Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Mikail
Mikail
@Mikail97
Mekatronik Mühendisi
Aydın - İstanbul
Aydın - Söke
18 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Ne dilediğine dikkat etmeli insan
Dorian Gray'in Portresi.
Sizi, bir şey dilerken iki kere düşünmeye sevk ediyor. Ve bazı dileklerin sadece dilek olarak kalması gerektiği, her dilediğimizin gerçekleşmemesi gerektiğini, her istediğimizi elde ettiğimizde kendimizi içinde bulacağımız kötü duygularla baş başa bırakıyor bizi.
Yanında da yangına sürekli körükle giden bir arkadaşınız olduğunda, size gerçekleri göstermek isteyenlerin, sizi koşulsuzca sevenlerin, kısacası hayatınıza giren güzelliklerin nasıl da üzerinden silindir gibi geçip gidebileceğinizi gözler önüne seriyor.
Eser ayrıca yazıldığı dönemin İngiliz sosyete hayatına da ışık tutmakla birlikte, bu toplumun halihazırda bulunduğu halini ağır eleştiri topuna tutuyor.
Keyifli okumalar
Zamanımızın Bir Kahramanı
Peçorin. Daha önce okuduğum kitaplarda hiç böyle bir karakter ile karşılaşmamıştım. İyi, nasumlu, yardımsever desem değil; kötü, şerefsiz, namussuz desem o da değil. Literatürümde kendisini tanimlayabilecek bir kelimeye sahip olmadığını farkettim. Bu yüzden kendisine teşekkür ediyorum.
Karakteri biraz inceleyince, kitabın 19. Yüzyılda yazılmış olmasına rağmen günümüzde pek çok kişiyi anımsattığı gerçeği beni çok şaşırttı. Kendimizi atalarımızdan daha üst bir konuma yerleştiriyor olmamıza rağmen, onlardan çok da üst bir mertebede olmadığımız gerçeğini görmemi sağladı. O yüzden romanın adının Zamanımızın bir Kahramanı oluşu aslında her şeyi açıklar nitelikte.
Kısa bir kitap olması neticesiyle bir gün içerisinde rahat rahat okunabilecek bir eser. Okurken karakterin sorduğu bazı sorularla sözde kendinizi sorguluyorsunuz ki bu romanlarda benim en çok sevdiğim tahlillerden biridir. Hikayelerin anlatılış biçimi de hatırat şeklinde olduğundan karakterle daha bir samimi hava yakalıyorsunuz. Yazarın tek romanı olmuş olması gerçeği beni üzdü, şayet kaleminden biraz daha fazla hikaye tatmak isterdim. Vesselam.
Dune serisinin 4. kitabı, yapısı ve işlenişi itibari ile ikinci kitap olan Dune Mesihi'ne benzettiğim kitap.
Leto'nun 'isyan'ından uzunca yıllar geçmiş ve kendisi imparator hatta Tanrı-İmparator olmuş ve evrene Leto'nun Barışı denilen bir süreç hakim. Bu süreç tabiki Leto'nun Altın Yol'unun bir parçası. Yani insanlığın yok olmamasını sağlamak için ve gelecekte bu barıştan ders almalarını saglamak için özenle inşaa edilmiş bir mimarlık harikası.
Kitabı okurken çok sıkılabilirsiniz, çünkü aksiyon kısımları yok denecek kadar az. Daha çok Leto'yu tanıdığımız, neyi neden yaptığını anlatmaya çalışan ve kafamızı allak bullak neden, burda ne anlatmaya çalışmış yazar diyebileceğimiz cümlelerle dolu. Ama zaten Leto karakter olarak bilmeceli konuşmayı çok sevdiği için bu anlatım şekli benim hoşuma gitti.
Kitabın sonunda yaşanan bir iki olay haricinde genel gidişatı sevdim, ancak bazı karakterler ve olayların daha ayrıntılı bir şekilde aktarılmış olmasını isterdim.
Okur Takip Önerileri
Ne oldum değil ne olucam
Bu kitapta bu cümlenin bir hikayesi mevcut. Avrupa'da tahsil görmüş tıp doktoru Ömer Behiç, hayalini kurduğu evi inşa ettirip eşi, iki kızı ve hizmetlileri ile birlikte bu eve taşınırlar ve akabinde kırık hayatlarin hikayeleri başlar.
İnsanlar hep kınadığını ile, hor gördüğü ile ve övündüğü ile sınanırmış. Bu kitabımızda da durum pek farklı değil. Ömer Behiç'in, gönül eğlendirmesiyle nam yapmış kişilere karşı hor görürmüşçesine olan tutumu, en yakın arkadaşı Bekir Servet'in yaşayış tarzını kınaması ve yermesi, ve hem içinden hem de fiilen kendisini bu hallerden üstün görmesi. Eşine, çocuklarına sadık Ömer Behiç'in bir şekilde hor gördüğü kinadigi bu insanlara benzemesi. Ömer Behiç kendisi de şaşırmaktadır bu duruma, bir insan nasıl bir saatte bir kutuptan diğer kutba dönüverir.
Kitap, karşılaşacağımız karakterlerin tahlilleri ile başlamakta, her karakterin hayatı ile ilgili bilgi veriyor yazar bize ilk yüz sayfa içerisinde. Sonrasında da her daim karakterlerin haleti ruhiyeleri yer almakta, bu sebeple okumak bir nebze zorlayıcı olabilir. Ancak genel olarak akıcı bir eser.
