Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sultan Albayrak

"Bunun gibi, benim para ile ders vermekte olduğuma dair dolaşan sözün de hiçbir temeli yoktur, bu da ötekiler kadar asılsızdır. Doğrusu, bir kimsenin insanlara gerçekten bir şey öğretmesi mümkün olsaydı, buna karşılık para alması bence o kimse için bir şeref olurdu."
Reklam
Biliyorsun, gözyaşı dökmek, hayatta oluşumuzun tek kanıtı.
Sayfa 107Kitabı okudu
... Resmin arkasında kendi imzasıyla bir cümle vardı, "La vie est unebonne coincidence." İlk okuduğum gün yeterli anlam ifade edememişti benim için, lakin şimdi çok başka anlamlara sahip bu cümle. Haklısın güzel sevgilim, "Hayat, güzel rastlantılardan ibaret."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanların ölmeden önce ölmesini sağlayan, içeri girince en korkunç kabusları yaşatan, dışarı adım atar atmaz sanki hiç öyle bir yer var olmamış hissini veren ağır kokulu karanlık düşler alemi... #hastane
Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir.. gider gelirdi... Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı-Özek, uzar giderdi. Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı. Trenler ise doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir.. gider gelirdi...
Reklam
Ve bu kitap benim vücudum, Ve bu söz benim ruhum. #grigornarckatsi
... "Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter. " 1945
Ah, ben hayvanları çok severim. Bütün canlı mahlukları, hayatı, güzelliği, saadeti severim. Bahtiyar bir köpek bile benim içimi sevinçle dolduruyor. Ben karanlık şeylerden bahsetmek için dünyaya gelmemişim. İçim tatlı, sıcak, neşeli şeyler anlatmak istediğiyle yanıyor. Hele cümle alem bu köpeğin onda biri kadar rahata kavuşsun, bakın ben bir daha acı şeylerden söz açar mıyım! Bahtiyar Köpek/1946
Konuşmanın sonuna doğru usulca yanımıza sokulup bizi dinlemiş olan Yakup Hoca, öğrendiği şeylerden memnun, elini omzuma koydu ve filozofça mırıldandı: "Bu dünya böyledir işte, kimi adam öldürdüğü için katil diye anılır, kimi adı katile çıktı diye adam öldürür." Katil Osman/1946
... Son zamanlarda "nüfusumuzu çoğaltalım, memleket Avrupa seviyesine çıkar" vecizesi katıldı. "Bu vatan yüz milyonu besler!" deniyor ve bu yüz milyona beş on tane çocukla katılmak için derhal icap eden tedbiri almayanlar vatan haini sayılıyor. Cezai mahiyette bekarlık ve çocuk vergileri ile nüfus artması sağlanmak isteniyor. Bu vatan yüz milyonu besler, doğru! Ama bugünkü haliyle on sekiz milyonu zor besliyor... Bu da birinci hüküm kadar doğru. Acaba böyle teklifler yapanlar, nüfus artması ve azalması gibi şeylerin milletin ekonomik durumu ile sımsıkı bağlı olduğunu bilmiyorlar mı? Yoksa bilmiyormuş gibi yapmayı daha mı muvafık buluyorlar? 9 Şubat 1944
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
... Hiç kimse hiç kimseyi yükseltemez, herkes kendi kendisini yükseltmek mecburiyetindedir. 17.10.1932 Konya
Sayfa 117Kitabı okudu
Bu büyük savaşta, yalnızca futbolcunun sağlam kollarına güvenirseniz uzağa gidemezsiniz. Topu kafayla çevirmek için sağlam kafatası gerekir, ama bilirsiniz ki en sağlam kafatası koyunda bulunur.
Sayfa 110Kitabı okudu
Her millet iktidar mevkiinin başına akıllı ve büyük ya da önemsiz sönük kişileri geçirir; milletlerin ruhsal seviyesi buradan anlaşılır. Milletin bağrında birikmiş iyi bir şey var mı, yok mu? Birikiyor mu? Milletin iradesi, halkın vicdanı gelişiyor mu? Yoksa bunlar çürüyor, zehirleniyor mu? Hatta acıklı bir yaşam içinde çarçur mu ediliyor? Her birimiz yaşam felsefesi ve çalışma tarzı burada karşımıza çıkıyor. Peki biz kendi ülkemizde ne yapıyoruz? Milletimizin kaderinde nasıl bir rol oynuyoruz?
Yakıcı cam denilen büyüteci, optikteki merceği ele alınız. O öyle bir biçimde yapılmıştır ki, içinden geçen Güneş'in dağınık, sıcak, paralel ışınlarını düzenli bir biçimde birbirine yaklaştırıp bir noktada toplar. Parlak bir nokta elde edilir, binlerce Güneş ışınının sıcaklığı bir odakta toplanır. Bu güçlü odak ağacı, kağıdı, samanı yakar; camı, taşı, demiri ısıtır. Milletler açısından da her büyük adam bir büyüteç, yakıcı mercek gibidir. O kendi kişiliğinde milletinin en iyi güçlerini, bütün dehasını toplar; kendi milletinden, yabancı milletlerden milyonlarca ruhu bunlarla tutuşturur. Ama gökyüzü puslu ise, havada güneş ışınları yoksa, hiçbir yakıcı cam ve mercek bir kar taneciğini bile eritemez, bir damla suyu bile ısıtamaz.
Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri okulların müfredatına konulmasını emrettiği kitap.
Bir şeyin doğal gelişimini engelleyip yaratılışına aykırı davranırsanız bu engelleme mutlaka ters teper.
Reklam
"Avlamazsan av olursun!" kuralı yabani hayatın yasasıydı.
Neden ile niye ayrı şeylerdir. Niye sorudur, sadece merak giderir. Neden ise anlamaya yoldur, yola düşen, bulur.
Sayfa 156Kitabı okudu
Sonra ben tabiatı çok severim... Tabii olmayan şeylere karşı her zaman çekingen davranırım. #kürkmantolumadonna