" Kalplerle ilgili en acı olan gerçek hepsinin bir gün kırılmaya mahkûm olmasıydı."
Sayfa 211Kitabı okudu
114 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kübalı yazar Guillermo Rosales'in kendi hayatından izler taşıyan roman, 1980'lerde Miami'nin çoğunlukla siyasi sürgün olan Kübalı göçmenlerin yaşadığı bir bölgesindeki özel bir bakımevini ve sakinlerini anlatıyor. Sözde "" Bakımevi "" ne bırakılmış insanların ; sefalat, aşağılanma, terk edilmişlik, sömürü, şiddet ile imtihanlarını okudukça kanınız donacak bu kadar olmaz diyeceksiniz. '...neden yarı yarıya delirdiğini açıkça söyleyeyim sana; çok kitap okuduğun için.'' Kitabı değerli kılan şey yazarın bu kitapta anlatılan şeylere kendi yaşantısında rastlanması. Yani kendiside hayatının son döneminde bir bakım evinde bulunmuştur. Ve bu kitabıda o zamanlarda yazmıştır. Kitabi okuyanlar bilir müstehcen bir anlatım da içeriyor ama satırları okurken daha cok ordaki insanlara yapilan insanlık dışı hareketlere odaklaniyorsunuz bu kadar olmaz diyorsunuz ve acı bir o kadarda gerçek bir durum var .... Guillermo Rosales 47 yaşında yapayalnız, yoksul ve unutulmuş biri olarak hayatına son vermiştir. ""Şu lanet olası hayat mücadelesi gazisiyim.""
Felaketzedeler Evi
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,478 okunma
Reklam
Acı ama gerçek
İyi veya kötü...Hepimiz birer hatırayız.
Yevgeni Onegin Petersburgludur, mutlaka Petersburglu olmalı, kuşkusuz bu durum yapıt için gereklidir, Puşkin de kahramanının yaşamındaki bu gerçek ayrıntıyı atlayamazdı. Onegin ileride acı içinde seslenirken Aleko'nun ta kendisidir: Tula'lı yargıç gibi neden Felçli yatmıyorum yatağımda? Yapıtın başlarında Onegin, yarı yarıya bir züppe, bir sosyete adamıdır, yaşamında düş kırıklıklarına uğramayacak kadar gençtir daha. Ne var ki "Gizli iç sıkıntılarının soylu cinleri" ziyaret etmeye, onu rahatsız etmeye başlamıştır. Yurdunun tam ortasındadır, ama evinde değil, sanki bir ıssızlıkta yaşıyor gibidir. Ne yapacağını bilemez, yurdunun toprağında bir konuk gibi hisseder kendini. Sonraları, içi yurt özlemiyle dolu yabancı ülkelerde boş boş gezerken, tartışmasız zeki ve işten bir kişi olarak yabancıların arasında gitgide kendini de yabancı hisseder. Gerçekte yurdunu seviyordur, ama güveni yoktur; kuşkusuz yurdunun ülkülerinden haberi vardır, ama inancı yoktur. Hangi iş olursa olsun, yurdunun toprağında çalışmanın olanaksız olduğuna inanmaktadır, buna inananlara da kederli bir alayla bakar.
Sayfa 1107 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kız kardeşimin düğününden bir sahne, tamam mı? İşte orada, içki içiyor evlendiği için pişmanlık duyuyor. Bu üçüncü, dikkatinizi çekerim. Annem o kadar kıskanıyor ki saçlarından yılanlar fışkırıyor. Ben ise mükemmel, diyorum. Burada üç tane kadın arketipi var. Kutsal fahişe, kusura bakmayın, Medusa ve ben. Ben kimim? Hangi arketipim?
“En acı gerçek, en tatlı yalandan daha az yaralar.”
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.