/Ne kadar önemsiz olursa olsun, kendisinin sahip olmadığı bir üstünlüğü bir başkasında gördüğünde, bunun bir üstünlük değil, bir dert olduğuna kendini inandırır ve o kişiye gıpta etmek durumunda kalmamak için, acırdı./
Düşünce davranışı ve karakteri de şekillendiriyor.
Olgunlaşmamış bir insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.
Daha önce pek fazla okumuyordum. Kitaplar evimizde pek görülmezdi. Ekmeğin daha önemli olduğu düşünülürdü. Karnımızı doyurmak zihinlerimizi doyurmaktan daha önemli bir işti.
Ey insan! bu kitabı sana ithaf ediyorum. Başının üstünden büyük bir rüzgar geçiyor. Yalancı bir fecirle başlayan asır kararıyor ve sana tek ümit ışığı olarak en kuvvetli kaynağı uranyumda değil, senin ruhunda sıkışmış maddeden koparak çıkardığın korkunç tahrip aletinin patlayışından yükselecek alevi bekletiyor.
Ey bahtsız! Tarihinin hiç bir
...içinde parlayan manadan anladı ki, onu uyandıran şey, tekamülünün (olgunluğunun) bir dönemeç noktasında duran ve sabırsızlıktan şiştikçe şişerek zekasından yol soran bahtıdır.
“Bütün tereddütlerimiz, şüphelerimiz, korkularımız, itimatsızlıklarımız, küçük görüşlerimiz, kendimize güvenmeyişlerimiz, iç çekişlerimiz, öfkelerimiz, isyanlarımız, hepsi, hepsi, aşkımızın tam olmamasından, yolunu bulamamasından.”
Bir de erkeklerin malumatlılarını çok severim. Bilmek çok güzel şey. Bilen bir erkek konuştuğu zaman içime ferahlıklar geliyor; göğsüme bir aydınlık doluyor. Fakat...
Önüne bakarak devam etti:
- Bu iki şey: Kafa ve karakter yan yana çok az geliyor. Ben böyle bir adama hemen hiç rastlamadım gibi bir şey.
( Ah ah 2020 deyız bizde rastlamadık :D)
Fakat bu ne kadar doğru bir his, göğsünü ve boğazını nasıl sıkıştırıyor, bir taş kadar ağır, fakat bir "madde" değil. Madde olmadığı için "yok" mu? Halbuki ne kadar var!
"Belki aşk, sevmek ve aldanmak korkusundan doğar. Üstünde ne düşünülürse aynı zamanda hem doğru hem de yanlış olabilecek hayat kadar geniş bir mevzudur bu."
"Hareket fikri devam ettirir ve tamamlar. Aksiyon halinde olmayan bir fikir, bizce rüya kadar lüzumsuz ve saçmadır; çünkü yapraksız ve yemişsiz ağaçtır, faydasız yer kaplar."