Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merve

Bir gün Danıştay’da odamda çalışıyordum. “Bir hanım sizinle görüşmek istiyor.” dediler. Biraz sonra kapı açıldı, içeri aşırı makyajlı, saçları çok abartılı yapılmış bir hanım girdi. Bir sıkıntısı olduğunu söyledi, görüşmek için izin istedi. Yer gösterdim, oturdu. Ancak oturma şekli son derece edep dışıydı. Bu durumda takınılabilecek iki tavır vardı: Ya kaba davranarak azarlayıp kovmak veya ona unutamayacağı bir ders vermek. Ben o kimseyi çok büyük bir saygıyla karşıladım. Ne istediğini, sıkıntısının ne olduğunu sordum. Onunla konuşurken son derece saygılı, edepli olmaya dikkat ettim. Benim bu davranışım karşısında biraz sonra bacaklarını örttü, sonra oturuşunu düzeltti. Biraz sonra da kendini tutamayıp hüngür hüngür ağlamaya başladı. Niçin ağladığını sordum, “Efendim, yoksa sizi kıracak bir şey mi söyledim?” dedim. “Hayır,” dedi. “Şimdiye kadar kimse bana sizin kadar saygı dolu, sizin kadar kibar, sizin kadar insanca davranmadı. Adam yerine bile koymadı. Çok duygulandım, onun için ağlıyorum.” dedi. Ben de kendi ayakları üzerinde durabilmesi için isterse kendisine iş bulabileceğimi söyledim. Çok memnun oldu. Allah’ın yardımıyla kısa sürede bir iş bulundu. Sonra o çalıştığı yerde bir bey onunla evlenmek istemiş. Beni baba olarak görüp bana danıştı. Ben de adama, eğer eski yaşantısını yüzüne vurmayacaksa o hanımla evlenebileceğini söyledim ve evlendiler. Şimdi bir yavruları var, mutlular.
Reklam
İnsanlara dünyayı cehennem gibi gösteren, kendi varlıklarının mânâsını bilemeyişleridir
Büyük bilgin, kendi çağının en kültürlü insanı EI-Birûni hastalanır, son günlerini yaşamaktadır. Hükümdar emir verir, konsültasyon yapılır. Umut yoktur. Durum hemen kendisine bildirilir. Derhal hastayı ziyaret eder. “Efendim,” der, “Ne yap­mamızı istiyorsanız, emir buyurun, derhal yerine getirelim.” El- Birûni, teşekkür eder, “Efendim,” der, “kafamda matematiğe ait çözemediğim, bir türlü halledemediğim bir soru var. Emir buy­rulsun, memleketin en ünlü matematikçileri lütfedip gelsinler; inşallah dünya hayatımdaki son gece misafirliğimde, o meseleyi halledelim. Hakk’a öyle göçmek istiyorum.” Hükümdar, büyük bir saygı ve edeple, “Hay hay efendim” der. Derhal emir verir. Matematikçiler gelirler. Sabaha kadar müzakere sürer. Güneşin doğmasına yakın çözüme varılır. El-Birûni gerek konuk bilim adamları ile, gerek hane halkı ile helâlleşir, vedalaşır, neşe için­de, huzur ve mutluluk içinde Hakk’a göçer. Nur içinde yatsın. Cenâb-ı Hak, din gününde ellerinden öpmeyi nasibetsin.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Rûhunun temizlenmesi için Allah'ın lutfunu dile... Ancak onun aşkı selidir ki, abesleri bir anda sürüp götürür. Yoksa iş, eksik ve fazlalıklarını bir bir tutup atmaya kalırsa, bitirip tüketmesi güç olur.
Tahammül Tesellisi
Musibetlere sabrın mertebeleri vardır. Sabrın en alt derecesi dayanmak yani tahammül etmektir. Bir üst mertebesi, dayanmanın da Allah'tan olduğunun idrakinde olmaktır. Bu mertebede sabrın Cenab-ı Hakk'ın lütfu olduğu bilinir.(Sabret! Sabrın da ancak Allah'ın yardımı iledir. Nahl,127)
Reklam
Eğer ölümün sürekli bize eşlik ettiğini bilerek yaşayabilirsek, o zaman ölüm, Donjuan'nın deyişiyle 'müttefikimiz' olur. Evet, korkutucu ama en önemli uyarıcıdır ölüm.
