Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aslı

Aslı
@__Asli_
Yabancısı olmadığım tek olgu var. O da kendi varoluşum. Belki tek mutluluğum bu. Tek bağlantım. Kendimi kavrayamazsam, tüm varoluşum yitmiş demektir.
Tezer Özlü
Tezer Özlü
176 syf.
4/10 puan verdi
·
6 günde okudu
F. Scott Fıtzgerald'ın en önemli eseri olarak kabul edilen Muhteşem Gatsby, Amerika edebiyatının da en iyi eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. Kitaptaki olaylar 1920'li yıllarda New York ile Long Island adasında geçiyor. Nick Carraway, eğitimli eski bir askerdir. Long Island'da başkarakter Gatsby'nin evinin yanına
Muhteşem Gatsby
Muhteşem GatsbyF. Scott Fitzgerald · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202220,8bin okunma
Reklam
100 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Şu aralar şiir kitaplarına olan mesafemi şiir dinleyerek kapatmaya çalışıyorum. Eser, YKY ve Türkiye İş Bankası Yayınları'nın ortak çalışması. Kitap, şiirlerin kayda alındığı bir CD'yle birlikte satılıyor. 1960 senesinde
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
ve
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Paris'te
Büyük İnsanlık
Büyük İnsanlıkNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi ve İş Bankası ortak yayını · 20131,717 okunma
520 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Martin Eden, Jack London'ın 1909'da kaleme aldığı yarı otobiyografik romanıdır. Bir gemi işçisinin hayatını konu alan eserde sınıf farklarının bireyler üzerindeki etkisini tüm açıklığıyla görebilirsiniz. Kitaptan biraz söz edelim: Martin sıradan bir gemi işçisiyken bir kavgada Arthur adındaki zengin bir adama yardım eder. Martin'e
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
171 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Füruzan
Füruzan
'ın
Parasız Yatılı
Parasız Yatılı
kitabı 1972 Saik Faik Hikâye Armanı'nı kazanmıştır. Kitapta on iki öyküye yer verilmektedir. Bu öykülerin ana teması ise anne-kız ilişkileridir. Kitabın ilk elli sayfasında okuduklarıma hiç adapte olamadım diyebilirim.İlk elli sayfa diyorum fakat
Parasız Yatılı
Parasız YatılıFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 20193,663 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Sen Bana Bakma, Ben Senin Baktığın Yönde Olurum kitabı, Özdemir Asaf'ın şiirlerininin ve kendi sesinden dinletisinin yer aldığı bir Cd'yle birlikte satılıyor. YKY'nin bu baskısı beni çok heyecanlandırdığı için kitabı hemen satın aldım. Kitabı okumak ayrı keyif, şiir kayıtlarını dinlemek ayrı... Bu kayıtlar Özdemir Asaf'ın kızı Seda Arun tarafından kaydedilmiş. Hiç şiir sevmeyen birinin bile dinlemekten keyif alacağı nitelikte şiirler. Şiire uzak duranlara özellikle sesli dinlemeyi tavsiye ederim. Kitabın sonunda ise "İstanbul Radyosun'da Bir Konuşma" başlığı altında bir röportaj yer alıyor. Soruları Nevin Akkaya sormuş, Özdemir Asaf yanıtlamış. Bu bölümde Özdemir Asaf'ın hayatı ve yazarlığı konusunda önemli bilgiler edinebilirsiniz. Kuşkusuz Özdemir Asaf şiirleriyle ve söylemleriyle Çağdaş Türk Edebiyatı'na önemli bir soluk kazandırmış değerli bir şair. Şiirlerinde ironiye ve sözcük oyunlarına yer vermesi okumayı daha keyifli kılmış. Bu nedenle özellikle ölüm, ayrılık, sevgi, aşk gibi temaları onun kaleminden ve sesinden dinlemek herkesin ruhuna iyi gelecek kanısındayım.Bu kitaba bir şans verin, özellikle şiire uzak duruyorsanız. Beni en çok etkileyen şiirlerden biriyle yazımı sonlandırayım: AYNANIN OYUNU Bir çocuk doğdu, bendim. Sıraya girdim insanlar içinde. Alay-bayrak büyüdüm Odalar, sofalar içinde. Bir ayna doğdu, gördüm. Sıraya girdi aynalar içinde. İşime geldi, aldım, Çarşılar, pazarlar içinde. Bunca yıl yüzüne baktım. Kendisini aşmadı Olanlar içinde. Bir sabah uyandım, Duruyordu karşımda Düşmancasına, Bir cam, Aldanmış, Kendini ayna sanmış..
