Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Talha Yıldız

Bir tek karısı beklentilerine, ideallerine uygun bir yaşam sürüyordu. Politikacılar yalancı, zenginler güce karşı duydukları açlık yüzünden insafsız, yoksullar ise ahlaksızdı. Tabii bir de doğuştan üçkağıtçı, dolandırıcı, zalim ve katil olanlar vardı. Yasa koruyucular bir nebze daha iyiydi ve Cilke bütün kalbiyle bunların arasında en iyisinin Büro olduğuna inanıyordu.
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
Monza tiksinircesine bir ifadeyle elini salladı. “Bu çocukların benden olduğu ne belli. Karı orospu ve bir orospunun hak ettiği şekilde ölecek.” Yüzünde öldürücü bir ifadeyle öfkeden kudurmuş bir vaziyette dünyaları yok etmeye hazırdı adeta!
Sayfa 180Kitabı okudu
“Bir namuslu insanlar vardır, bir de namusun kenarından köşesinden dolananlar vardır,” dedi Cilke.
Sayfa 138Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu aralık Tayliryan söze atılarak Krikor’a döndü ve dedi ki: “Ben öyle zannediyorum ki ateşli bir mücadele esnasında, ister karşı karşıya harbetmek, ister nefsin müdafaası için olsun, adam öldürmek bazı aşk sahnelerinin bıraktığı zevke benzer hisler uyandırsa gerekir. Fakat birisi bir insanı kasten, taammüden soğuk kanlılıkla düşünüp taşındıktan sonra öldürürse veyahut vazife dolayısıyla kan akıtırsa bana bu fiil onda hiçbir tesir bırakmaz gibi geliyor. Ben ekseriya cellatları düşünüyorum, onlarda öldürüyorlar fakat yaptıkları bir hükmü infaz etmekten ibadet değil midir?”
Toplum Hali
Yukarıda söylenenlere, yani insanın toplum halinde elde ettiklerine, insanı kendi kendisinin efendisi yapan “manevi” özgürlüğü ekleyebiliriz. Çünkü salt isteklerin itisine uymak kölelik, kendimiz için koyduğumuz yasalara boyun eğmekse özgürlüktür. Ama bu konuda gereğinden çok konuştum; özgürlük sözünün felsefe anlamı da zaten konunun dışında kalmaktadır.
Sayfa 19
Reklam
John kitabı rastgele açtı Hayır, fakat yaşamak Dağınık bir yatağın ekşimiş ter korkusunda Çürüme, dalkavukluk ve sevişmeyle ağır ağır pişerek Leş kokan domuz ahırının üst katında…
Sayfa 141Kitabı okudu
Her şeyin ulaşılabilir olduğu bir dünyada hiçbir şeyin anlamı yoktur.
Misit me Dominus “Tanrı beni gönderdi”.
Sayfa 475Kitabı okudu
“Bir kralın büyüklüğü yönettiği toprakların genişliği ve büyüklüğüyle ölçülmez; hüküm sürdüğü topraklardaki adaleti ve liyakatiyle ölçülür! Bir el parçası kadar toprağa adil hükmeden imparator, dünyaya zulmeden zulmeden kraldan daha büyüktür!”
Sayfa 384Kitabı okudu
Gözün görmediğini, kulağın duymadığını ruh biliyor, kalp hissediyor. Eğer ruh ve kalp, geldikleri yeri unutursa, o zaman benden de kayboluyor,şaşırıyor, bocalıyor. Bedene bağlı kalan insan kayboluyor, manaya güvenen ise yeryüzünde cenneti yaşıyor.
Sayfa 327Kitabı okudu
Reklam
“…O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Onlar ise, O’nun dilediği kadarının dışında, O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O’na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek Büyüktür…” Kemal reis, her savaş öncesi yaptığı gibi bir çırpıda Arapça olarak, dudaklarını belli belirsiz kıpırdatarak Ayetel Kürsi’yi okudu.
Sayfa 304Kitabı okudu
Aslında buna hiç şaşırmadım, çünkü İbn Arabi’nin Tanrısı, sığ beyinlerde ve kuytu kalplerde, gözleri ve nefisleri maddi ile perdelenmiş pek çok insanda yanlış anlaşılabilir.
Sayfa 293Kitabı okudu
“Kralın kalbi, Tanrı’nın elindedir; bu nehrin suları gibi onu istediği yere döndürür.”
Sayfa 204Kitabı okudu
“Keyfi geldükçe olur gûş-hırâş Keyfi gitdükçe olur vakf-ı telâş Tutalum yok eserinden bâkî Ne belâdur lakâb-ı tiryâki”
Sayfa 189Kitabı okudu
Ne belâdır hele berş ve efyon Ki ider âdemi süst ü mecnûn Bengî ketm eyleyemez esrârın Şîre-keş tatlu sanur güftârun!
Sayfa 188Kitabı okudu
178 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.