Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Safiye Yücel

160 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Hercule Poirot ve bir Agatha Christie klasiği. Tarzları ve ana karakterimiz aynı olmasına rağmen Agatha Christie her defa beni kurgusuna hayran bırakıyor. Yine bir cinayet işleniyor ve zeki dedektifimizin gizemli olayları çözme yolculuğunda ona eşlik ediyoruz. Kitapta sürekli artıp azalan tempo ve kendini bu şekilde tekrar eden bir döngü var. Tam olarak olaylar çözüldü katil ortaya çıktı dediğimiz anda Poirot ikna olmuyor ve yeni bir macera başlıyor. Kitap boyunca birçok kişiden şüpheleniyoruz, birçok ipucu yakalıyoruz ama sonuç sizi inanılmaz bir şekilde şaşırtıyor. Aslında katilin başından beri okuyucuya belli edildiğini, ancak Agatha Christie'nin zeki kurgusuyla okuyucunun dikkatini dağıtıp, farklı yönlere gönderip, tekrar başlangıç noktasına ulaştırdığını görüyoruz. Polisiye sever biri olarak sonuç beni şaşırttı ve tatmin etti. Dersimiz Cinayet mutlaka okumanız gereken Hercule Poirot kitaplarından biri. Ve eminim sonucun sizi de şaşırtacağı, zeki dedektifimizin de sürekli söylediği gibi "küçük gri hücrelerimizi" bol bol kullanmamız gereken bir kurgu (: Okuyun, okutturun, ve gri hücrelerinizden mutlaka yardım alın..
Dersimiz Cinayet
Dersimiz CinayetAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20222,828 okunma
Reklam
64 syf.
6/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Cemal Süreya'dan okuduğum ilk kitap ve şairin ilk kitabı Üvercinka. Açıkçası bir miktar hayal kırıklığı yaşadım. Belki çok şiir insanı olmadığım için, belki de Cemal Süreya'ya çok anlam yüklediğim için. Biraz sert bir yorum olacak sanırım ama kitapta birkaç şiir ve birkaç dize dışında kayda değer bir şey bulamadım. Cemal Süreya benim için romantik, derin, duygusal bir insan imajı yaratmıştı bugüne kadar. Ancak ben bu kitabındaki şiirlerini çok sığ ve gerçek aşktan uzak buldum. Şiirlerine genel olarak bakıldığında kadın vücudunu metalaştırıyor, kadını değersizleştiriyor ve aşkı ucuzlatıyor. Aklımdaki Cemal Süreya ve tanıştığım Cemal Süreya bambaşka insanlar çıktı bu kitapla. Diğer kitaplarına bir şans vermeyi belki ileride birgün düşünebilirim ama Üvercinka'yı okumayanlara öneremeyeceğim. Bu kadar anlam yükleyen, kitabı öven insanların bu şiirlerde ne bulduğunu ben anlayamadım, sizler bunu merak ederseniz okumak isterseniz siz bilirsiniz. Ama üzülerek söylüyorumki okumazsanız hiçbir şey kaybetmezsiniz.
Üvercinka
ÜvercinkaCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 200818,6bin okunma
56 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Kitabın ismi aslında her şeyi tam olarak açıklıyor. Gerçekten tuhaf bir hikaye, farklı bir bakış açısı, ama okunduğuna pişman etmeyecek bir kurgu. F. Scott Fitzgerald bu kitabında yaşama tersten başlayan Benjamin Button'un hayatından bahsediyor bize. Doğduğunda 70lerinde olan bir adam. O adamı çocuğu olarak kabullenip, normal bir hayat sürdürmeye
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202021,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
72 syf.
9/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Didem Madak'tan okuduğum ilk kitap. Aslında çok şiirsever biri olamadım hiçbir zaman. Didem Madak hakkında duyduğum övgüleri de hep erteledim bu sebeple. Ama şuan okuduğum için gerçekten memnunum. Bir solukta biten kitaplardan biri Grapon Kağıtları. Şiirlerde genellikle karamsar bir taraf var ama anlayamadığım bir şekilde asla insanı sıkmayan bir karamsarlık bu. Tam tersi insanın içini ısıtıyor, kelimleler birleşip dizeleri oluşturdukça içinize işliyor duygular. Şiirlerde hep bir gönderme var. Bazen bir kitaba, bazen bir kitap kahramanına, bazen bir müzisyene, çoğu zamanda kendine. Bana bu kitap Didem Madak'la oturup dertleşiyormuşuz hissi verdi. Sanki kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar konuştuk, o anlattı ben dinledim. Adım adım tanıdım onu, empati kurdum, hissettim. Her kelimede, her mısrada ayrı bir derinlik, ayrı bir serzeniş, apayrı bir anlam gizli. Bence güzeldi. Didem Madak'la bir sohbeti siz de isterseniz Grapon Kağıtları'na mutlaka bir göz atın. Keyifli okumalar.
