Bütün kusursuz cumhuriyetler kusursuz birer saçmalıktır. Ölümü göze alma arzusu son büyük sapkınlığımız. Karanlıktan gelip karanlığa gidiyoruz; niçin karanlıkta yaşayalım ki?
Ölümü bilen, onun bilincinde olan bir yaşam, yaşam sürecinin her anında ölümü yaşama katarak, yaşamı bilinçli kılar. Ölümü yaşamdan koparmadan ama ölümün yaşamı kaplamasına da izin vermeden, ölümü, her an, yaşam kılar..
Yaptığı işi gerçek anlamda omuzlayamayan tüm adamlar gibi o da ufak tefek işler ve görünüş konusunda çok titizdi; bilgisini arttıracağı yerde, Disiplin, Gelenek, Sorumluluk gibi büyük harfli anahtar kelimelerden oluşan bir cephanelik oluşturmuştu.
“Bütün bu ‘hazır olmamalar’, ‘zamana ihtiyacım var’lar anlaşılabilir. Ama yalnızca kısa bir süre için. Gerçek şu ki ‘doğru zaman’ asla yoktur...meydan okuyan bir görev olmazsa, bir dönüşüm de yaşanmaz”