Merhaba, burada kastedilen bizim bakış açımızın olaylar üzerindeki etkisi ve görüş açımızın darlığı. Bundan öncesi şöyle: “ İnsan, başına gelecek mukadder hadiseleri değiştiremese bile o hadiselere vereceği tepkiyi, onlardan etkilemiş biçimini yorumlarıyla değiştirebilir. Montaigne der ki, ‘İnsan, etrafında olup bitenlerden daha çok, olup bitenlerle ilgili kendi görüşlerinden etkilenir.’ Sonrasında da bu cümle söylenmiş.
Kurt ve Lâmba
Babamdan dinlemiştim:
“Çocukluğumuzda oturduğumuz şehir Zülküfül Dağı’nda idi. Evimizin bitişiğinde ufak bir ağılımız vardı. Bir kış, baktık ki arada bir hayvan eksiliyor. Bir, iki, üç. Bunun üzerine babam, durumu anlamak için geceleri ağılda beklemeğe karar verdi. Bir gece, bir elinde petrol lâmbası, öbür
Üşenmedim bu cümleyi aradım kimse alıntılamamış başka, demek ki başka kimse umutsuzluğun bu seviyesini dışarıdan da olsa gözlemlememiş. Oysa La La Land filminde Mia'nın eve dönerken "home, home" deyip kendi evini değil ailesinin evini kast edişinden başka bir anlatıma denk gelmemiştim. Bu cümle iki oldu.
Umudu gerçekten yitirmek doğduğun şehre dönmekten daha kötü. Umudunu kaybetmiş gibi olsada içinde bir yerde hep var etmeye çalışan bir şekilde de var eden (benim gibi) ruhlar için daha özel bir kitaptır herhalde bu kitap. Sizin de alıntılarınızda çok benim gibi şeyler buldum. Belki de aynı kitaplarda ne kadar benzer şeylerin altını çiziyoruzdur. 🌹
Kendiyle dost olmak isteyen bir ben olarak, kâh birine kâh ötekine öncelik tanır, asla iki tarafın da yıkımıyla sonuçlanacak bir iç savaş çıkmasına izin vermem.