Bu kitaba başlarken bir korkunun insana neler kazandırabileceğinden, kazandırmaktan çok neler kaybettireceğinden bir haberdim. Okudukça korku ve şüphe gibi insancıl ve doğal duyguların bile aşırısının zihnin tüm sağlam temellerini yıkabileceğini anladım. Bayan Irene yanlışlar içinde kaybolmuş, yaşamını yarı uyku içinde geçiren, gerçek güzellikleri görmekten uzak bir insandı benim için. Ama bu vakitsiz korku küflenmiş zihnini, paslanmış mantığını temizledi ve geç de olsa hayatın anlamına ve güzelliğine dair bir şeylerin farkına varmasını sağladı. Kitabın sonu ise beklenmedikti benim için. Bu korkunun nedeni olan o kadını kocasının tuttuğunu öğrendiğimde önce şaşırdım ama daha sonraları bunun haklı bir davranış olduğuna karar verdim. Sonuçta Irene artık güzelliğine edilen iltifatların çocuklarıyla ilgilenmekten daha az çekici ve daha az güzel olduğunu anladı. Güzel, düşündürücü ve farkındalıklar dolu bir kitaptı