Gizemli kitaplarla alış verişim yok; ben ilgimi çeken, bana keyif veren, basit kitapları seviyorum. Kitaplardan tek beklentim bana keyif vermeleri, düzeyli bir biçimde bana hoşça vakit geçirtmeleri… . MONTAİGNE
“Hiçbir şey istemiyorum” demiştim ve anında manzara kartpostal çiğliğinden sıyrılmış, yaradılışın ilk gününden kalma bir ışıkla parlamıştı, yol kenarındaki tozlu otlar bile.
Yine bir keresinde yatağımda hasta yatarken, gerçekleştiremediğim amaçlar yüzünden içim fıkfık ettiğinden bu mecburi tembelliğin tadını çıkarmazken, kendi kendime “hiçbir şey istemiyorum” demeyi hatırladım.
O anda yaprakların moru içimi öyle bir doldur ki daha önce renk neymiş bilmediğimi hissettim.
Zihnimin bir ifadeye, sadece kelimelerden ibaret olan bir şeye rastgele söylenmiş bir söze bu kadar çabuk tepki vermesi tuhaftı, hele de itina ile arzulanmış niyetlere karşı direnirken.
Bir sonraki tabloya geçmek için duyduğum güçlü itkiye direnerek sadece durup bekledim. Daha önce bitkinlikten yaptığım şeyi bu sefer istemli olarak yaptım. Zihnim yavaş yavaş her şeyi unuttu, şekiller ve renkler ben baktıkça adeta canlanıp resimden dışarı taşamaya başladı. Bunu hatırladığımda resimlerden coşkulu bir zevk almanın sadece yapmacıktan ibaret olduğunu düşünen cahillerin yaşadığı hüsranı biraz anlıyorum. Bu geniş odak hiç keşfetmemiş olsaydım ve bütünü bir kerede görmesiydim, bir resmin karşısında on dakika durup sıkılmıyormuş gibi davranmak kesinlikle yapmacık olurdu.
1200 sayfalık bir roman ! Bu kitabın bende enteresan bir hikayesi vardır. Bozcaada da plajda tek başıma kitabı okurken bir ara serinlemek için denize girdim . İkiyüz metre açılmıştım ki adamın birinin cüzdanımın bulunduğu çantama doğru geldiğini gördüm ve birşeyler yapmaya başladı.
Ben bağırmaya başlayınca ,uzaktan kitabı havaya kaldırarak bunu
Ben bu kitabı çok uzun zamandır arıyordum fakat bulamayınca PDF indirip çıktı aldım, 575 sayfa idi. Acaba tam metin mıdır? Rica etsem kitabın son cümlelerini paylaşabilir misiniz ?
Sylvia Plath, Sırça Köşk'ünden sonra, düz yazı olarak gördüğüm ilk kitabı .
Kendi tanımıyla " Anlaşılması güç ,Sembolik bir öykü"
Ödül aldığı Moiselle dergisi tarafından reddedilen bir kitapçık ( sadece 42 sayfa ) .
Açıkçası Sırça Fanus'tan sonra bu kadına saygı duymaya başladım.
Ve bu kısa metinle ne kadar usta bir yazar olduğu u anladım.
Efendim Sırça Köşk olarak yazmışsınız fakat Sırça Fanus olması gerekmiyor mu? Tabi bilmiyorum belki sizin okuduğunuz çeviride ismi böyle geçiyor olabilir.
Çok teşekkürler büyük yanlışlık . Hemen düzeltiyorum. ancak sebebini söylemeden edemeyeceğim . Bu bir mazeret değil ama bu incelemeyi yaparken ,Sesli Kitap Dünyasın'da "Sırça Köşkü" dinliyordum . Tekrar teşekkürler.