"Sevdiğini söylemeye, sevildiğini işitmeye bile lüzum duymadan, beklemeden, ummadan, borçlanmadan, alacak defterine yazmadan, hesap kitap yapmadan, sırf içinden öylesi geldiği ve elinden de başka türlüsü gelmediği için, sevivermek birini.”
"Çerçevemdeki her şey ölüyor, bir tek ben ölemiyorum."
Öyle gerçek bir istekle söyledi ki bunu, kendi kederim yetmezmiş gibi üstüme bir de bu sözün kederi çöktü.
"Sanki derimin altında benden daha büyük bir şey var ya da beni yutmuş bir boşluk," diyor. "Bu şey her neyse bedenimi zorluyor. Kendimi bir gün yırtılacakmışım, paramparça olacakmışım gibi hissediyorum. Varlığımla yetinemiyorum."