Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Acemi Okur

Cumhuriyetin kurucu liderleri arasında meseleye öyle yabancı olanlar vardı ki, saltanat kaldırıldıktan ve Vahdettin'in elinden halifelik unvanı alındıktan sonra Mustafa Kemal'e halifelik dahi teklif edilmişti. Çünkü kurulu düzen liderin halife olmasına göre dizayn olmuştu.
Reklam
Acemi Okur
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Parsel Parsel
Parsel ParselMurat Ağırel
8.9/10 · 750 okunma
Hacı Wilhelm
Almanya'nın weltpolitik (dünya politikası) stratejisi Osmanlı'ya ve Müslümanlara dönük dostça tutumu içeriyordu ve bu dostluğun temelleri 2. Abdülhamit döneminde atılmıştı. Gezi boyunca Kayzer'in geçtiği yerlere bildiriler dağıtılıyor, bu bildirilerde Alman Kayzeri 11. Wilhelm hakkında “İslamın dostu ve koruyucusu Hacı Wilhelm” diye yazıyor, Kayzer ise gittiği yerlerde kendisinden 300 milyon Müslümanın dostu olarak bahsediyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sömürge toprakların üzerinde yaşayan halkların önemli bir kısmının Müslüman olması ise emperyalizm ile İslamcı akımlar arasındaki ilişkiyi daha ilginç kılıyor. Kuzey Afrika'dan başlayarak Ortadoğu ve Anadolu'yu da içine alan, daha sonra Kafkasya ve Orta Asya'ya uzanan, petrol ve diğer yeraltı kaynakları tarafından oldukça zengin topraklarda yaşayan halkların büyük çoğunluğu Müslümandı. Bu da başta Almanya olmak üzere diğer sömürgecilerin İslam dinine olan hâkimiyetini artırdı.
%51 (162/312)
Siyasal İslamcılık
Siyasal İslamcılıkOzan Gündoğdu
9.2/10 · 19 okunma
Reklam
186 syf.
7/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Tanrısız Gençlik
Tanrısız GençlikÖdön Von Horvath
8.2/10 · 3.046 okunma
Tuhaf: Şeytana inanıyorum, fakat sevgili Tanrı'ya inanmıyorum. Gerçekten inanmıyor muyum? Bunu bilmiyorum. Yo, biliyorum! Ona inanmak istemiyorum! Hayır, istemiyorum! Bu benim özgür iradem. Ve bana kalan tek özgürlük: İnanmak ya da inanmayabilmek. Fakat resmî olarak "-mış gibi" yapmalıyım. Duruma göre: Bazen evet, bazen hayır.
Papaz gülümsüyor: "Ah, hayatında hiç günah işlememiş birinden pek nadir bir aziz, hayatında hiç aptallık etmemiş birinden pek nadir bir bilge çıkar! Ayrıca da hayatın bu küçük budalalıkları olmasaydı, hiç birimiz dünyada olmazdık."
İnsan doğası gereği toplumsal bir varlık olduğundan aile, cemaat ve devlet içerisindeki bir bağa muhtaçtır. Devlet, tek görevi imkân dâhilinde dünyevi mutluluğu, huzuru tesis etmesi gereken, tamamıyla insan aklının ürünü bir kurumdur. Devlet doğa gereği zorunludur ve Tanrı iradesinin sonucudur, bu nedenle devlete itaat vicdani ödevdir.
İnsanoğlu gerçekten çiğ süt emmiş olmalı, hatta Kutsal Kitap'ta bile yazıyor bu. Yağmurlar dinip de tufanın suları çekildiğinde Tanrı şöyle dedi: "Bundan böyle insanlar yüzünden yeryüzünü cezalandırmayacağım, zira insan yüreğindeki eğilimler daha çocukluğundan itibaren kötüdür.” Tanrı sözünü tuttu mu? Bunu henüz bilmiyorum.
Reklam
Çocuğu nazardan korumak için de olumsuz içerikli isimler tercih edilebilmektedir: Yeni bir çocuğu olan aile sevinir. Ama bunu çekemeyen düşmanları da olabilir. Bunlar nazar edebilirler ve öyle nazarlar vardır ki halk inancına göre çocuğu bir saat içinde öldürebilir. İşte bunu önlemenin yolu çocuğa hoş olmayan, kötü isimler koymaktır...: Sümüklü, Burunsuzca, Çirkin, Çürük, Kirlü, Koduk, Yalancı.
Bebekleri ölen aileler, bu adları tercih ederek ad büyüsü yapmaktadırlar. "Satmak" kökünden türetilen adlarla, bebeğe musallat olan kötü ruhları, bebeğin o aileye ait olmadığına, başkalarına satıldığına inandırarak kandırma hilesi yatmaktadır... Eski Türkler de aynı yöntemi uygulayarak kötü ruhları bebeklerinin değersizliğine inandırıp kaçırtmak için çocuklarına İtalmas, İtboku, Çoçkabay (Domuzbağı) gibi adlar koymuşlardır. Ad büyüsünün bir cephesi de istenmeyen çocukların doğmasını engellemek için konulan Yeter, Döne, Kafiye, Soner, Sonay gibi adlardır.
Sayfa 77 - Satı, Satılmış gibi isimlerin kaynağıKitabı okuyor
2.028 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.