1969 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen İrlandalı yazar postmodern edebiyat ve absürt tiyatronun en başarılı temsilcilerinden biri olarak görülüyor. Murphy yazarın ilk romanı. Eserlerini genelde Fransızca yazan #samuelbeckett bu eseri 1938’de İngilizce olarak yazmış ve sonra Fransızca’ya çevirmiş.
Murphy bir anti kahraman. Daha ilk bölümde sallanan koltuğunun üzerinde çıplak otururken rastlıyoruz ona. Koltuğunda bir biçim oturmak bedenini rahatlatıyor bu usunun da hoşuna gidiyor. Bedeninde rahatlamadıkça usunda yaşamaya başlayamaz.
“Murphy usunu dış evrene sımsıkı kapalı, büyük ve oyuk bir küre olarak tasarlıyordu.”
“Bir yanda ussal olgu, diğer yanda ise, aynı ölçüde hoş olmasa da eşit derecede gerçeklik taşıyan bedensel olgu vardı.”
Burada Beckett’ın ünlü düşünür Descartes’ın “Ruh - Beden” düalizminden etkilendiği görülmektedir.
“İkiye parçalanmıştı, bir parçası aydınlık, gölge ve karanlık bir küre olarak tanımladığı şu usundaki odayı terk etmiyordu hiç, buradan çıkış yolu yoktu çünkü. Ama ussal dünyadaki her devini, bedenin dünyasında bir dinlenme gerektiriyordu.”
Murphy yalnız kalıp varoluşçu ussal özgürleşmeler tatmak isterken bedensel aşkı simgeleyen Celia onunla evlenmek isteyen bir fahişe. Çalışmak istemeyen Murphy’i iş bulmaya zorluyor. Murphy için akıl hastanesinde bulduğu iş bir kaçış aynı zamanda. Hasta bakıcılığı işinin kendisine ne kadar uygun olduğunu anlıyor.
Biraz zorlayan ama müthiş bir eser. Samuel Beckett denince aklıma ilk gelen isim canım
Ezgi ile okuduk. Beni de fan kulübüne üye yapabilir
İngilizce ve Fransızcadan Çeviren : Uğur Ün
Farklı bir bakış açısıyla yazılmış,ana karakterin hiç tahmin etmeyeceğiniz biri olduğu kitap.İnsanlığı bir kez daha sorgulattı bana.Zihnimde farklı farklı pencereler açtı.Hayata bi de bu kitap tarafından bakmanızı tavsiye ederim.
Uzun zaman sonra bitirdiğim bir kitap oldu. Yeni gelişmeler, alışma süreci derken… Velhasıl geri dönüş yaşanacak umarım Kitaba başladım bitirdim evet kahramanımız açlıkla cebelleşti gerçekten. Kimse aç kalmasın bu hayatta. Kitaptan bu yüzden sıkılarak bitirdiğimi söyleyebilirim. Kahramanımız bir yazar ama ilham için zor koşullarda yaşıyor. Sonunda herkesin aklına gelen o şeyi yapıyor tahminleri alabilirim bu durumda bir kişi ne yapmalı sizce? Tasvirlerle doluydu, kahramanımız açlıkla boğuşurken absürt çok şey yaptı. “Noluyor ya şimdi ?” dediğim anlar oldu. (Açlığına verdim). Böyle bir kitaptı benim için açıkçası, okuyanlar varsa onları da dinlemek isterim.
"Anlamdan yoksun olduğu söylenen bir evrende anlamlı bir hayata sahip olmak ne kadar imkânsızsa, belli bir gayesi ve hikmeti olan bir dünyada anlamdan kaçmak da o kadar absürt bir davranış olur."