricik sevinci seyretmekteydi.
Sayfa 171Kitabı okudu
“Bak şimdi Wendy, dünyaya gelen ilk bebek hayatında ilk defa güldüğünde, gülüşü binlerce parçaya ayrılmış ve her parça sağa sola dağılmış, işte periler böyle çıkmış ortaya.”