Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Windy
Windy
@Windy
32 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
100 syf.
·
Puan vermedi
Ne sıradan bir hayat ve ne sıradan bir ölümdü anlatılan. O kadar sıradandı ki okurken içim sıkıldı - yanlış anlaşılmasın kitaptan değil anlatılan atmosferden. Sonrasında ölümle beraber değer verdiği her şeyin anşamsızlaşması. Ne değişik değil mi kurmak için mücadele ettiğin tüm hayatın bir anda anlamını yitirmesi ve hatta bunu kabul dahi edememen.
İvan İlyiç sıradan bir adamdı . Çok çalıştığı bir işi , sevmediği ama katlandığı bir eşi , ailesinden kaçmak için kullandığı arkadaşları olan sıradan bir adam. Ne yazık hayatı boyunca yaşaması gerektiği gibi yaşadı ve öldüğünde de ölmesi gerektiği gibi öldü . Öyle acı ki öldüğünde arkasında gerçekten bir seveni bile yoktu .
Doğru ya yıllarca beraber yaşadığı ve evlatlarının annesi olan kadın bile ölümden sonra ona gelecek parayı daha çok düşündü .
444 syf.
9/10 puan verdi
Hani vardır ya bazı filmler , kitaplar ve müzikler sizi alır ve başka bir dünyaya götürür. Nerdeyse sihirli . Mutlu anlamında değil ki hüzün ve umut en büyük sihirdir. Sadece kapı açarlar.
Uçabileceğin , çayırlarda koşabileceğin masalsı bir diyar verir. Kitaba bayıldım.
Bir varmış br yokmuş. Bir gün bir kız hayale aşık olmuş. Ama hayal aslında yokmuş.
1/10 puan verdi
7 defa başladım ve 7 defa sinirlenip bıraktım.
Cidden saçmalık. Düzgün bir dili yok , edebi bir değeri yok , orjinal bir konusu yok , iyi karakter analizi yok , yaşanmışlık yok ... Yok da yok .
Olan ne derseniz bir ton saçmalık. Yok bir güzel kız varmış mışta fakirmiş mişte zengin yakışıklı bir adam buna benimle para karşılığında evleneceksin diyerek "anlaşma " önermiş.
Saçmalık. Burda kız ve erkek sadece vücudu üzerinden varolmuş karakterlerden başka bir şey değil. Bu açıkça iğrenç. Düşünsenize biri size baktığında "seni" değil de " sexi vücudunu " görüyor.
Aptalca saçma ve iğrenç.
Kitapta iğrenç.
Bence okumayın vakit ve kağıt israfı.
Okur Takip Önerileri
68 syf.
9/10 puan verdi
Sevmek bu kadar naif , tutkulu ve takıntılı olabilir . Ve ancak bu kadar güzel anlatılabilir .
***
Seni o kadar seviyorum ki : Ölüyorum diye üzülseydin; ölemezdim.
***
O kadar çok cümlenin altını çizdim ki baktım kitap kapkara olmuş. Çok güzel bir kitap. Yalın. Yoğun.
Hani olur ya gidilir saçma sapan yazarların 600/700 sayfalık kitaplarına dünya kadar para verirsin sonunda elinde hatırlanacak iki cümle bile kalmaz . Sonra bunun gibi kitaplar okursun . 50/60 sayfa . Boş bir cümle bile bulunmaz . İşte edebiyat budur bence .
Vesselam çok güzel bir kitap .
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,1bin okunma
223 syf.
9/10 puan verdi
Bir oturuşta bitti... Stefan King'in büyük hayranıyım. Hayal etmek zordur . Ama hayalleri sanki köşe başındaki kavşaktan önüne çıkacak gibi yazmak daha zordur . King ise bunda usta .
Kitaba gelince bana ilk hissettirdiği şey bağnazlığın hele ki din bağnazlığının dünyadaki en büyük kötülük olduğu. Ki işid dediğimiz kurum da dediklerimi doğrular. Carie bu bozuk psikolojide büyüyen telekinezi gücü olan bir kızdır. Annesinin bağnazlığı ve insanların acımasızlığı eklenince korkunç şeyler olur .
