“İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe
Dağlarının tepelerinin dumanlı eğimine
Hasretine, yalanına benzer…”
Okurken günlerce elimde gezdi. Ama zor okunduğu için değil. Çoğu zaman kısa okumalar yapıp uzun düşünmeler gerçekleştirdim. Çünkü sadece okunmaya değil, üzerinde düşünmeye değer çok şey vardı. Bir yandan da dram sevdiğim için tabi isterdim ki baba kız ilişkisindeki yarım kalmışlık eski günlüklere yazılmış bir mektup bir yazıyla anlatılsın. Kitaptaki tek eksik bulduğum yan bana göre buydu. O da belki çok sıradan bir hikaye haline getirirdi belki, bilemiyorum. Okudum bitirdim düşünmelerim bitmedi. Çok sevdim.
Âşıklara Yer Yok
Okudukça kapılar açılıyor zihnimde. Sahneler görsellere dönüşüyor. Okudukça merak artıyor, hızlanıyorum. Arada soluk almak için durmak zorunda kalıyorum. Yoksa nefessiz kalıyorum. Bir kuyuda gibiyim. Yazarın beni de herkesle birlikte kuyudan kurtarmasını bekliyorum…
Yazarın okuduğum ilk romanı. Son olmayacak. Çok etkilendim. Son sayfalardayım.
Neticesiz bir aşka verdim gençliğimi
Ne ufak bir temayül ne de bir iltifat gördüm.
Önünde yalvararak söylerken sevdiğimi
Gözlerinde yüzüme inen bir tokat gördüm.
Sayfa 29 - Servet-i Fünun'da yayınlanan Sabahattin Ali şiirinden, Destek yayınlarıKitabı okudu