Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nur

''Ondan ayrılırken ,bana gösterdiği yardımlardan ötürü ona teşekkür ettim; fakat bana öfkeyle karşılık verdi ve bir daha asla şiir yazmamamı ,yazdıklarım basılsa bile bir kitapçının tozlu raflarında çürümeye mahkum olduğunu ve hayatımın son günlerini bir tımarhanede geçireceğimi söyledi.Onun yanından ürpererek ayrıldım.''
Reklam
''Kafese kapatılmış vahşi bir kuş gibiydim; öğrenmek için büyük bir arzu duyuyordum, fakat sanki okyanusun ortasına atılmış gibiydim ve hangi yöne doğru kulaç atacağımdan emin değildim. Müdür karşımda bir tanrı gibi duruyordu... sorularından birine yanlış yanıt verdiğim bir gün, benim aptal olduğumu söylemişti!''
"Yaşamımın çok güzel, uzun bir şiir olacağını hissediyorum."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Fen, yağmuru lazım olduğu zaman yağdırmak imkanını bulmadıkça ya da suyun yerini tutacak bir madde keşfetmedikçe, dünyanın mutlak hakimleri, şu kızıl ufuklar üzerinde sıra sıra yürüyen ve görülen siyah bulutlar kalacak! Yaşamın sonsuz çarklarını döndüren bulutlardır.Desene! Şu çarkları su ile dönen dünya, eski zaman işi bir değirmenden farklı değil!
Çınar dediğin evlât, devlet gibidir. Koca devletimiz de böyle budanıp gitmedi mi? Ama sen köke bak, gövde­yi ayakta tut.. Yeni dallar sürer, taze yeşillikler doğar, iş kökte ve gövdede...
Reklam
TAZIYA MUSKA YAZMAK Amasya'da vali bulunan şehzade Bayezit, iyi bir avcı idi. Av merakıyla cins tazılar beslerdi. Maiyetindeki sipahilerden biri, bir tazı satın aldı. İstiyordu ki tazısı şehzadenin tazılarını geçsin ve bu sayede göze girsin, kendisi de iyi bir nam edinsin. Birkaç zaman alıştırdı ise de tazı battal çıkmıştı. Talimler ve
Mehmet Akif, Ağzı meyhaneye rahmet okuturken hele bak Bana gelmiş de şeriatçı kesilmiş avanak diye yakınırken, deyimi pek güzel kullanmış. Türkçede bu deyimin nasıl türetildiğine dair, şöyle bir hikâye mevcuttur: Hırsızın biri hastalanmış ve sekerat-ı mevt halinde iken Allah'a şu yolda dualar edermiş: — Yüce Allah'ım!.. Dünyada nasibim hırsızlıktan imiş. Ne kazandı isem bu yolla kazandım. Çoluk çocuğumun kursağına helâl lokma girmedi. O kadar insanın ahım aldım, hakkını yedim. Bu kadar günah ile Senin yüce huzuruna nasıl çıkayım! Arkamdan beni hayırla anacak kimse de yok. Bilâkis herkes beni lanetle anacak. Affet Allah'ım!... Hırsızın delikanlı oğlu, bu hâle bakıp babasına demiş ki: — Baba, sen hiç merak etme. Ben seni her gün rahmetle andırırım, için rahat olsun. Hırsız ölmüş. Evin geçim yükü oğlana geçmiş. Delikanlı babasının mesleğini sürdürmeye kararlı. Başlamış hırsızlığa. Ancak babasının aksine, girdiği her evi âdeta kuruturmuş. İğneden ipliğe ne var ne yoksa alır, ev sahibine çıplak odalar bırakırmış. Öyle bir zaman gelmiş ki, evleri soyulanlar, eski hırsızı, yani delikanlının babasını arar olmuşlar. Diyorlarmış ki: 58 — Babası da hırsızdı ama, Allah rahmet eylesin ihtiyacı kadar çalardı. Bunun gibi açgözlü ve arsız değildi. Bir hırsıza da rahmet ancak bu kadar okunur!
