Gerçekten de hemen herkes deftere bu görüşü yazıyordu. Bir süre sonra Sarah, ünlü ünsüz, pekçok gezginin görüşlerine ve imzalarını içeren bu defteri kitap haline getirdi. Bu kitaplar gezginlere armağan ediliyordu. Çok geçmeden bu girişimden beklenen sonuç alındı. Dünya devletleri uluslararası bir toplantı yaparak, müzelerine yabancı eser almama kararına vardılar. Bu kararı imzalayan bazı ülkeler, müzelerinde bulunan yabancı eserleri gerçek sahiplerine armağan etmeye başladılar. Bunu yapan ülkelerin tek koşulları vardı. Geri verilen eserlerin geçmişte bulundukları konumlarda sergilenmesi...
Mieko tahta takunyalarını çıkarıp koridordaki ayakkabı kutularından birine koydu. Bir öğretmenin gelip onu doğru sınıfa yönlendirmesini beklerken nemli elini eteğini sildi ve ağırlığını bir ayağından diğerine verdi. Öğretmeninin yaşlı ve zalim biri olduğunu düşünüyordu. Göz ucuyla bir kısmı gülerek, bir kısmı kol kola ilerleyen öğrencileri gördü. Onlar tüm hayatları boyunca bu kasabada yaşamışlardı ve birbirlerini oldukça iyi tanıyorlardı. Kimse Mieko'yla konuşmadı. O sırada geç bir kadının Mieko'ya kendini tanıması, hoş bir sürpriz oldu.
Kendime gelmek için bu defa ılık bir duşun altına girdim. Gözlerim yorulmuş kirpiklerim sızlıyor olmuş gibi hissediyordum. Duştan çıktıktan sonra komodinin üzerine bıraktığım kaska takıldı gözlerim. Ona biraz daha bakmak,üzerinde düşünmek, belki hayaller kurmak istedim.