Sen Bana Bakma, Ben Senin Baktığın Yönde Olurum
Sen Bana Bakma, Ben Senin Baktığın Yönde OlurumÖzdemir Asaf · Yapı Kredi Yayınları · 20192,098 okunma
Reklam
196 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Korkuyu Beklerken, Oğuz Atay'ın sekiz öykülük bir kitabı. Bir arkadaşımın hediyesiyle kütüphaneme kazandıklarımdan. Kitap bütününde güzeldi fakat seçmem gerekirse en çok Beyaz Mantolu Adam, Korkuyu Beklerken ve Babama Mektup isimli öyküleri sevdim. Bütün öykülerde ortak payda; mutsuzluk, yalnızlık, ait olamama, başarısızlık, çaresizlik, kendini eleştirmek, kayıtsızlık, sıkışmışlık, yenilmişlik gibi duygulardı. Hemen her öyküde, bir şekilde toplumun dışına itilmiş, yalnızlaştırılmış bireylerin içsel savaşlarını, kendileriyle ve diğer toplum fertleriyle mücadelelerini okuyoruz. Her öykü öylesine bir girdap ki, uzun süre etkisinden kurtulamıyorsunuz. Çok etkilendiğimi ve bazı öyküleri iki kere okuduğumu söylemek isterim. Bunun nedeni, kimi zaman içselleştirdiğim kahramanlarla kendi varoluşumu sorguladığım, kimi zaman da Atay'ın kendine özgü anlatımında ipin ucunu kaçırıp, karakterleri bir yere oturtamadığım içindi. Tahta At bunlardan biriydi. En çok zorlandığım öykü belki de buydu. Oğuz Atay hiç okumamışsanız bu kitapla başlamanızı önerim. Korkuyu Beklerken, yazarla tanışmak için doğru bir başlangıç kitabı. Ben Tutunayanlar'la başlamış, çok zorlandığım için kitabı yarım bırakarak daha sonra tekrar şans vermiştim. İyi okumalar...
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,3bin okunma
117 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Bir gezi teknesiyle dört kişi yola koyulur. Bu yolcuları birbirlerine bağlayan en önemli şey denizdir. Bunlar arasında hem denizci hem de seyyah olan Marlow, Kongo nehriden Afrika topraklarına yaptığı yolculuğu tüm detaylarıyla anlatmaya başlar. Hikayesi hem hüzünlü hem de dehşet vericidir. Her şey Avrupa merkezli bir ticari kuruluşun kaptanı olarak göreve alınmasıyla başlamıştır. Şirket kaptanlarından birisi yetkililerle çıkan bir çatışmada öldürülmüş ve yerine Marlw kaptan olarak atanmıştır. Afrika yolculuğunda yaşamı boyunca zihninden silinmeyecek olaylarla karşılaşmıştır. Sömürge düzenine tanıklık etmiş, fildişi ticaretiyle uğraşan ve büyük şirketlerden birinin yöneticiliğini yapan Bay Kurtz ile yakından ilgilenmiştir. Yerliler üzerinde olandışı bir nüfuzu olan Kurtz ağır hastalanmış ve Marlw onu ülkesine götürmek üzere harekete geçmiştir. ... Hacmi küçük, okunması zor kitaplardan. Dikkatli ve sabırlı bir okursanız; çok çarpıcı, etkisinden uzun süre kurtulamayacağınız satırlarla karşılaşabilirsiniz. Beni çok etkileyen bir alıntıyla yazımı noktalayım: "Yavaş yavaş ölüyorlardı - bu çok açıktı. Düşman değillerdi, suçlu değillerdi, artık dünyevi hiçbir şey değillerdi; yeşilimsi karanlığın içinde karmakarışık uzanmış hasta ve aç kara gölgelerden ibaretti bunlar. Süreli sözleşmelerle kıyının tüm girintilerinden getirilmiş, uyum sağlayamadıkları bir ortamda kaybolmuş, bilmedikleri yiyeceklerle beslenmiş, hastalanmış, verimsizleşmişlerdi ve buraya kadar sürünüp dinlenmelerine izin verilmişti. Bu can çekişen gölgeler hava kadar özgür ve neredeyse bir o kadar hafifti." İyi okumalar.
