Sakin denizin hafif hışırtısından başka ses duyulmayan o yıl dızsal geceyi anımsıyorum. Dağın yamacına siyah gözyaşları gibi servilerin, karanlık kütleler halinde çınariarın karaltısı düşmüştü; şurada burada eski, yüzlerce yıllık sınır taşları eski zaman dervişlerinin unutulmuş yerlerini gösteriyordu; kuru otlar, likenler, yosunlar hoş bir koku salmaktaydı; böyle bir gece kırlarda olmak bir mutluluktu ve yaşamak güzel şeydi.