Hayatta attığımız her adımın gerçekleştirdiğimiz her hareketin,en temel ihtiyaçlarımızın karşılanmasında bile 'görmenin' ne kadar önemli olduğunu az da olsa düşünerek ,
Kitabın içeriğine geçelim;
Bilinmeyen zamanın bilinmeyen bir kentinde yaşanan Beyaz Körlük salgınının, kişide yaratmış olduğu benlik değişimi, ortaya çıkan toplumsal sorunlar ve bunların karşısında yaşam mücadelesi veren bir insanlık ile düşülen koca bir çaresizlik çukuru..
Belki de bir distopya.
Her yanında farklı acı ve dram yaşanan, Kolları açık, düşe kalka ilerleyen grup grup insanlar ve yerde hareketsiz bir şekilde yok olmayı bekleyenlerle dolu bir hayalet şehir.
İnsanlığın acizliğini fark etmesiyle bu illetten yavaş yavaş, bir bir kurtulanlar... belki de hayatın vermek istediği dersi geçebilenlerdi bunlar. Peki buna hiç yakalanmayan, doktorun eşi, sahi o ne yapmıştı da sınanmamıştı bununla??
Ya körlük neydi.. gören körler mi, gördüğü halde göremeyen körler mi??
Çıkarılacak ders anlaşılacak anlam açısından oldukça geniş bir kitaptı. Ve içeriğinde yer yer farklı konulara da değinilmişti (kadınların gücü, birlikten kuvvet, toplumsal düzenin önemi, kariyer - zenginlik ve statünün önemsizliği gibi.)
Uzun lafın kısası ben beğendim, sizlere de tavsiye ediyorum.. :)
~Sevgiyle kalın