Karanlığın Yüreği
Karanlığın YüreğiJoseph Conrad · İş Bankası Kültür Yayınları · 20214,198 okunma
67 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Çocukluğumun Soğuk Geceleri, hep merak ettiğim fakat içeriğini kısmen bildiğim için beni geri iten kitaplardandı. Severim Tezer Özlü'yü... Fakat, otobiyografik bir roman olan bu kitap, yazarın yaşantısından dolayı gözümü fazlasıyla korkutuyordu. Onun acılarına, umutsuzluklarına, çırpınışlarına bu kadar yakından tanıklık etmek istemedim belki de. Yazar, kardeşleri ve kuzenleriyle yakınlığını, anne babasını, arkadaşlarını, ilişkilerini, evliliğini, çevresini, ülkenin içinde bulunduğu siyasal ve toplumsal çalkantıları, bir birey olarak yaşadığı buhranları, hastane koridorlarına uzanan yolculuklarını, tüm iniş çıkışlarıyla, tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Okudukça kararsarlaşığım, ürperdiğim, üzüntümden kanımın çekildiği satırlara tanık oldum. Her şey olması gerektiği gibiydi aslında. Okuduklarım, Tezer Özlü'nün hayatına dokunduklarımdı. Duyguları köşeye kıstırılmış gibiydi. Bir taraftan yaşamı severken bir taraftan ölüme bu kadar yakın duran başka bir insan tanımadım. Kitabı tekrar okumak üzere rafa kaldırırken Özlü'ye öfke duymaktan kendimi alamadım. Nitekim beni de kendisiyle birlikte aşağılara çekti. Ruhsal durumunuz güçlüyken okuyun. Kitap fazlasıyla gelgitli, karamsar ve buhranlı. Tezer Özlü'yü daha yakından tanımak isteyenlere tavsiyemdir. İyi okumalar
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,4bin okunma
328 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yırtık, uzun zamandır kütüphanemde okunmayı bekleyen kitaplar listesindeydi. Münir Göle'yle tanışma kitabım oldu. Kitap başlangıçta beni zorlasa da şimdi iyi ki okumuşum dediğim kitaplar arasında yerini aldı. Bazen değer yargılarımızla ya da toplum normlarıyla uyuşmayan fikirler ve yaşantılar bize farklı bakış açıları kazandırabiliyor.
Yırtık
YırtıkMünir Göle · Yapı Kredi Yayınları · 201010 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Bir Yaz Gecesi Rüyası, Wıllıam Shakespeare'den okuduğum ikinci kitap. Eser her ne kadar aşk teması üzerine kurulmuş olsa da aslında bireyin ve toplumunun eleştirisini okuyoruz.. Konuya kısaca değinirsem: Hermıa'ı Demetrius ile evlendirmek isterler. Oysa onun gönlü Lysander'dedir. Babasına karşı gelmek istemez çünkü toplum normlarına göre Tanrı neyse baba da odur. Hermıa, Atina dükü Theseus huzuruna çıkarılır. Ona sorar: "Demetrius ile evlenmezsem yasalara göre başıma ne gelir?" Lordun kararı kesindir. Babasını dinlemediği takdirde ya öleceğini ya da loş bir manastırda bir rahibe olarak yaşamak zorunda bırakılacağını Hermıa'ya bildirir. Fakat Hermıa çok kararlıdır, ruhunun kabul etmediği bir erkekle evlenmektense bir rahibe gibi yaşamaya razıdır. Sevdiği adam Lysander de lordun huzuruna çıkarılır. Kendini rakibi olan Demetrius'a karşı savunur. Onun kadar soylu, onun kadar varlıklıdır. Sevgisi ise koşulsuzdur. Her şeyden önemlisi Hermıa onu sevmektedir.Peki, Lordun kararı ne olacaktır? Diğer yandan da, Helena Demetrıus'a aşıktır. Demetrıus ise köşe bucak kaçar Helena'dan. Tabii işin içine periler cinler girince olaylar iyiden iyiye ters düz olur. Bir tarafta yeni aşklar doğarken, bir tarafta aşıklar karşı karşıya gelir. İki yakın arkadaş Helena'yla Hermıa düşman olur. Sözün Kısası Shakespeare'nin hayalleri sınır tanımıyor. En keyiflisi de oyun içinde oyun okumak. Tek kelimeyle muhteşem bir kitap. Herkese tavsiye ederim.
