Halil Demircioğlu

Halil Demircioğlu
@Robii67
Kitap okumaya geç de olsa artık vakit bulabilen. Yakın tarih kitapları başta olmak üzere hemen hemen her türlü romanı okumayı seven bir kitap manyağı.
Emekli
Yüksek lisans
Ankara izmir
Ankara, 7 Ekim
141 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
...Doktorun karısı kocasıyla birlikte karşıya geçmekte oldukları için, ikinci körün, Neden ne içeri giren var ne çıkan, dedi ki, dediğini duymadığı gibi, üçüncü körün ona, Lafın gelişi söylemiştir, biraz önce tökezlediğimde sen de bana, Ayağını bastığın yeri görmüyor musun, diye sormuştun, o da aynı şeyi yaptı, görürken ki alışkanlıklarımızı henüz yitirmedik, dediğini de duymadı, Tanrım, daha kaç kez böyle konuşacağız, diye bağırdı birinci kör.
Sayfa 315Kitabı okudu
Reklam
...O zaman Delaura, gerçekten cin çarpmış bir kişinin dehşet verici görüntüsüne tanık oldu. Sierva Maria'nın saçları, Medusa'nın yılanları gibi canlanarak dikilmişti; ağzından yeşil bir salya akarken, putperest dillerinde bir dizi küfür çıkıyordu. Delaura, göğsündeki haçı art arda sallayarak onun yüzüne yaklaştırdı ve dehşet içinde haykırdı: "Ey cehennem canavarı, kim olursan ol, çık oradan."
Sayfa 120Kitabı okudu
Bana komiser derler Ben nizamın bekçisi Kol gezerim mahle sokak Miting mi var, grev mi var Kongre mi toplanıyor bir yerde Hepsi kitaba uymalı Burada bir oyun oynanıyorsa söz misali Adam gibi bir oyun olmalı Yani hissi olmalı Milli olmalı Hamasi, vatani, ahlaki, inzibati olmalı Sonunda vatandaşa bir ibret-i ders çıkmalı Yazar traşı kesip Diyeceğini kısa yoldan dimeli Perde gece yasağından Bir saat önce inmeli.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dağın ardında güneş başını kaldırmış, ilk ışınlarını salmaya başlamıştı. Suvankul beni usulca yere bıraktı, omuzlarımı tuttu ve şöyle seslendi güneşe: - Ey Güneş, bak, bu benim karımdır! Ne kadar güzel değil mi? Yüzgörümlüğü olsun diye ışınlarını gönder, sıcaklığını, aydınlığını ver!
Biz, tarlanın kıyısında bir yerde, Suvankul'un beşmenti üzerine uzanmıştık. Ark kazılırken kenarına yığılmış yumuşak toprak bizim yastığımızdı ve yastıkların en yumuşağıydı. O gün orada geçirdiğimiz ilk gece oldu. Ondan sonra da hayatımız boyunca hiç ayrılmadık. Suvankul'un demir gibi ağır ve nasırlı elleri benim yüzümü, alnımı, saçlarımı okşarken yumuşacık gelirdi bana. Avuçlarında, kalbimin ateşli ve neşeli çarpışlarını duyar ve kulağına fısıldardım: -Suvan, mutlu olacağız değil mi?
Reklam
Reklam
53 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.