Şimdi bir güvercinin uçusunu bölüşüyoruz. Gökyüzünün o meşhur maviliğinde..
Hayat ne değildir.
Tırmanılacak bir merdiven
Çözülecek bir bilmece
Bulunacak bir anahtar
Varılacak bir yer
Halledikecek bir sorun
Sayfa 57Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Fazla fedakarlık, fazla vefasızlık getirir.
Uyuyalım; insan uyudu mu herşeyi unutur…
Fakat sen.
Hep karşımda kalan,
Ağzı ağzımdan alınan.
Paylaşılmakta olan..
Sayfa 96Kitabı okudu
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
•Yaşamaya Dair•
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
•Birdenbire•
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.
Anılar Defterinde Gül Yaprağı
Ayrılıkla başım belada
Gözlerini çevir gözlerime
Yoksa sensiz bu sessizlikle
Deliler gibiyim
Sensiz bu sensizlikle
Bu şiir ciğerimin bir köşesine fazla dokunuyor..
Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin!
Ayağını bastın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi.
Güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde.
Ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler;
gönlüm gibi zengin,
hürriyet gibi aydınlık oldu odam.
Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin…
Denize karşı bir bankta ,
omzuna başımı yaslayıp ,
sesinden şiirler dinlemek gibi
çocukça isteklerim oldu..
Bağışla…
Bir gün gözlerimin ta içine bak anlarsın ölüler niçin yaşarmış. Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.
Sezai Karakoç~
Sayfa 11•
Deniz fenerleri adalarda oradan oraya koşturup kurtaracak gemiz aramaz; tek yaptıkları öylece durup ışıldamaktır.