ÖLÜR MÜSÜN; ÖLDÜRÜR MÜSÜN? Neticesinden hayret ve şaşkınlık içinde kaldığımız, hoşumuza gitmeyen bir hareket, bir söz, bir düşünce karşısında "Ölür müsün; öldürür müsün?" diye yakınırız. Hikâyesi şöyledir: Vaktiyle köylünün biri hacca gitmiş. Tabiî, dönüşte eşe dosta, hısım akrabaya hediye getirmek âdetten... Herkese miktarınca hediyeler aldıktan sonra, köyün ağasını da hatırlamış. Hediye konusunda uzun müddet karar verememişse de "Ağamız, başımızın tacıdır, efendimizdir; ona götüreceğim hediye kendime alacağımdan aşağı olmamalıdır." diye düşünerek hacılar âdetince bir şişe zemzem doldurup bir fâniye yetecek kefenlik bez kestirmiş. Dönüşte yol yordamınca, hediyelerini sunmak için ağanın eşiğine yüz sürmüş. Gelin görün ki ağanın kâhyası, bu durumdan hoşlanmayarak hediyeleri adamın suratına fırlatmış: — Be adam! Hiç böyle hediye olur mu?! Ben böyle bir hediyeyi şimdi ağaya nasıl takdim ederim? Köylü hulus-ı kalple ısrar etmiş: — Canım kâhya, elçiye zeval olmaz; sen heman bunları odasına götür. Ben bunları bin bir emekle ta Hicaz'dan getirdim. Biraz tartışmadan sonra kâhya razı olmuş ve elinde hediye bohçası ile ağanın huzuruna girip meramını şöylece arz etmiş: — Ağam! Sersemin biri Hicaz'dan size kefenlik bez ile gasil suyunuza katılmak üzere zemzem getirmiş. Şimdi ölür müsünüz; öldürür müsünüz?!..
Hiç uygun olmayan bir vakitte hiç uygun olmayan bir hareket yapan, yahut lâf söyleyenler hakkında kullanılan bu deyimin hikâyesi şöyle: Sultan II. Mahmut devrinde Mehmet Efendi isminde bir zat yaşarmış. Münasebetsizlikle şöhret bulmuş. Padişah bir gün onu dinleyip, münasebetsizliğinin derecesini ölçmek istemiş. Efendiyi huzura getirmişler.
Ben hastane yataklarına alışığım. Bu yataklarda ölüme kaç kere dil çıkarmışlığım var. İnanmayacaksınız ama ne zaman böyle ölümcül durumlarda yataklara düşsem, hep Anka kuşu misali, küllerimden yeniden doğmuşumdur. Bana nedense uğurlu, hayırlı gelir ölüm döşekleri.
Sayfa 179Kitabı okudu
Reklam
Böylece her iki hükümdar da sanki belagat, inşa ve manzume savaşı yaptılar birbirlerine üstünlüklerini savaş meydanları yerine beyaz sayfalar üzerinde göstermeye çalıştılar, orada cümlelerden taburlar, satırlardan saf saf ilerleyen müfrezeler, kelimelerden mangalar ve harflerden askerleri yönetip durdular. Gökkubbenin hiç bir döneminde bu iki hükümdar kadar sözün kanatlarında yedi iklim dört bucağı dolaşmaya hevesli adam bulunamazdı.
Sayfa 206Kitabı okudu
Ilık yaz akşamlarında meşe dallarının yapraklarının arasından göz kırpan yıldızlara doğru uçup gittiğimi düşünmek, tekdüze ömrümün en heyecanlı eğlencesi haline gelmişti. Bahardan bu yana gözlerimi karanlıkta yıldız aramaya alıştırmıştım. ''Ey yolcu sevgiye yürü ta ki hakikate eresin.''
Geçmişini unutan, onu tekrar yaşamaya mahkumdur. (Johann Wolfgang von Goethe)
Sayfa 119Kitabı okudu
Aynı yataktaki diğer hastanın kurtarılamaması durumunda ,ölü bazen ancak ertesi gün kaldırılabiliyordu.Soğuyan cesetle koyun koyuna yatmanın dehşet verici etkisini bildiğini söylemiş ve çaresizlikleri için özür dilemişti.
Sayfa 121Kitabı okudu
Kurban olam gözlerinin mestine Kalk gidelim çayır çimen üstüne Tut kolumdan al destimi destine İkimize derman gele can gele
Sayfa 260Kitabı okudu
Geri15
90 öğeden 76 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.