"Züleyha Yusuf'a bir mektup yazmaya başlayınca Yusuf diye başladı, Yusuf diye bitirdi. Gördü ki, hitaptan öteye geçemedi. Anladı ki aşkın nâmesinde, ser-nâmeden öte kelam yok ve Züleyha'nın lügatinda Yusuf'tan öte sözcük yok.
Ağzı hakkını savunamayan için, kimsesizin davasını gütmek için açmıyorsan o zaman o ağız ne işe yarar? Mazlumun hakkını savunmuyorsan o zaman idareciliğin ne işe yarar? Zalimle ortak olanın düşmanı kendisidir.
Onu o kadar çok seviyordum ki,ne bu sevdadan vazgeçebiliyor ne de -de'lerin ayrımına varabiliyordum.Onum olduğu her şeye dâhildim,fakat kendimde değildim. Kendimden geçiyor,kendimi yine onda buluyordum.
Birini sevmekle birinin acılarını sevmek çok farklıydı. Acılarını sevmediğiniz sürece,onları anlamadığınız sürece,onlara katlanamadığınız sürece, sevgi hiçbir şeye yetmiyordu.
Size Hz. Mevlana'nın şu sözünü hatırlatmakta fayda görüyorum:
"Uğraşma boşuna. Seni ancak gördükleri ve duydukları kadar anlayacaklar. Gördükleri ancak kendi anladıkları olacak."