Grapon Kâğıtları
Grapon KâğıtlarıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 201214,2bin okunma
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 günde okudu
Bir yanımız çöl bir yanımız deniz... Okurken insanın içini sıcacık yapan, hem güldüren, hem hüzünlendiren birçok duyguyu içine sindirmiş bir kitap. İnsana çölün rahatsızlığınıda hissettiriyor, denizin huzurunuda. Her zaman okumak mı izlemek mi sorusuna okumak yanıtını veririm. İkisini de yaptığımda genellikle haklı çıktığımı görürüm. Ama bu defa
Leyla ile Mecnun
Leyla ile MecnunBurak Aksak · Küsurat Yayınları · 201815,7bin okunma
Reklam
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Küçük Prens çocuk kitabı olarak adlandırılan ama büyükler için birçok anlam içeren kısa ama özlü kitaplardan biri. Olaylar uçağı çölde bozulan bir adamın başka bir gezegenden yola çıkıp, gezegen gezegen dolaşıp son durak olarak Dünya'ya uğrayan Küçük Prens'le karşılaşmasıyla başlıyor. Ve onu günden güne tanımaya başlaması, bağlanması (okuyanlar
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Nilüfer Yayınları · 2017236,1bin okunma
136 syf.
6/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Yazarın okuduğum ilk kitabı ve kitap hakkında oldukça kararsızım. Profesor Vladimir Persikov'un rastlantı eseri bulduğu kızıl bir ışınla olaylar başlıyor. Rastlantı eseri bulunan bir ışın ama Persikov alanında çok iyi ve de oldukça zor biri. Işının hayvanlar üzerinde yarattığı mutasyon daha tam olarak anlaşılamadan bu düzeneğin farklı kişilerce kullanılması çok büyük felaketlerle sonuçlanıyor. Konu olarak yaratıcı ve güzel bir kitap, ancak dil ve olay örgüsü kısımları bana biraz zayıf ve dağınık geldi. Kitapta okurken insanı sıkan bir şeyler var bunun anlatış biçiminden kaynaklandığını düşünüyorum. Ama aynı zamanda konu olarak okurda merak uyandırıyor ve kitaba devam etmenizi sağlıyor. Bilimin ne kadar faydalı olduğunu, ancak bilgisiz ellerde bir felakete dönüşebileceğini gördüğümüz bu kitabı okumanızı, en azından konusu için bir şans vermenizi önerebilirim.
Ölümcül Yumurtalar
Ölümcül YumurtalarMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,738 okunma
110 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Romanda ki ana karakterimiz Meursault Dünya'ya, hayata, insanlara, duygularına ve hatta kendisine yabancılaşmış bir kişidir. Roman boyunca onun hayatından annesinin ölümüyle başlayıp, hapishanede sonlanan bir bölümü okuyoruz. Karakterimiz her şeye öyle bir yabancılaşmıştırki âdeta başkasının hayatını izleyip bize anlatıyor hissi yaratıyor bizde. En önemlisi de bu hissi kendine yaşatması. Karakterimiz annesini kaybettiğinde bile duygularını yaşayamayan bir kişiye dönüşmüş. Her zaman olaydan kişiden çok, çevreye nesnelere odaklanıyor. Bence bu onun kafasını dağıtma, duygularını bastırma yolu. Çevreye de bu yabancılığı, vurdumduymazlığı çekinmeden yansıtıyor. Ara ara duyguları yoğunlaşıyor ama bastırıyor. Pişman oluyor ama geçiştiriyor. Birçok olayı birçok duyguyu başkasının hayatında oluyormuşcasına yaşıyor. Öyleki bu hayata yabancılaşma onun ölüme giden yolu bile hızla yürümesine sebep oluyor. Kitapta Albert Camus karakterin yabancılaşma hissini öyle güzel yansıtmışki, okurken bazı yerlerde hayrete düşmemek çok zorlaşıyor. Ama aslında biraz düşündüğümüzde Meursault gibi çevremizde binlercesi var. Hatta belki de içimizde. Tamam bu boyutlarda olmayabilir ama çağın getirdikleri, ve bu koşuşturmaca içinde bizler de çoğu şeye, kendimize yabancılaşıyoruz . Okuyun, okutun, ve nelere yabancılaştıklarımıza bir karar verip harekete geçin.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020112,3bin okunma
64 syf.