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Bir Yaz Gecesi RüyasıWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201716,7bin okunma
Reklam
376 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Aleksandr Petroviç Goryancikov soylu ve varlıklı biridir. Karısını öldürme suçundan ikinci sınıf sürgün ve kürek cezasına çarptırılır. Bu on yıllık cezası bittikten sonra K. şehrine yerleşir ve çocuklara ders vererek tekdüze bir yaşam sürmeye başlar. Düzgün ve ahlaklı bir hayat sürsede son derece yalnız, içine kapalı, çekingen bir tiptir. Çoğunluk onun akıl sağlığının yerinde olmadığını düşünsede bu durumu kusur olarak görmezler. Garyancikov bir sonbahar günü tek başına ölür. Kendisinden geriye kalan bir kaç deste kağıtla, iki üç defterdir. İşte bu kitap, Aleksandr Petroviç'in on yıllık sürgün hayatının hikâyesidir. Bu sürgün hayatında kimler yoktur ki; Rusya'nın nerdeyse her eyaletinden, Kafkas dağlarından bile sürgünler vardır. Suçlular, suçlarının derecelerine ve yıl sayılarına göre ayrılmıştır. Her türden suçlu vardır. Sivil sınıftan kürek mahkumları, asker sınıfından suçlular, ikinci defa hapse düşenler, caniler, kazara katil olanlar, hırsızlar, dolandırıcılar...Her mahkûmun ayrı bir hikâyesi vardır. Aleksdr Petroviç'in Sibirya'da geçen sürgün hayatını okurken Dostoyevski'nin de hayatından izler bulacaksınız. Dikkat isteyen kitaplardan olsa da çok beğendim.
Ölüler Evinden Anılar
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,5bin okunma
296 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kadından Kentler, Murathan Mungan'dan okuduğum üçüncü kitaptı. Yazarımız şiir, hikaye, roman, oyun, senaryo gibi pek çok alanda eserler vermiş oldukça üretken birisi. Mungan'la ilk tanışma kitabım, daha çok çocukluk anılarını kaleme aldığı otobiyografik bir eser olan Harita Metot Defteri'ydi. Bence doğru bir başlangıç kitabıydı. Çünkü bu kitapla birlikte yazarın hayatı ve yaşanmışlıkları hakkında bilgi sahibi oldum. Devamında Lal Masallar'ı, şimdi de Kadından Kentleri okuyarak bu yakınlığı pekiştirdim. Kitap tam anlamıyla şahaneydi. Çok beğendiğimi, çok etkilendiğimi belirtmek isterim. Kimi zaman hüzünlendim, kimi zaman buruk bir gülümsemeyle karşıladım öyküleri. Acılara, sevinçlere, özlemlere, beklentilere pişmanlıklara, kırgınlıklara tanıklık ettim. Kahramanları kadınlar olan, birbirinden farklı hayatlara konuk oldum. Hepsi öylesine bizden, öylesine bizdi ki... Özellikle son öyküde bütün kahramanların Esenler Otagarı'nda kesişen yolları kitabı daha da anlamlı kıldı. Yazara hayranlık duymamak elde değil. Bir erkeğin kadın hikâyelerini bu kadar iyi ifade edebilmesi, empati kurabilmesi de ayrı bir hayranlık konusu. Bana kalırsa kadınları en iyi anlatan yazarlardan biri Murathan Mungan. Herkese tavsiye ederim. İyi okumalar...