Benim ilgimi çeken asıl kısım ise, kadın karakterlerin erkeklerin yaptıkları hakkındaki düşünceleri, "erkektir yapar, kadın tahammül etmeli." Bu kitap yüz yıldan fazla bir zaman önce yazılmış ve bu düşünceler günümüzde hala mevcut ne yazikki. Bir diğer konu ise kadınların bosanmak için mahkemeye başvurduklarında hiç bir şey elde edememeleri. Ve yine günümüzde bu durum da fazlasıyla mevcut.
Konuyu daha fazla dağıtmadan ve uzatmadan herkese keyifli okumalar dilerim
İlkbaharda menekşelerin, kiraz çiçeklerinin açmasıyla başlayan bir hikaye. İlk bahardan kışa değişen mevsimle birlikte değişen doğa ve çiçekler. Bu değişimin ortasında Chieko'nun değişen hikayesi.
Yer yer eski Japon geleneklerinin anlatıldığı, geleneksel Japon kıyafeti kimono ve kuşağından bahsedildiği, II. Dünya Savaşı sonrasında geçen bir hikaye.
Bir insanın etrafında olup bitenlere, kendi hikayesindeki değişimlere nasıl tepki verebileceği, nasıl adapte oluşunun, uzak doğunun geleneksellikten nasıl yavaş yavaş günümüz toplumuna dönüştüğüne ayna tutan bir eser.
Çoğu kitapta olduğu gibi kesin ve keskin bir son ile bitmemekle birlikte bence tatmin edici bir kapanışa sahip. Japon edebiyatında okuduğum ilk eser ve kesinlikle daha fazlası için kütüphanemde yer ayırmaya beni teşvik eden bir eser. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim.
"Hayatta nasıl başarılı olabilirim?" sorusuna kendince cevap getiren bir kitap. Zekamızı, beynimizi nasıl kullanabileceğimiz ve odaklanmanız gereken şeyleri örneklerle anlatmış yazar. Şu anda isimlerini büyük markalar olarak bildiğimiz insanlardan yazarlara müzisyenlere geniş bir alanda pes etmemenin önemini anlatan kısa hayat hikayeleri, bir çok kimse ile yapılan röportajlar dolu kitapta. Genel olarak bilgilendirici yani. Ancak çok fazla yazım hatası mevcut, ayrıca cümle yapılarında da hatalar var bazı yerlerde. Ek olarak da bir hikayeden bahsedeceğim deyip bambaşka bir şeye atlayıp geçiştirilen yerler de mevcut.
Stefan Zweig'ın kaleminden psikolojinin babası olarak anılan Sigmund Freud'un, psikoloji bilimini nasıl gerçek manada ruh bilimine dönüştürdüğünün anlatısı. Bir insanın ortaya çıkardığı eseri anlamak için öncelikle o kişiyi anlamak gerekli. Zweig'da eserinde psikanaliz sen bahsetmeden önce Freud'un kişiliğinden, bu alana nasıl yöneldiğiden bahseder. Freud'un düşüncelerini dünya ile paylaştığı dönemde ne gibi tepkiler aldığını anlayabilmek adına, o dönemin tasviri yapılmış. Freud'un psikoloji alanına kazandırdığı terimler, analiz yöntemleri ve psikolojik rahatsızlıklara sebebiyet veren durumlardan bahseder Zweig. K
Orwell'in "gerçek olmayan sosyalizm'e" karşı bir eleştirisi.
Sosyalizm dünyada egemen ideoloji olmuş ve dünya sosyalizm ile yönetilen 3 farklı devlet arasında paylaştırılmış. Okyanusya, Şarkasya ve Avrasya. Kahramanımız Winston Smith Okyanusya devletinin İngiltere bölgesinde yaşayan dış parti üyesi bir arşiv çalışanı, ve işi geçmişi değiştirmek. Ancak yaşadıkları, şahit oldukları ve düşündükleri şeyler kahramanımızın zihninde yavaş yavaş gelişen şüphe, sorgulama kıvılcımları başlatmış. Daha sonrası, hayatının kontrolünün tamamen devlette olan bir dünyada hayatta kalmaya ve özgürce yaşamaya çalışma çabası.
Fantastik evrenlere gönlünü vermiş olanlar, özelliklere yüzüklerin efendisi romanlarına kendini kaptırıp daha da fazlasını isteyenler için, aynı evren içinde dünyanın yaratılışının, ilk doğanların (elfler) ve sonradan gelenlerin (insanlar) kadim çağlardaki kahramanlıklarla ve kederlerle dolu hikayelerinin anlatıldığı tarih ansiklopedisi gibi bir kitap. Tereddütsüz okuyunuz ama dili birazcık ağırdır
Yazarın, 10 yıllık süreç içerisinde gerek yurt içerisindeki gerekse yurt dışındaki dergi ve gazetelerde yayımlanmış olan denemelerinin kitap halinde toplanmış bir eser. Okumaya başladığınızda sizi kısa bir hikaye ile karşılıyor yazar bizleri. Ardından bu hikayeyi günümüzdeki bir sorunla bağdaştırarak o konudaki eleştirisini bizlere sunuyor ve sonrasında da bizim o konuya bir eleştiri getirmemiz için açık kapı bırakıyor. Okuması gerçekten keyifli bir kitaptı benim için. Sizlere de okumanızı ve okutmanızı tavsiye ederim.
Kitaba ilk başladığımda hiçbir şey anlamış olsamda ilerleyen safhada olayları kavrayabildim. Okuması biraz garip bir kitaptı benim için. Bittiğindeyse devamı yok mu dedirten cinstendi. Çünkü kitabın devamı biryerlerde varmış gibi bir hale soktu beni.
