Dicle'nin bulanık sularına bakarak avazım çıktığı kadar bağırdım. "Ey Dicle! Mezopotamya'nın nazlı gelini! Binlerce yıldır can alan, can veren, susuzlara derman, arsızlara ferman olan Dicle! Benim de hawarımı duy, yüreğimdeki yangını söndür..."
Kendinden nefret etmek nasıl bir duygudur, bilir misiniz? Sanmıyorum. Şu yeryüzünde nefret ettiğiniz tek kişiyi her gün yirmi dört saat bedeninizin içinde taşımak nedir, bilemezsiniz.