Kadından Kentler
Kadından KentlerMurathan Mungan · Metis Yayınları · 20082,418 okunma
169 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
John Fante, Charles Bukowski'nin en çok etkilendiği yazarların başında geliyor. Öyle ki kitap, Bukowski'nin önsözü ve arka kapak yazısıyla çıkmış. "Derken bir kitap çektim, açtım ve kalakaldım. Birkaç paragrafı okudum. Sonra çöplükte altın bulmuş biri gibi kitabı masaya götürdüm. Cümleler sayfada yuvarlanıyodu, kayıyorlardı. Her cümlenin kendine özgü bir enerjisi vardı. Cümlelerin özü sayfaya bir biçim veriyordu: sayfaya oyulmuşlardı sanki..." Diyor Bukowski. İnsan da doğal olarak kayıtsız kalamıyor bu satırlara. Kitabı büyük bir merak ve ilgiyle okudum. Ana kahraman Bandini, yoksul bir köylü çocuğudur. Onu günah işlemeye iten tek şey, içinde bulunduğu yoksulluktur. Tek amacı bir kitap yazıp, zengin olmak ve daha iyi bir hayata kavuşabilmektir. Bunun için Colorado'dan ayrılır Los Angeles'a gelir. Bir barda çalışan Camilla Lopez'den çok etkilenir ve çözemediği bir yakınlık kurar. Çok güvendiği öyküsünün yer aldığı dergiyi Lopez'e ulaştırmak için bir çalışana uzatır: "Sevgili Pejmürde Çarıklar, Farkında olmayabilirsin, ama dün gece bu öykünün yazarına hakaret ettin. Okumam yazman var mı? Varsa, on beş dakika zaman ayırıp bu başyapıtı oku. Ve bir daha sefere dikkatli ol. Bu çöplüğe gelen herkes serseri olmayabilir." İyi okumalar.:))
Toza Sor
Toza SorJohn Fante · Parantez Yayınları · 20244,759 okunma
328 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Vadideki Zambak, Goriot Baba'dan sonra Balzac'tan okuduğum ikinci kitaptı. Uzun zamandır okuma listemde olduğu halde ertelediğim, geçiştirdiğim, gözümü korkutan kitaplardandı. Kitabı okuyunca yanılmadığımı ve yersiz korkuya kapılmadığımı fark ettim. Gerçekten benim için oldukça zorlayıcı bir okuma tecrübesiydi. Fakat şimdi Balzac'in "En kusursuz romanım" dediği kitabı sonuna kadar okuyup bitirmenin mutluluğu içindeyim. Yazarımız, ağır ilerleyen fakat kendisine hayran bırakan satırlara, kocaman bir aşk sığdırmış. Ana kahraman Felix'in, Henriette'ye hissettiklerinin yer aldığı eserde, dönem Fransa'sı (1809-1836) sosyal ve siyasal anlamda resmedilmiş. Bu anlamda kitabı özümseyerek okumak önemli. Bunların yanı sıra Lady Dudley'in Felix'e hayranlığından ya da Natali'den hiç söz etmeyeceğim. Kesinlikle Balzac edebi bir şölen yaratmış. Kitap mektuplar için bile okunabilir.
Vadideki Zambak
Vadideki ZambakHonore de Balzac · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202242,2bin okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Dünya edebiyatına çok önemli eserler kazandıran Gorki'den okuduğum ikinci kitaptı. Hiç kuşkusuz Gorki, Rus insanını en iyi gözlemleyen, kişisel ve toplumsal mücadeleleri en iyi anlatan yazarlardan. Onu daha yakından tanımak için kendi hayatını anlattığı Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken ve Benim Üniversitelerim kitaplarına bakılabilir. Kitaba gelirsek: Uzun yıllar prensin kahyalığını yapan İlya Artamonov, toprak köleliliğin kaldırılmasıyla özgürlüğüne kavuşur. Üç oğlunu yanına alarak bir kasabaya yerleşir. Elindeki tüm birikimiyle tek hayali olan keten fabrikasını kurar. Rusya'da feodalizim çökmüş, sanayi burjivasi doğmuştur. Eserde Artamonov'un oğullarının ve torunlarının üç kuşak hayatına tanık olurken, sınıfsal çatışmaları bir ailenin yükselişi ve çöküşüyle birlikte okuyoruz. Devrim öncesi emekçi sınıfın nasıl güçlendiğini ve devrimci düşüncenin nasıl doğduğunu anlamak isteyen herkese tavsiye edebileceğim bir kitap. Fakat belirtmeliyim ki, okurken çok zorlandım. Defalarca kitabı yarım bırakmakla devam etmek arasında gelgitler yaşadım. Gorki'nin hayatını ve dönem Rusya'sını öncesinde okumak kitabı daha anlaşılır kılabilir.