İnsanın kendi içine gitmesi, kendini sorgulaması ciddi şekilde zordur ve bu sebeple, bu zorluğu aşacak kararlılık ve öz disiplin gerekir. Gerçek şu ki, kadın için en önemli değişim bir başkası tarafından ona verilmesini beklemeden, özgürleşme sorumluluğunu ele almasıdır. Aksi durum ise Voltaire'nin dediği gibi "Kendisini başkasının kurtarmasını bekleyen kişiler yalnızca kölelerdir..."
Sayfa 129
Gam diyârında ecel peyki güzâr etmez mana Yok sanur varum meger kim i'tibar etmez mana Yâr cevr etmez mana ağyâr ta 'lîm etmeden Billâh ağyâr etdügi ihsanı yâr etmez mana Dağıdur her lâhza raht-ı âyşumı ahum yeli Hansı nâ-hak zulmdür kim rûzigâr etmez mana Aşk zevkiyle hoşem terk-i nasihat kıl refîk Men ki tiryâki-mizâcem zehr kâr etmez mana Çarhdan aşurmadan yadunla âh-ı âteşin Kadr edüb gerdûn şererden zer nisâr etmez mana Nakd-i cân târâc-ı gamdan saklamak düşvârdur Işk tâ seng-i melâmetden hisâr etmez mana Yâd-ı lâ'lünle Fuzûlî gözleyüb râh-ı 'adem Vâr bir tedbiri amma âşikâr etmez mana
Işka saldum men meni pend almayub bir dôsttan Hiç düşmen eylemez anı ki etdüm men mana (Dost nasihatını dinlemeyip ben kendimi aşka saldım . Benim kendi­ me ettiğimi hiçbir düşman yapamaz.)
Ya Rab hemîşe et lutfunu reh-nümâ mana Gösterme ol tarîki ki gitmez sana mana Kat'eyle âşinâluğum andan ki gayrdur Ancak öz âşinâlarun et âşinâ mana Bir yolda sâbit et kadem-i i'tibârumı Kim reh-ber-i şerî'at ola muktedâ mana Yok mendebir amel sana şâyeste ah eger A 'mâlüme göre vere adlün cezâ mana Havf-i hatâda muztaribem var ümîd kim Lutfun vere beşâret-i afv-i hatâ mana Men bilmezem mana geregin sen hakîmsen Men'eyle verme her ne gerekmez sana mana Oldur mana murâd ki oldur sana murâd Hâşâ ki senden özge ola müdde'â mana Habs-i hevâda koyma fuzûlî-sıfat esîr Yâ Rab hidâyet eyle tarîk-i fenâ mana
Reklam
Yıl 1905, Çuşima Deniz Savaşı yapılıyor. Bir tarafta Rus donanması, bir tarafta Japon donanması. İki taraf da var güçleri ile savaşı kazanmak için mücadele ediyorlar. Sonuçta galibiyet Japon amirali Taga’nın oluyor. Rus amirali esir ediliyor. Biraz sonra gelip amiralin huzuruna çıkarılacaktır. Biraz korku, biraz heyecan içinde, yüzü sapsarı
Başkan Kennedy Teksas’da vurulduğu gün, cebinden o gün söyleyeceği nutuk çıkmıştı. Nutukta İshak Peygamberin bir sözü bulunuyordu. “Yol uzun, yük ağırdır. Bu yükle, bu yola kat­lanamazsınız. Yüklerden kurtulunuz.”
Hz. Ömer’in misafiri geldiğinde, devletin mu­munu söndürerek, cebindeki mumu yakmasındaki sonsuz ince­liği idrak edemeyenler hem kendilerini, hem ailelerini, hem de toplumlarını felâkete sürüklerler. 
Birtakım küçük hesaplar uğruna, sürekli inançlarından taviz verenler, er geç o toplumun tokadını yemeye mahkûmdurlar. Bir inancın sahibi olmak, kolay iş de­ğildir.
Değerli Fransız yazarı Andre Mauriaus kültürü şöyle tanımlıyor; “Kültür; bilinen, öğrenilen, okunulan her şey unutulduktan sonra geride kalan şeydir.” Üzerinde yıllarca düşünülmesi gereken güzeller güzeli, inceler incesi bir tanım.
342 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.