Erkek: ... Sen hiç ölen birinin yanında bulundun mu?
Kadın: Hayır.
Erkek: Ben bulundum. Ölürken anlarmış insan dünyada mutlu olmanın yolunu. Yaşlı bir kadındı. "Sana mutluluğun sırrını söyleyeceğim, ister misin?" diye sordu. "İsterim" dedim ve kulak kesildim.
Kadın: Ne dedi?
Erkek: "Söylesem de anlayamazsın." dedi ve öldü.
"Gülmek! Lakin o bizde kuraldır, biz her şeye gülerek başlarız. Fakat bu, bizi gizli gizli, ta içimizden, hatta çoğunlukla kendimize karşı bile saklayarak yapanları kıskanmaktan, yapılan şeyleri beğenmekten alıkoymaz. Güleriz, gülmekle umduğunu yapamamak acısının intikamını alırız; sonra yavaş yavaş biz de yaparız, artık gülünüp eğlenmekten usanç ortaya çıktıktan sonra yapmakta bir sakınca görmeyiz; fakat vakit geçmiş, o şey sıradanlaşmış, bayağılaşmıştır."
"Niçin geri çekilmeli?" diyordu. "Bütün hayat benim için Bihter'in ayaklarına dökülen o resimlerle, satın alınan bu ilişkilerle mi geçecek? İşte bir kadın ki beni seviyor, henüz sevmiyorsa bile yarın sevecek; evet, bir kadın ki mutlak beni yahut bir başkasını sevecek... Şu hâlde niçin beni sevmeyip de başka birini sevmesine müsaade etmeli?..."
Sevmek, sevmek istiyordu. Hayatında yalnız bu eksikti, fakat hayatta her şey bundan ibaretti: Sevmek, evet, bütün saadet yalnız bununla elde edilebilirdi.
Kalplerimizde bazı illetler vardır ki vücudun tamamıyla dokularının içine işlemedikten sonra keşfolunamayan gizli hastalıklara has bir içe yerleşme hainliğiyle kendisini göstermeden, tahriplerini haber vermeden içsel bir yangın dumansızlığıyla yanar, yanar; bu bir ateştir ki ne olduğunu bilmeyiz, varlığından haber almayız; o yavaş yavaş, görevinden emin, devam eder; sonunda bir gün, birdenbire, bir hiç, bir dakikalık bir bilgilenme bize gösterir ki kalbimizde bir yangın var. Nedir? Nereden doğmuştur? Bu yangın nasıl bir serseri rüzgârın kanatlarıyla düşerek orasını tutuşturmuştur? Bilmeyiz.
... Cemile'm! O geniş bozkırda, hiç ardına bakmadan yürüyüp gittin! Yoruldun mu, kendine olan inancını yitirdin mi? Öyleyse Danyar'a yaslan. Sana, aşk üstüne, vatan sevgisi üstüne, hayat üstüne türkülerini söylesin! Bozkır canlansın ve bütün renkleriyle oynamaya başlasın! Git Cemile, git! Hiç pişman olma, sen mutluluğunu en sarp yollarda yürüyerek buldun!..