Onun dışında yazarın yazım tekniği gerçekten çok ilginç . Olay gazeteleri , tanık ifadeleri , karşıt görüşler... Öyle ki paranoya sardı acaba böyle bir şey var mı diye.
Vesselam insanlığın acımasızlığını ve küçük felaketler zincirinin nelere mal olabileceğini anlatan müthiş bir kitaptı.
Dipnot = cidden King'in bilinçaltından korkuyorum .
540 syf.
6/10 puan verdi
İki günde bitirilen güzel bir kitaptı. Konusu genel olarak sıradandı . Kötü bir güç, güce karşı gelen başta basit sonradan nedense güçlü olan bir kahraman , bu savaşta filizlenen aşk ... İşte klasik yani kötü değil ama yeni de değil . Şahsen GOT ile karşılaştırılamaz bence . Yani ne bileyim Martin beni kanser edebilecek potansiyeldeydi. Ne olacak, bu konuşmanın altında ne var diye düşünmekten deli olurdum. Yavaş yavaş sindirirdim çünkü detayları çok güzeldi. Tabi Martin de bir Tolkien veya Ursula veya King değil bence ama orası ayrı mesele ...
Hani televizyonda bazı filmler vardır. Görsel efektleri , bazen konusu ya da oyunculuklar ... Baş yapıt değildir. Hatta kalıcı bile değildir ama izlemek zevk verir . Öyle bir kitaptı.
1056 syf.
10/10 puan verdi
Spoiler
Kitap intikam hikayesi . Babası, evleneceği kadın ve güzel bir hayatı varken Edmond birden kendini bir kumpasın içinde bulur. İftiraya uğrayan genç adamın masumluğunu bilse bile çıkarlarına zarar gelecek diye bir hakim zindana mahkum eder . Haksız yere yıllarca hapse mahkum edildikten sonra bir şekilde kaçar. Ama sevdiği kız ona kumpas kuran adamla evlenmiştir, babası ölmüştür ve mağduriyettinden meshul olan herkes hayatına devam etmektedir .
Ki kitapta beni en çok etkileyen şey hapisten çıkan Edmond'un babasının yıllarca onu sayıklayarak aç bir şekilde öldüğünü öğrenmesiydi. Babasının doğru düzgün bir mezarı bile olmamış hem de ...
Sonrası ustaca işlenen güzel bir intikam hikayesi . Hatta öyle güzel detayları var ki mesela Edmond intikam alacağı insanların evinde tek lokma yemez . Kesinlikle işlediği insanları iyi gözlemlemiş bir yazar . Diline de bayıldım.
Kitapta sevdiğim ayrıntılardan biri sevmediği nişanlısından ayrılmak isteyen bir genç nişanlısı onu terk edince " Benim gibi birini neden istemez ?" tavırlarına girmesiydi. Yüzümde tebessüm oluşturdu. Doğru insan oğlu işte biz istemeyebiliriz ama herkes bizi isteyecek.
Vesselam, çok sevdiğim ve güzel bir kitaptı. Tam bir yapı taşı ve klasik .
Okuyun bence ...
64 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitabı ilk kez 10 yaşımda iken falan okudum . O zaman tek düşündüğüm ölen deniz kızıydı. Çok ağlamıştım.
Sonra 15 yaşında tekrar okudum . Bu defa vefasız prense kızdım. Zaten feministtim. Şu kızı yüzünden değil ayakkabısından tanıyan, kızın saçları ile kuleye tırmanan, adam olmak için bir öpücük bekleyen kurbağa ve onu kurtaran kızı tanımayan salak prense karşı kin duydum .
Afınıza sığınırım niyetim hakaret etmek değil. Ama ilk o zamanlar üstümde toplum baskısı daha doğrusu "koca kız oldun şunu yapma " söylemi başlayınca o zamanlar işe yaramaz prenslere ve aciz prenseslere kin duydum .
