Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Edep hududa riayet etmek demektir ve en büyük edep; ilâhî hadleri korumaktır. Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri
sus, müthiş!
(Üstad Necip Fazıl ve arkadaşının, Seyyid Abdulhakim Arvasi Hazretleri ile tanıştıktan ve oradan ayrıldıktan sonra uzun süren sessizliği bozan diyalogları: ) —Ne dersin Abidin ? —Müthiş!.. —Konuşurken, söylediğinden ilerisini belirten, bakarken baktığının ötesini işaret eden müthiş bir ermiş... — Sus, müthiş! Sus, izah etme! — Ya o muazzam edeb ? Kıpırdamadan, en küçük bir insiyakîlik göstermeden, en basit başıboş hareketlerin en tabiisine bile düşmeden, her ân en büyük bir huzur belirtici o heybet ?..
Reklam
Abdulhakim Arvasi Hazretleri...
Paygamberlerden sonra insanoğlunun en büyüğü Hazret-i Ebu Bekir’e “Sevr” mağarasında teslim edilen has oda sırrını otuzüçüncü olarak devr ve teslim alıp, onu Yirminci Asırda; makine, türlü keşif, ruhî buhran, içtimaî muvazenesizlik, sar’a ve cinnet, hasret ve gurbet asrında, bu asrın ortasına kadar, zerresini feda etmeksizin, en kemalli veraset halinde temsil etmeye memur, eşsiz veli... Büyüklerin: “Mânasız sualin lüzumsuz cevabını vermek...” diye tarif ettikleri “mâlâyanilik” den, hattâ mânâlı ve tekellüften uzak, bir konuşma edebi...Ne sorarsanız onun cevabını alıyor ve sayfaları sonsuz, ilahî bir kâmus gibi bildirilmesi gerektiği kadariyle alıyorsunuz. Nasibinizde yoksa, zaten izahın çoğu da hiç, azı da...Zira o kelimelerden başka bir şey; gözle görülmez ve kulakla işitilmez bit şey, bir feyz, bir nur veriyor; ve kelimeler, sadece işin kemmiyet örgüsüne memur, zarurî bir âletten ileriye gidemiyor. işte velî!..
SIR İDRAKİ ve SIRRA RİAYET ŞUURU...
- " (...) Ahir: Zina işleyen. Tembel. Sahil. Kara ile denizin buluştuğu yer. (Ahire: Zânî. Zanneden... Zann ve tahmine mevzu olan NETİCE, gerçekleşmeden önce MÜBHEM ve gerçekleştikten sonra belirli izâh kalıplarında olmamasıyla ve asla benzememesiyle, kendisini doğuran birleşmeyi Zan'dan "zina" ifâde eder... "Ruh" ve "beden" birleşmesine "nikah" atfedilemeyeceği için, Şuur zanna mevzudur ve zann eder. Bazen doğru bazen yanlıştır. -Hani, "Bazı zann vardır ki, günahtır" ölçüsü... Zanna mevzu olan SIR'dır. Abdülhakîm Arvasî Hazretleri: "Olur olmaz her şeye dır, tır dememeli!" Sır idraki, sırra riayet şuuru gerekli..."
Sayfa 174 - 175. İBDA YayınlarıKitabı okudu
*YATMADAN ÖNCE YAPILACAKLAR*
❗🛌❗🛌❗🛌❗🛌❗🛌❗🛌 ✍️ _Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri buyurdu ki:_ 🌚 *Yatağına abdestli olarak, Euzü Besmele okuyarak gir!* 💡 *Sağ yan üzerine kıbleye karşı yat!*
Feraset...
- Feraset, firaset... "Gaib"in mânâlarından biri de "üçüncü şahıs"tır... Abdülhakîm Arvasî Hazretleri buyuruyor ki: - "Görmek için evvelâ görülecek şey, sonra görecek göz, sonrada ışık lâzım!" Allah'ı bilmek, ancak zıtlar arasında birleştirmekle -ki mutlak tevhid mümkün değildir-, O'nun üzerinde yine O'nunla hükmetmekle mümkündür... Bir Hadîs meâli: "Mümini ferasetinden korkunuz; o, Allah'ın nuruyla nazar eder!" Gözde yuvalanan Allah'ın nuru... Ve ferasetle ilgili bir Âyet meâli: "Eğer ben gaybı bilseydim elbet daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık da dokunamazdı."
Sayfa 35 - 1.Levha, -O'nun Hayatı- İmân Zevken İdrak, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1 SORU 10 YANIT
İnsanlardaki duyarsızlık hakkında ne düşünüyor sunuz? 1-İslâmiyet ahlâklı olana, vurdumduymazlığı yasaklıyor…
İsmet Özel
İsmet Özel
2-"Sağır, asıl sağır, kulağı işitmeyen kimse değildir. Asıl sağır, ruhu sağır olan kimsedir. İşitmeyen organın yerine bir aleti koyarak sözleri duyma ihtiyacımızı giderebiliriz. Ama ruhu sağır
Abdülhakim Arvasi Hazretleri (..) şöyle buyurmuşlardır: "Zaruret sebebiyle kendi mezhebinizdeki bir hükme tercihan diğer bir mezhebin görüşüne göre amel etmek iztırarında kalırsanız, o mezhepten ihtiyârî olarak, diğer bir daha güç olan kaideyi de alıp tatbik ediniz!.. Tâ ki, o kaideyi kolaylığından dolayı tercih etmiş olmadığınız sabit olsun!."
660 öğeden 441 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.