Artamonovlar
ArtamonovlarMaksim Gorki · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2017810 okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Goethe, Genç Werther'in Acıları'nı kaleme aldığında henüz 25 yaşındadır. Kitabın basılmasının hemen ardından Almanya'da intihar vakaları artmış, herkes büyük bir endişeye kapılmıştır. Bu nedenle olmalı ki, duygu okumayı seven biri olmama rağmen kitabı uzun süre okumayı erteledim. Belki de vakti gelmemişti, kim bilir? Kitaba gelirsek; Goethe'nin yaşamından izler taşıyan eser mektuplardan oluşuyor. Şehir hayatından sıkılan genç hukuk stajeri Werther sakin bir kasabaya yerleşir. Bütün duygu ve düşüncelerini en yakın arkadaşı Wilheim'e mektuplarla anlatır. Eserde Werther'in duygularını, Lotte ile yakınlaşmasını ve intiharını okuyoruz. Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. Goethe'i daha önce okumadıysanız ilk tanışma kitabınız olabilir. Duygu okumayı seven herkese ısrarla tavsiye ederim. Güzel birkaç alıntıyla cümlelerimi noktalayım. "İnsan yazgısı, payına düşene katlanmaktan, sunulan kaseyi sonuna kadar içip bitirmekten başka nedir ki?" "Kendimizden yoksunsak, elbette her şeyden yoksun kalıyoruz." "Üzerinde zevkle yaşamak için insanın sadece biraz toprak parçasına, altında huzurla yatmak için de bundan daha azına ihtiyacı var."
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,4bin okunma
Reklam
780 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Budala
Dostoyevski'nin ilk tutkulu aşk romanı olan "Budala"sını bitirmenin haklı gururunu yaşıyorum. Bu tutkulu aşk, öylesine yordu ki, sayfalarca "Kitap nasıl bitecek?" diye, düşünmeden edemedim. Fakat söz konusu zorluk, sayfa sayısının çokluğu ya da anlatımın ağırlığı değil, karekterlerin fazlalığı, bitip tükenmek bilmeyen psikolojik analizlerdi. Dostoyevski, öyle çok insana ve konuya değinmiş ki, zihninizin yorulmaması içten bile değil. Hangi ev ziyaretine giderseniz gidin, nerdeyse bütün karekterler peşinizden geliyor... Her biriyle, yeni bir hikâyeye koşuyorsunuz... Fakat zorluğuna rağmen sevdim kitabı. Akıcı, merak uyandırıcı, çok sarsıcı bölümleri vardı. Yazarın hayatından izler taşıyan eserde, ana kahraman Mışkin'in hastalığının, yaşanmışlıklarının Dostoyevski'nin özel hayatıyla benzerlikler taşıması, kitabı daha anlamlı kılmıştı. Konuya kısaca değinirsem: İsviçre'de tedavi gören Prens Mışkin, tedavisinin ardından Rusya'ya döner. Akrabaları Lizaveta Prokovyevna ve General'i görmek için Petersburg'a gelir. Zengin bir toprak sahibinin varisi olan Nastasya'nın varlığından ilk defa bu evde haberdar olur. Aglaya, Adelaida ve Aleksandra isimlerinde üç kızı olan çift, Prens'i derinden etkiler. Anılarından ve geçmişinden söz eden prens, kısa sürede herkesin ilgi odağı olur. Açık yürekliliği ve kucaklayıcı sevgisiyle her ne kadar budala olarak nitelendirilse de, bu sıfatı hak etmeyecek kadar akıllıdır. Tüm Dostoyevski kitaplarından ayrı bir yere koyabileceğiniz oldukça çarpıcı bir kitap. İyi okumalar....
Budala
BudalaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201225bin okunma
125 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yaşamın Ucuna Yolculuk
"Yabancısı olmadığım tek olgu var. O da kendi varoluşum. Belki tek mutluluğum bu. Tek bağlantım. Kendimi kavrayamazsam, tüm varoluşum yitmiş demektir." Tezer Özlü, yaşamın ucundan satırlarla Pavese'nin, Svevo'nun, Kafka'nın izini sürüyor. Ama en çok, genç yaşta bir otel odasında intihar ederek yaşamını sonlandıran Pavese'nin...Onunla birlikte kentlerin, seslerin, içinden geçiyoruz. Pavese'nin dokunduğu, yaşattığı, büyüttüğü, yarım bıraktığı şeylere tanıklık ediyoruz. Bu kitabı okuyuyan hemen herkesin, Tezer Özlü ve Pavese'u daha yakından tanımak isteyeceğini düşünüyorum. Henüz kitabın başlarında Pavese hakkında bilgi toplayıp Özlü'nün bir kaç kitabını listeme eklediğimi, farkettim. Bu denli melankolik ve karamsar bir anlatımın, o soğuk büyüsüne kapılmamak mümkün değil. Tezer Özlü'nün en çok etkilendiği yazarlardan biri olan Pavese, İtalyan edebiyatının önemli isimlerinden. Romancı, şair, eleştirmen, çevirmen. İlk gençlik yıllarından beri içe dönük ve karamsar yapısıyla dikkat çekmiş. "Kendimi yalnız bırakmamak için bütün gece aynanın karşısında oturdum." diyecek kadar da kimsesiz ve yalnız bir adam. Yazarımız, Pavese'de kendini bulmuş olmalı. Tezer Özlü de en az onun kadar yalnızlığı ve tek başınalığı, benimsemiş, önemsemiş biri. Duygularıyla hayatın ucunda, kıyısında yaşamış. Bu yük ağır geldiğinde ya da bağımsızlığı tehlikeye girdiğinde, yaşamdan vazgeçmeyi isteyecek kadar da cesur olmuş. Tek kelimeyle muhteşem bir kitap. Yorulduğum, etkilendim, üzüldüm ama çok sevdim. İyi okumalar...
