Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tanrı merhametliyse, insan yokken de merhametli miydi? Hiçbir şey yokken de merhametli miydi? Eğer merhametliyse, o halde kime merhametliydi? Merhamet gösterecek hiçbir şey yaratılmamışken, merhametli olma özelliği bir anlama sahip midir? Eğer Tanrı, varlığı yarattıktan sonra merhamet sahibi olduysa bu, merhameti sonradan öğrendiği anlamına gelir ve bu durumda daha öğreneceği birçok şey vardır diye düşünmek absürt olmayacaktır. Bu durumda Tanrı öğrenen, eksiğini gideren ve evrimleşen bir varlığa dönüşür ve bu, Tanrı'nın henüz gelişimini tamamlamamış bir ergen olduğunu söylemekten farksızdır. Aksi halde, tıpkı bir ergen gibi davranıp kızdığı varlıklara zarar vermeye kalkışmazdı ya da pohpohlanmaya aç, ilgisizlikten kırılan bir genç gibi ona en ufak bir iltifat edeni diğerlerinden ayırmazdı. Görüleceği gibi, duygulara sahip ya da bizim gibi davranışlar sergileyen bir Tanrı, ezeli ve ebedi, sonsuz ve mükemmel bir Tanrı olmaktan epey uzaktır.
Kedilerin felsefeye ihtiyacı yoktur. Doğalarına sadık kalan kediler, onun kendilerine sunduğu hayattan hoşnutturlar. İnsanlarda ise doğalarından hoşnut olmamak doğalmış gibi görünmektedir. İnsan denen hayvan, öngörülebilir trajik -ve bazen de absürt- sonuçlara yol açabilse de olmadığı bir şey olmaya çabalamaktan asla vazgeçmez.
Reklam
Bana gelince, karmakarışık duygulara gark olmuştum; hayatının böyle bir arafta yitip gittiğini ve dağıldığını görmek hem hazin, hem absürt, hem de kafa karıştırıcıydı.
Sayfa 50 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ateistlere,deistlere ve bilime din gibi inananlara sorular :
Bütün insanlık Tanrı'yı inkâr etse, gerekçe gösterdiğiniz kötülükler ortadan kalkacak mı?Kalkmayacaksa,o takdirde sonucu olmayan,anlamsız ve absürt bir soru sormuş olmuyor musunuz?Sizin bütün kötülüklerin ortadan kalkmasına yönelik uygulanabilir ve sonuç alıcı bir öneriniz var mı?
"En absürt gelenekler ve en komik törenler şu cümlenin söylenmesiyle bir anda mazur görülü­yor: ne yapalım, gelenek böyle.
İnsan dünyaya geldikten sonra kendi seçimleriyle benliğini oluşturma, özünü inşa etme düşüncesi Hikmet'in tuhaf, absürt, acıklı hallerinde dışlaşır. Hikmet'in kendini bulma yolunda attığı adımlar, romanın tamamına yayılır. "Kendimize acıyacağımıza kendimizi tanıyalım albayım,' dedim. 'Kendini tanı derler ya; bu sözün gerçek önemini kavrayalım.'" Atay'ın kahramanına "Benol" soyadını seçmiş olması bu bağlamda hatırlanmalıdır.
Sayfa 60 - KetebeKitabı okudu
Reklam
İnsanoğlu gerçekler için absürt açıklamalar arar her zaman. Bu böyledir. Böylesi daha basittir. Biliyorum, ne istersem onu düşünebildiğim bir anda anladım bunu.
mutluluk ve keder, yaşam ve ölüm, karanlık ve aydınlık hayatın çeşitli biçimlerde geçer ve insanın ölümlü olduğu gerçeği de budur. bir yanda yaşayarak hayatlarımıza değer vermekte öte yandan eninde sonunda yok olacağımız gerçeğini de bilmekteyiz. bu çelişkiyle yaşamak absürt'ün ta kendisidir. eğer hayatımızın anlamsız ve boşuna olduğunu biliyorsak, kendimizi öldürmeli miyiz? bu trajik kısır döngü nasıl aşılabilir? fakat ben intihardan yana değilim, yaşamın anlamsızlığının yok edilemeyeceğinin bilincindeyim ancak bununla savaşmaktan da kaçınmıyorum.
Absürt
Böyle işte,dünyanın derin anlamını duyar gibi olduğum her seferde, onun basitliği şaşırttı beni.
Sayfa 45 - CanKitabı okudu
İnsanlığın durumu sadece absürt değil, utanç verici ama utanmak için utanabilir durumda olmak gerekiyor.
Reklam
Ahmet C.'nin ifadesini daha önce incelediğim dava dosyaları ile kıyaslarsam açık ve dürüst bir anlatım olduğunu söyleyebilirim. "Şüpheli" olarak ifadesinin alınmasına karşın Uğur Korunmaz ve tarikatı hakkında detaylı bilgiler veriyor, badelenen müritlerin isimlerini sayıyordu. Önemli bir noktada şeyhinin soyadının "Korunmaz" olduğunu Emniyet'te öğrendiğini söylemesiydi. Bu müritler için 'Pir'in konulduğu üst kademeyi gösteriyor. Belki de Şeyhe dini unvanlarla hitap ederken gerçek ismini öğrenmeyecek kadar edilgenler. Badelemeye ikna olurken Kur'an-ı Kerim'den ayetler gördüğünü, öğrendiğini söylüyor, ancak dini bir eğitimi olmadığı da açık. Sevgilisi Aysun B. ve nişanlısı Gamze G.'yi Uğur Korunmaz ile cinsel ilişkiye ikna ettiğini de anlatıyor. Bunu bir ibadet olarak gördüğü ifade tutanağındaki birkaç cümlede yer alıyor. "İbadet etmelerini sağladım" diyor. İfadeyi alan ve tutanağa geçiren polislerin onun nedenlerini anlamaktan çok absürt duruma, suça odaklandıklarını hesaba katmalıyız. Muhtemelen ifadesinde Uğur Korunmaz'ın müritlerini cennete götüreceğini ve Aysun B. ile Gamze G.'ye bu yolu açmaya çalıştığını daha uzun anlatmış ama tutanağa bu kısımlar az girmişti. Değişmeyen gerçek ise Ahmet C.'nin iki kadını kendisiyle birlikteliklerinin devam etmesi için Uğur Korunmaz'ın sır odasına girmeye zorlamasıdır.
Sayfa 22 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Katharine ve Margaret (Doğum kontrol hapı)
1921 yılında New York'ta, kırk yaşında iki kadın oturup birbirlerini izliyorlardı. Margaret Sanger ve Katharine Dexter McCormick, değişik Amerikalılardı, yüzyılın ilerleyen dönemlerinde kadınların hayatlarını değiştirmek için herhangi bir Amerikalı ya da Avrupalı siyasetçiden çok daha fazlasını yapacaklardı. Amaçları, kadınların kendi
Sayfa 501 - Yakamoz KitapKitabı okudu
Sadece ABSÜRT
Hayır. Bağırtılı çağırtılı bütün bu uygarlık etkinlikleri, hayat kapısının önündeki gürültü ve şamatadan başka bir şey değildir.
Bir yanda yaşayarak hayatlarımıza değer vermekte öte yandan eninde sonunda yok olacağımız gerçeğini de bilmekteyiz. Bu çelişkiyle yaşamak Absürt'ün ta kendisidir.
Sevdiği kız yanına gelince ayağa kalktı, elleri fazlalık gibiydi , nereye koysa absürt durduğunu hissediyordu.
1.496 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.