Ergenlik işte.
Bu aralar tekrar okudum masalı. Ve şunu hissettim. Diyelim prens deniz kızına aşık ve baloda gördüğü kadının kurtarıcısı olduğunu düşünüyor. O zaman borçlu olduğu insan için aşkını feda etmiş olur .
Vesselam demem o ki güzel masaldır. Ha bende yeri ayrıdır. Çünkü hem zamanla nasıl değiştiğimi gösterir hem de bana bazen ne kadar uğraşırsan uğraş bir şeylerin olmayacağını.
Sevginin fedakarlık olduğunu bazen .
192 syf.
9/10 puan verdi
Masumiyet adım adım yok olur. Ki zaten başta kime denirse densin sonunda kötü insan olacağını söyleyen çıkmaz. Buna inan da ...
Dorian Gray'in potresinde de bunu görürüz. Başta saf ve güzel olanın nasıl çirkinleştiğini. Adım adım sunar . Karakter öyle bir değişim geçirir ki ısıtılan sudaki kurbağa gibi kendi bile hissetmez. Saf kalan vücuduna tekabül işlediği her günah ile çirkinleşen potresi sonunda kendinin bile bakmaya dayanamayacağı bir canavar haline gelir .
Bazen bizim ruhumuzun geçirdiği gibi. Belki de bu kadar şiddetli değil sadece .
Ben klasik gotik edebiyatı gerçekten severim . Dracula , Frankestian, Hyde ve Jykell ... Bu da benim klasik gotik koleksiyonumun en değerli parçalarından biri . Bence herkes okumalı.
İnsanı uyuşturan kitaplardan değil. Uyandıran kitaplardan.
Kitabın bana verdiği en güzelüks ders : Kibir ve bencillik insanı mahveden en büyük günahlardır.
Dipnot : Gerçekten Dorian'dan nefret ediyorum .
·
Puan vermedi
İnsan zamanla yozlaşır. Çirkinleşir. Ve bazen ömrün sonunda kendinden tiksinir hale gelir. Ama zaman tükenmiştir. Ve o zaman insan olasılıklara sığınır. Olasılıkların insan için başlangıcı ise çocukluktur. Çünkü bize göre çocuk masumdur. Onu kirleten toplumdur ve yetişkinlerdir. Sistem bazen insanı bir şeylere iyi olmayan şeylere zorlar .
Belki doğrudur.
Belki de değildir. Kitap 3. Dünya Savaşı'ndan kaçan bir grup çocuğun bir adaya düşmesini konu alır. Başta Mercan Adası gibi bir çocuk kitabı olarak başlasada zamanla adadaki çocuklar " vahşileşir ". Önceden yetiştirildikleri kurallar gereği zayıfa dokunmasalarda zamanla bu da değişir.
Bu kitap benim temel yargılarımdan bazılarını kırdı. Belki de insan asla tamamen iyi olmamıştır. Biraz iyilik biraz kötülük barındırır. Ve zamanla biri baskılanır.
Kitabı Mine URGAN çevirisi ile okudum . Kesinlikle güzel bir çeviri. Başa koyduğu önsöz kitabın sembolik anlamını açıklarken biraz spoiler veriyor . Sonda okunursa dahayır zevkli olurdu .
Vesselam güzel kitaptı.
186 syf.
10/10 puan verdi
Bazen kan bağı yetmez sevmek için ve de çocuk olmak yetmez korunabilmek için. Sanırım insan " doğduğu " yerden çok " güldüğü" yere ait olur . Bu kitap bildiğim şeyi bana hatırlattı. Sanırım 13 defa okudum . Belki de daha çok. Her seferinde aynı hazzı aldım ve aynı hüznü buldum .
En sevdiklerim yoktur genelde . Çok sevdiklerim vardır. Ama bu kitap istisna .
En sevdiğim kitap ...