Yaşamın Ucuna Yolculuk
Yaşamın Ucuna YolculukTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 202112bin okunma
314 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Dokunmadan
Hasta olduğunu ve çok yakında öleceğini öğrenen Adalet, ilk gerçek günahıyla yüzleşir ve bir an önce bu büyük yükten kurtulmak ister. Yalnızlığının tek tesellisi, sırdaşı, yoldaşını da yanına alarak çocukluk arkadaşı Mahsun'a kadar uzanan bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta, yeni tanıştığı Sadi Seber'le kontrolsuz bir yakınlık kurar; bir taraftan geçmişin ağırlığıyla hesaplaşmak, bir taraftan yalnızlığını ve kimsesizliğini bir yabancıyla paylaşmak fazlasıyla yorucudur. Mahsun'u da bulur bulmasına; hesaplaşır, yüzleşir, ama yeniden başlayacağı, temize çekebileceği bir hayatı kalmamıştır. Ölümün soğuk kıyısından; özlemle, hüzünle, pişmanlıkla seslenir: "Bir hayatım daha olsa, korkmadan dokunmak için yaşardım onu. Bir keklik beslerdim ellerimle, varsın uçsun sonunda. Bir çiçek büyütürdüm, varsın solsun sonunda. Bir omuz ısıtırdım, varsın gitsin sonunda. Dokunurdum. Ben eriyene dek, o eriyene dek, biz hiçleşip karışıncaya dek bu derin boşluğa, dokunurdum. Ama yok bir hayatım daha. Bir hayat daha yok." Herkesin kendini, geçmişini, sustuklarını ya da konuşamadıklarını sorgulayabileceği, biraz mizahın, yer yer hüznün eşlik ettiği, pek çok duyguya aynı anda yer veren, sürprizli bir yol hikâyesi...
Dokunmadan
DokunmadanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20175,7bin okunma
558 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Notre Dame'ın Kamburu
Yazar bu kitabı kaleme almadan önce Notre Dame'ı ziyaret eder. Bu ziyaret sırasında kulelerden birinin duvarında ANATKH (Kader) yazısına görür. Ortaçağ'da yaşamış biri tarafından yazılan bu yazı, Vıctor Hugo'yu çok etkiler. İlerleyen yıllarda restorasyon nedeniyle bu yazı silinse de bir kitap konusu olmayı başarır. Kitaba gelirsek: Olaylar 1982
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,6bin okunma
360 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yeraltında Dünya Var
Gurbet Hikâyeleri ve Yeraltında Dünya Var, Karay'ın öykülerinin ve romanının aynı kitapta toplanmış hali. Yazarımızın siyasi görüşleri ve eserleri nedeniyle yaşadığı dönemde tepki alması, Anadolunun çeşitli illerine ya da ülke dışına sürgün edilmesi, yaşamını derinden etkilemiş. Gurbet Hikâyeleri'nde yer alan öykülerde, ülkesinden ayrı düşmüş bir insanın, vatan hasretini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Hemen her öyküde kitabı kapatıp düşünmek, nefes almak, okuduklarınızı sindirmek ihtiyacı duyuyorsunuz. Uzun zamandır bu denli yürek burkan, sarsıcı öyküler, okumamıştım. Öyküler kadar, roman kurgusu da çok başarılı. Yeraltında Dünya var, adını dolu dolu yaşatan, sürprizli bir eser olmuş, kısaca değinirsem; Birinci Dünya Savaşı'ında, Filistin cephesinin çökmesiyle Alman birlikleri ellerinde kalan cephane sandıklarını Ferhan topraklarında bir çifliğe saklarlar. Sandıkların yerini belirten kroki yıllar sonra komiteciler için önemli olmaya başlar. Bir taraftan Ermeniler, diğer taraftan Almanlar, krokinin peşine düşerler. Ferhan topraklarında çiflik sahibi olan Nebil'in yolu tam bugünlerde Nihan'la kesişir. Bu tanışma tesadüf değildir. Bahsi geçen kroki Nebil'in çifliğindedir. Fakat Nebil ne krokiden ne de söz edilen defineden haberdardır. Muhteşem bir kitap, iyi okumalar....
