Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
136 syf.
9/10 puan verdi
Sabahattin Ali, Türk edebiyatının sıra dışı isimlerinden birisiydi. Edebi bilgisine çok değer verdiğim bir dostum ‘hikayeleri, romanlarından da şiirlerinden de iyidir’ dediğinde öykülerine olan ilgim daha da arttı. Romanları ve şiirleri de kötü değildi ama özellikle Yeni Dünya’daki hikayeler gerçekten çok başarılı. Öyle ki, ben kısa hikayelerden
Bazı kitaplar o kadar iyidir ki bitmesin istersin ama anlatılan da o kadar zor, ağır ve acıdır ki hikaye bir an önce bitsin, mümkünse mutlu bitsin istersin....
İşte bu Auster kitabını bu hislerle, düşüncelerle okudum. Gerçekten inanılmaz etkileyiciydi. Çoğu yerde soluksuz okudum, sayfaları nasıl geçtiğimi bilemedim.
Kendinizi karakterin yerine koyamıyorsunuz bu romanda; çünkü o kadar acı olaylar yaşanmadı bizim neslimizin yaşamında, karakterle empatiden belki bu sebepten yoksunuz.
Ama yaşadığınız yere ucundan kıyısından benzetebilirsiniz hikayede geçen "kent"i. Belki de şimdilerde toplumsal yaşamda gördüğümüz, düzeni bozan ufak tefek aksaklıklar böyle bir "kente dönüşüm" ün minik adımlarıdır. Bu da benim felaket yaklaşımım.
Özetle; okuduğum ve bayıldığım 2. Auster kitabıydı, külliyatını okumak konusunda cesaretimi oldukça arttırdı diyebilirim.
448 syf.
·
Puan vermedi
Myron Bolitar serisinin devamı olan Yüksek Gerilim yalanların, ihanetlerin, beklenmedik olaylar zincirinin, ayrıntıların ve sarsıcı gerçeklerle yüzleşmenin ele alındığı bir roman.
Öncelikle kurguyu başarılı bulduğumu söylemeliyim. Kitap sorunu çözülemeyen olayla başlıyor. Coben'in diğer kitabı "Orman"da da aynı durum söz konusuydu, diğer kitapları da bu şekilde olmalı, sanırım böyle bir mantalitesi var yazarın. Polisiye romanında olması gereken her şey bu kitapta mevcut.
Bu türün okuyucuda oluşturduğu olumlu şeylerden biridir; soruların içinde bağlantı oluşturmak ve gizemliliği arttırmak. İşte bu terimler bu kitapta fazlasıyla var. Özet içeren veya buna yakın olan bilgi vermeyi pek tercih etmem, genellikle oluşturduğu duygulardan yola çıkarak bir şeyler yazmayı daha uygun buluyorum bir kitabı.
Karakterler muhteşem. Win, Lex, Kitty, Mickey... Son 100 sayfaya geldiğinizde karakterler ve olaylarla ilgili kendinizi bir çok sorunun içinde bulacaksınız. Arka kapakta;
"Acı bir gerçek, en zararsız yalandan daha mı iyidir?" Sorusu bu kitabı tek cümleyle özetlemek için yeterlidir.
- Sıradaki Polisiye-Gerilimin adı "Sherlock" olacak!
“Şerefimizi uyurken kaybettik Raymond! “
Fırtına çocukları, Nikolay Ostrovski’nin ikinci romanıdır. Birinci cildinin ölümünden, 22 Aralık 1936’dan birkaç önce bittirdi, yazmayı düşündüğü öteki ciltlerden ancak bazı taslaklar ve başlangıçlar bıraktı. “Ve Çeliğe Su Verildi” nin unutulmaz yazar, bugün Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin Rovno
Geçenlerde ayni yazarın aşk ve kiskanclik gibi bir adi olan kitabini okumuştum. Biraz sivri bir eleştiri mi yaptim diye üzülmüştüm. Başka bir kitabini da okuyup yazar hakkindaki düşüncelerime böyle karar vermek istedim. Bu kitap o kitaptan daha da kötü çıktı. Ahmet Batman kokuyor kitap...
Her sayfa birbirinin aynisi, tek düze... Her sayfa bir öncesinin kopyası... Anlamsiz anlamsiz " ben seni sevdim sen beni neden sevmedin" "ölüyorum tanrim" "dünyanin en aci ceken kadini benim aciyin bana" cümleleri. Siradan yanlizlik ve karanlik korkulari. Üzerine milyonlarca kez yazildi. Yüklemi başta kullandigi zaman sanat yaptigini sanan yazar.
Bu kitapla kendime söz verdim. Bir daha bu tarz bir kitap okumayacağim. Çünkü ben yanlizliktan değil bildiğiniz bozacidan korkuyorum, nazilerin mudanyayi işgal ettigi rüyalarim da film tadinda oluyor. O yüzden bu tarz kitaplar bana basit geliyor. Laga luga yani.
En sevdigim denemeleri!
He!
Ve
çünkü yokluk b.kluktan iyidir. ( ben sansürledim) başlikli denemeleri. Enfes!!!!
Birde kitap sonundaki resmi gerçekten cok kötü. Muhtemelen bir 5 yil sonra daha da ünlenirse (ki ünlenir) kitabi toplatabilir. O derece kötü. Bunca sayfanin içinde bir tane bile ne guzel yazmiş dedigim cumle olmadi. Bunu gectim anladigim bir cümle bile olmadı. Kitabin editör destegi de yetersiz.
*Özellikle bugün hic memnun degilim kendimden cunkü durduk yere resmine baktim.
Bu cümleyi gözümü kapayip, rast gele sectigim bir sayfadan alinti yaptim. "Beyyylee beyyle" bir kitap bu da işte...
başlangıç ile bitişin örtüşmesine dair,
roman şu paragrafla başlar:
"kronik vicdan azabı, tüm ahlakçıların hemfikir olduğu gibi, hiç de istenmeyen bir duygudur. ... ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir."
o beklenen sonda ise vahşi john, son anlarını derin bir
Bazı kitaplar vardır kapağına ya da ismine bakıp saçma dersiniz ama kitabın içine girince ön yargının dan utanirsiniz. Kilo problemi olan bir kadın aşk meşk değil aslında anlatılan. İnsanın gerçek sevgiyi nasıl sahtesiyle karıştırıp acı çekmesi olduğunu anlatıyor. Sürekli dislandigini düşünüp yapılan hakaretlere tepkisiz kalması beni çıldırttı. Üstelik zeki ve başarılı biri olarak niye buna i,in verdiğinin güzel bir hikayesi. Bazı yazar ve kitaplar dan bilgiler vermesi de çok hoştu, çünkü bir edebiyat arşivinde çalışıyor kahramanımız. Sonunda kendisini sürekli lafla taciz Edip aşağılayan yengesini yumruğu geçirmesi harika oldu. Bazi insanlara anladığı dilden konuşmak iyidir. Ayrıca kütüphane ile edebiyat arşivini karıştıranlar da okusun.Lütfen
96 syf.
8/10 puan verdi
yıllar gecsede akılda kalan bir kitaptı. unutulmazlardansin MARTI ;)
özgürlüğe kanat çırpmak...
aci çekmek ...
sevilmek ...
koca yürekli olmak ...
ve dahası ...2000 li yillarda okudum ve bugün gene okudum bazen bazi tekrarlar iyidir.
