Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Talha

Plath en eski şiirlerinden biri olan, 1952 tarihli Takip'te bölünmüş benliğini panter metaforuyla ifade eder; panter hem onun büyük korkularının, hem de ölüme karşı beslediği erotik tutkunun sembolüdür: “İzimi süren bir panter var: Bir gün beni öldürecek olan; … …Adımlarını durdurmak için yüreğimi fırlatıyorum, Susuzluğunu dindirmek için kan saçıyorum; … O yiyor, ama yine de ihtiyacı yüzünden yiyecek arıyor, Mutlak bir adaklığa zorluyor… …Panter merdivende Yukarı çıkıyor.”
Reklam
Pavese'nin intihar etmeden önceki günlerinde günlüğüne yazdığı gibi: "Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hepsi bu... Biraz güneş, biraz meltem, uzakları süsleyen üç beş ağaç, mutlu olma arzusu, geçip giden günlerin melankolisi, hep belirsiz kalan bilim ve bir türlü yakalayamadığımız gerçeklik... Hepsi bu – hayır, hepsi bu.
Sayfa 551Kitabı okudu
Yok bir şey
sonra da biz - bunu hep söylüyorum- herkes kendi ellerinin işlerine tutuldu herkes biraz olsun katlandı acılarına acılar; sabah akşam, ve şaraplarının çoğaldığından fazla sanki bir keman tamircisi sessizliği buldu kim ne derse desin biri kendini vurdu bir akarsu başında ve düşündük, sebep ne? - sebep şu: sadece, ama sadece bir akarsu…
Sayfa 598Kitabı okudu
Reklam
Yok bir şey
sonra da bir kahveye girelim, benzeyelim mi bir oyun sonrasına ? masalar: çekilelim, kağıtlar: atılalım, gazozlar: içelim evlere benzeyelim evlere: ateş uçlarına biraz, susamış kalmış bir örümceğe sonra bir kadına geçelim - bir kadın - ve onun kocaman bir erkeğe gidişine. sonra bir dergi alalım, ya da bir gazete; salt küçük harfleri için bir adam
Sayfa 603Kitabı okudu
Başaramadım, biliyorum. Kendisini dört duvar arasına hapseden ateşe paha biçemeyen tükenmiş bir hasta gibi, başarısızlıktan anlaşılmaz bir lezzet alıyorum.
Sayfa 392Kitabı okudu
Bir sonralar kafilesinin ardından hep günün doğduğunu göreceğiz - ama her zamanki gibi çok geç olacak. Herkes uyuyor, herkes mutlu, ben hariç. Uyumaya cüret edecek kadar kendimi yüreklendirmeksizin, biraz dinleniyorum. Ve varlıksız canavarların devasa kafaları, kendi benliğimin dibinden, bir keşmekeş içinde fışkırıyor. Mantığın dışına taşmış kıpkırmızı dilleriyle uçurumdan yükselen, cansız gözleriyle ölü hayatımı süzen Doğu Ejderhaları; hayatımsa gözlerini onlardan kaçırıyor.
Sayfa 309Kitabı okudu
Kimilerinin hayatta büyük bir düşleri vardır ve ona ihanet ederler. Kimilerinin hayatında en ufacık bir düşe yer yoktur-gene de ihanet ederler ona.
Sayfa 198Kitabı okudu
İlk tramvayın, ruhumun karanlığını aydınlatan bir kibrit alevi gibi yükselen gürültüsü, sokaktan geçen ilk insanımın ayak sesleri; bunlar, somut gerçeklikler, dostça bir sesle, olduğun gibi olmaktan artık vazgeç, diyor bana.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
Ve görmeden baktığım sokağa hâkim penceremden dışarı sarktığımda, kendimi birden, kurusun diye pencerelere asılan, sonra orada unutulup yavaş yavaş buruşan, sonunda da asıldığı yeri kirleten yaş bir toz bezi gibi hissettim.
Çölde Bir yaratık gördüm, çıplak, vahşi. Çömelmiş oturuyor Yüreğini ellerinde tutuyor Yiyordu. Dedim ki: “Tadı güzel mi dostum?” “Acı, acı,” diye karşılık verdi; “Ama seviyorum Çünkü acı Ve benim kalbim.” Stephen Crane
MELÂ: Çok öğrenmek istiyorum: Beni öldürdüğünü de yazacak mısın anı defterine ?
Sayfa 321Kitabı okudu
Sana diyebilseydim ki, durum çok ciddi Bilge, aklını başına topla.
Kayra bir gün bana, ‘Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun.’ demişti.
223 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.