Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep

Bakmaklar
Ey irin mutluluğu! Ey durmayıp ağrıyan kemiği usumun! Uğunursam beni hazdan delirten hayvanın ortasında ben koşarken derelerde birikirse çocukluğum, piçliğim birikirse sesimin o hincahınç boşluğunda coşkunun en sağlam atıyla geliyorum sövgüm büyüyor, ağartıyor günümü. TAN! Ölü bir kediyle saçlarımı taramanın vaktidir sarı bir bilincin ötesini ellemek istemenin bir üzünç aralığındayız artık TAN! savulun, çıplaklığım geliyor ardımdan.
Sayfa 53
Reklam
(…) aşkı öğrenmek için yanlış yapmak ve sonra da bu yanlışı düzeltmek gerekiyor (…)
Sayfa 182
Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir.
Sayfa 3

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Sayfa 69
Çünkü sadece kendi kaderlerini bir gizem olarak yaşayabilenlerin geçek anlamda yaşadıklarına inanıyorum.
Sayfa 67
Reklam
İnsanın kendini açması yeterliydi, insandan insana canlı bir akış başlıyordu hemen, yükseklerden derinlere iniyor, derinlerden tekrar sonsuzluğa yükseliyordu.
Sayfa 63
O dönemde bazı yarı farkındalık anlarında bilincine tam varmadan içimde özlemini çektiğim şey arzulardan ziyade, arzulama arzusuydu; daha güçlü, daha bağımsız, daha tutkulu, daha doyumsuz istek duyma, daha yoğun yaşama, belki de acı çekme ihtiyacıydı.
Sayfa 7
Aslında kendimizi nasıl ifade ediyorsak kısmen oyuz (…)
Sayfa 110
(…) edebî okuma, empati kurmayı öğretmenin yanı sıra kendi duygularımızı daha iyi çözümleyebilmemizi de sağlar.
Sayfa 59
Gerçek tiksinç görünse de, doğruluğundan emin olabilmek için üzülmeye değmez miydi?
Sayfa 108
Reklam
Kendi düşünceleri ve başkalarının düşünceleri arasında oturup kalmaktan gelmemiş miydi bu noktaya?
Sayfa 38
Akışkan modern zamanlarda bağlılık vaatleri anlamını yitiriyor.
Sayfa 226
İbn-i Hazm "Benim düşünceme göre aşk, ruhların çeşitli yaratıklar arasında bölünmüş parçalarının birleştirilmesidir. Bu birleşme onların en yüksek temel öğelerinden meydana gelir..." demektedir.
Sayfa 220
Ölmeyi öğrenemediğimiz gibi sevmeyi de öğrenemeyiz.
Sayfa 219
İnsan, zıtların bileşimidir. Bu çift kutupluluğa Kierkegaard'da da rastlarız. "Eğer insan hayvan ya da melek olsaydı, ürperti içinde olmazdı. İnsan bir sentez olduğu için ürperti içindedir," der Kierkegaard.
Sayfa 164
419 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.