10/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
Küçük Prens, Şeker Portakalı gibi bazı çocuk kitapları aslında büyükler için yazılmış gibidirler. İnsanı mutlaka bi yerden yakalar, kalbine dokunur, çocukluğunun masumiyetine götürürler. Belki de bu yüzdendir çok sevilmeleri. Bu kitapları her yaşta tekrar tekrar okursun ve her okuyuşunda farklı anlamlar yakalarsın, farklı tadlar alırsın. Samed Bahrengi'nin Küçük Kara Balık kitabı da tam olarak o kitaplardan biri. Küçük bir balığın yaşadığı yer dışında kalan yerleri merak etmesiyle başlıyor hikaye. Ve yazar küçük kara balığın yapamazsın edemezsinlere kulağını tıkayarak yola koyulmasıyla bize cesaretli olmayı, ilk adımı her koşulda atabilmeyi öğretiyor. Kendini beğenmişliğin, kibrin kötülüğünü kurbağalarla somutlaştırıyor. Hayatın hedefinde önüne engeller çıkaracağını yengeçle gösteriyor. Ama vazgeçmeden devam edersen hayatın sana kolaylıklar da sunacağını kertenkeleyle ispatlıyor. Bunun gibi birçok örnekle küçük kara balığın hedefine ilerlerken yaşadığı inişli çıkışlı olayları kitap boyunca okuyoruz. Kitap kısa ama içeriği, anlamı fazlasıyla uzun. Küçük kara balığın bu yolculuğu küçük kırmızı balığa olduğu gibi umarım sizlere de ilham ve cesaret kaynağı olur. Küçük kara balık gibi hedefimize kararlıkla ilerleyebildiğimiz güzel günlere...
Küçük Kara Balık
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Kırmızı Kedi Yayınları · 201931,2bin okunma
64 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitap karakterin bir yolcu gemisine binmesiyle başlıyor. Karakterin gemide bir gece karşılaştığı gizemli bir yabancıyla asıl olaylar başlıyor. Bu yabancının gizemi karakterimizi kendisine çekiyor ve kurdukları tuhaf iletişim sonucu asıl ana karakterimizin o yabancı olduğu anlaşılıyor ve kendi ağzından yaşadığı olayları dinlemeye başlıyoruz. Hindistan'da doktor olarak çalışırken yaşadığı hayatının yönünü değiştiren olayı ayrıntılarıyla okuyoruz. Bu sırada doktorun duygu ve düşünce karmaşasını, yaşadığı gelgitleri yazar çok güzel bir şekilde okuyucuya yansıtıyor. Kitaba adını veren o bölgelere özel Amok hastalığından da bol bol bahsediyor. Kısa, başlarda yavaş ama zamanla temposu artan bir kitap.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021112,2bin okunma
Reklam
456 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
42 günde okudu
Aşk ve Gurur 18. Yüzyıl İngiltere yaşamı hakkında oldukça bilgilendirici bir roman. Ayrıca bunu zengin, soylu ve orta kesim ailelerin yaşantılarının her birine ayrıntılı bir şekilde değinerek çok yönlü bir şekilde yapıyor. Kitapta betimlemelerin ve yaşayışların yanısıra duygular ve dönemin düşünce tarzı daha ağırlıklı olarak işleniyor. Beş kardeşten ikincisi olan orta sınıf bir aileye mensup Elizabeth ile Darcy isimli soylu ve zengin bir aileden olan iki gencin nefretten başlayarak aşka dönüşen hikayeleri ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Kitaptaki karakterlerin ilişkilerinde adım adım yaşadıkları önyargı, gurur ve sonunda aşkın tüm duygulara galip gelişi okuyucuya sırasıyla çok güzel bir şekilde yansıtılıyor. Öyle ki karakterlerle empati kuruyor, onların duygu değişimlerini siz de yaşıyorsunuz. Romanda kişilik yönünden oldukça çeşitli karakterler var ve birçoğunun yaşamına, duygularına yer veriliyor. Üstelik bu ana konudan uzaklaşmadan, okuyucuyu sıkmadan, birbirine bağlı, akıcı bir olay örgüsüyle yapılıyor. Beni rahatsız eden tek şey yazarın zaman zaman anlatım biçimini değiştirmesinde yaşanan ufak kopukluklar oldu. Bu durum da kitabın olumlu özelliklerinin yanında kolaylıkla göz ardı edilebiliyor. Kesinlikle okunması gereken bir klasik. O zaman kitaptaki gibi sevginin tüm zorlukların ve tabuların üstesinden geldiği mutlu sonlu günlere..
Aşk ve Gurur
Aşk ve GururJane Austen · Can Yayınları · 201976,4bin okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitap okumak her zaman vazgeçemediğim sayılı alışkanlıklarım arasında üst sıralarda yer almıştır. Her şeyde olduğu gibi kitap okumakta da çeşitlilik yanlısıyım. Farklı türlerin, yeni şeylerin insanı bambaşka renklere boyadığına, önünde yepyeni dünyaların kapısını ardına kadar açtığına inanırım. Fakat okuduğum kitapları gözden geçirdiğimde hiç
Sol Ayağım
Sol AyağımChristy Brown · Nemesis Kitap · 201779bin okunma