Gurbet Hikayeleri - Yeraltında Dünya Var
Gurbet Hikayeleri - Yeraltında Dünya VarRefik Halid Karay · İnkılap Kitabevi · 20191,570 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Kum Kitabı
Borgesten okuduğum ilk kitap olmasına rağmen hiç zorlanmadım diyebilirim. Zorluğuyla bilinen Borges eserlerine mesafeliyseniz, Kum Kitabı iyi bir başlangıç olabilir. On üç öykünün yer aldığı kitapta, hayal gerçek, dün bügün, yaşam ölüm, aşk gibi temalar, kimi fantastik ögelerle şekillendirilmiş. Kitapta en beğendiğim öyküler; yazarın yaşamından izler taşıyan "Kongre" ve "Öteki"ydi. "Öteki"nden biraz söz edeyim: Jorge Lous Borges, bir gün gelecekteki Borges'le karşılaşır. Tıpatıp aynı olan bu iki karekteri ayıran en önemli farklar; fiziksel yaşları ve birinin geçmişinin, ötekinin geleceği olmasıdır. Geçmişi olan Borges, Öteki'ne gerçek olduğunu, aynı olduklarını, fakat kendisi yaşarken "Öteki"nin seyirci olduğunu kanıtlamaya çalışır. Bu nedenle "Öteki"nin aile hayatından, işinden, kariyerinden, dünya üzerinde yaşanan savaşlardan kısaca söz eder. Gelecek yaşantısıyla ilgili fikir sahibi olmak genç Borges'i kuşkulandırsa da, duyduklarına kayıtsız kalamaz. Bu karşılaşmada; "Öteki", Borges'le düşünde karşılaşmıştır ve Borges uyanıktır. Keyifli okumalar...
Kum Kitabı
Kum KitabıJorge Luis Borges · İletişim Yayınevi · 20181,636 okunma
Reklam
479 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli Oyunlar, Oğuz Atay'dan okuduğum 4. kitaptı. Yazarın anlatımına alışınca, iç dünyasını daha iyi gözlemliyor insan. Kitapta, Oğuz Atay kendini anlatmış bana kalırsa. Ana kahraman Hikmet Benol, ikinci bir Tutunamayanlar vakası. Hayali kahraman Albay Hüsamettin'le olan dosluğu, çatışmaları, eşi Sevgi ve sevgilisi Bilge arasında sıkışıp kalan hayatı, komşusu Nurhayat ve piyes yazarı oğlu, zekice bir ironiyle kurgulanmış. Üç katlı ahşap gecekonduda, yaşamını sürdüren Hikmet, toplumun dışına itilmiş, ötekileştirilmiş, kendi doğruları nedeniyle yalnızlaştırılmış, kentsoylu bir aydını temsil eder. Toplumun çarpık düzenine karşı verdiği savaşta, olumsuz geribildirim alan birey, yeni bir yol olarak, bir tiyatro sahnesindeymiş gibi, gerçek ya da hayali kahramanlarla kendini anlatma, kendini yaşatma, kimi zaman da kendini yoketme yolunu seçer. Hikmet Benol'un hem içsel hem dışsal çatışmalarını, savaşlarını, özeleştirisini, kendi içinde bölünmüşlüğünü okuyoruz. Muhteşem bir kitaptı. Tehlikeli oyunlarla, Oğuz Atay'a bir kere daha hayran oldum. Hayatımı, dostlarımı, sevgimi, nefretimi, hayattan beklentilerimi, umduklarımı ya da bulamadıklarımı bir kere daha sorguladım.
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202230,9bin okunma