Leteo işlemi sayesinde insanlar anılarından kurtuluyor. Örneğin birisi sizin yüzünüzden ikiz kardeşinizi öldürdüyse vicdan azabı çekmemek için kardeşinizle ilgili bütün anılarınızı sildirip daha mutlu olabiliyorsunuz.
Babasının intiharı Aaron'u çok etkiliyor. Ancak kız arkadaşının desteğiyle kötü günleri atlatmaya çalışıyor. Biz onun Leteo işlemi yaptırıp yaptırmayacağını merak ederken Thomas adında bir çocukla tanışıyor ve hayatı değişmeye başlıyor.
**Bundan sonra yazacaklarım kitabın sonuyla ilgili ipucu içerir.**
Thomas'ın hayatına girmesiyle Aaron olduğunu düşündüğü kişi olmadığını görüyor ve Thomas'tan hoşlanmaya başlıyor. Nasıl bir anda eşcinsel oldu bu çocuk diye düşünürken Leteo işlemini çoktan yaptırdığını ve bu işlemle eşcinsel anılarını bastırdığını okuyoruz.
**İpucu bitmiştir.**
Yazarın anlatımını beğenmesem de, kitabın verdiği mesaj harikaydı. Eşcinselliğin seçimle alakası olmadığını ve bunun tıptı heteroluk nasıl gömülemezse öyle gömülemediğini okuyoruz. Kısacası anılarımızı gömebiliriz; ama hissettiklerimizi gömemeyiz.
Az Biraz MutluAdam Silvera · Pegasus Yayınları · 2017450 okunma
“Unutacak bir şeyim yok, olsaydı da yaptırmazdım,” dedi Thomas. “Herkesin, hatta sana yalan söyleyen veya çekip giden babalar bile bir işe yarar. Zaman acıyı dindirir ve biri seni yoldan çıkarsa bile ayakta kalamayı becerirsin.
Tıpkı çocukluğunuzda bir astronot olmayı isteyip sonradan bunun imkânsız olabileceğini kabullenmek gibiydi... Herkesin hiçbir şeyin imkânsız olmadığını söylemesine ve dediklerini ispatlamak için tarihten örnekler vermesine rağmen. Yine de yolunuza devam ederdiniz. Becerilerinizi ve şartlarınızı bildiğinizden, sıska olduğunuz halde belki de bir boksör olmak havalı olurdu diye düşünmeye başlardınız. Sorun değildi, kaslanabilirdiniz. Ama tüm bunlar, bir gazetede yazmayı ve kendi köşenizin olmasını hayal etmeye başladığınızda değişirdi ve buna yönelirdiniz... Sonra günün birinde birisine daha düzenli olması gerektiği hakkında tavsiye veren bir yazı yazarken, aklınızdan yine bir uzay gemisini uçurmak geçerdi.
Eğer öğretmenleri, öğrencileri ve aileleri yargılar, onları aynı ölçüde sorumlu tutarsak; eğer öğretmen, öğrenci ve aileleri gerçek bir sınamadan geçirirsek; eğer herkesi niteliklerinden sorumlu tutarsak, eğer altıncı yaşlarının sonuna doğru tüm ülkelerdeki bütün çocukların kütüphanelerde yaşayarak hemen hemen ozmos (geçişme) yoluyla öğrenmelerini sağlarsak, işte o zaman, uyuşturucu, sokak çeteleri, tecavüz ve cinayet rakamlarımız sıfıra yaklaşacaktır.
O serin ve sessiz karanlığın ne kadar rahatlatıcı olduğunu sözcüklerle ifade edemem. Sonu gelmez kitapların arasında kaybolmuşken hiç olmadığım denli huzurluydum. Tüm sorularıma buralarda bir yerde cevap bulabileceğimi bilmek bana güven veriyordu.
"Belki de," dedi Irene ve hem kocası kendisine bakmakta olduğundan, hem de sesinin titrediğini fark ettiği için, başını çevirmek zorunda kaldı, "belki de insan... en büyük utancı... kendine en yakın hissettiklerine karşı duyar."
Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.