31.01.2019'da başlayan doktora sürecim, 21.12.2023 tarihi itibarıyla resmen nihayete ermiş oldu.
Diplomamı da aldığıma göre;
Sıradaki buyursun, gelsin. 😊
“Sıradan gelebilecek bir örnekle bunu açıklayayım: Çocukluğumda, Katolik bir kadın, başını ve omuzlarını örtmeden ayine gidemezdi; hiçbir inanan da -ister hizmetçi, isterse kraliçe olsun- rahiplerin büyük çaba göstererek ve kimi zaman da mizah yoluyla uygulanmasını sağladıkları bu kuralı çiğneyemezdi. Mizah yoluyla derken, cemaatinden bir kadına yönelip ona bir elma veren papazı düşünüyorum örneğin; genç kadın bu işe şaşırdığında, papaz Havva'nın ancak elmayı ısırdıktan sonra çıplak olduğunu anladığını söylemiş kendisine.
Kadıncağız elbette çıplak değildi, sadece uzun saçlarını açık bırakmıştı, ama giyim yasası çiğnenemezdi. Bu durum Vatikan'ın, 1960'lı yılların başında, artık kadınların başörtüsü takmadan kiliseye gidebileceklerine karar vermesine dek sürdü.”
sanê omnon bi
ma sero asmên
jê sıniya şêmıne bereqiyêne
asme be astaru ra verdênê têdıma
serva ma domonu gulase guretênê
taniya vırara dêkunê xo de
sanıku de.....
Hesê Bırri, Alık u Fatıke
Nasıl bir yazdı
Üzerimizde gökyüzü
Aynı bir simli çarşaf gibi parıldıyordu
Ay ve yıldızlar peşpeşe geçiyorlardı
ve biz çocuklar için kavga ediyorlardı
Ninelerimizin kucağının sıcaklığında
Masallarda..
Hesê Bırri, Alık u Fatıke (masallar)
Bize ayan olurdu
Beraber diyar diyar gezerdik
Sabah olduğunda
Her evin önünde
Aynı davul sesleri gibi
Tulukların sesi gelirdi
Yolcular yayan gelirlerdi
onlar için soğuk ayran
bal ve yağ ve taze çökelek
çocukların hediyesi
Çelik çömlek ve taş kınası
Konu komşu çiçek gibi
Kapılar ardına dek açık
Sanki robar * sadece bizde var
Kıyafetler külde kaynatılır
Tıpkı bir saksağan kanadı gibi bembeyaz olurdu
Sonra, sırtımızda dünyanın yükü
adımları gidip eskilerin köy evlerine varırdı
Nine ve dedelerimizin sesi bizi
tıpkı yumuşak bir yorgan gibi sarardı.
Yollarda, dağ ve girişlerde
Üzerimizde kıraç ve dolu bazen de güneş
meşe ağaçlarının gölgesinde
dinlenirdik..
İsteğimiz, tıpkı ninelerimizin dualarındaki gibi
herkese iyilik, barış, eşitlik
anlayış, şakalar ve fıkralar
şarkılarda gençliğin sesi
Akarsuyun yanında
tabiat süsleniyordu
kuşlar ağaç dallarından uçuşuyorlardı
Renk renk çiçeklerin kokusu
Harlı ateşin üstünde
Munzur suyundan çay vardı.
Bir zamanlar..
Fikirlerimiz de gençliğimize benziyordu
Yarı hayal, yarı doğru biraz akıl yürütme..