“ANAΓKH” Yunanca önüne geçilemez Kader anlamına geliyor.. Yazar tarafından Notre Dame Klisesi’nin duvarında fark edilince belki de önüne geçmeye çalışır kaderin..
Hayata belki de sağır kulağı, sırtındaki kamburu, çirkin yüzüyle üç sıfır geriden başlayan Kiliseye bırakılmış ve Rahibin öte dünyadaki günahlarına kefaret olsun diye büyütülmüş ama
Biraz durulsak mesela
Yormasa bu kadar insanlar
Bir sonraki durak huzur desek
Aynada gördüğümüz mutlu olmaya yetmiyor madem
O zaman dış güzellik yasaklansa da
Ruh güzelliğine geçsek..
Kitap hemen hemen her kadının kendinden bir şeyler bulabileceği bir kitap. Hayatımızın bizi acıtan yoran inciten yönlerini güldürürken düşündürmeye çalışmış. Takdir edilmeye, onaylanmaya,beğenilmeye ama özellikle de bir tutam sevgiye ne kadar muhtacız. Kitaptan çıkardığım anafikir ve bugüne kadar da kendime rehber edindiğimse şu: İnsan önce kendini sevmeli ki başkasını hem sevebilsin hem de sevilsin. Keyifli okumalar dilerim.
Aşk Yarası
Kalpte durdukça ateşe döner. Duramayıp dışarı çıksa ortalığı ateşe verir ne diner ne söner, lakin ateşten başka ne dönüştürür ki ham bir kalbi..?
Kalp dediğin zaten üşüyen bir ateş parçası değil miydi?
Nice görünmez ateşler vardır ki, görünürdeki ateşlerden daha yakıcı ve daha yıkıcı kesilmiştir..
Ateş gibi, aşk gibi, yakıcı, yıkıcı
Aynı anda hem yüreğimi ısıtan hem de acıtan bir kitap okudum. Bazen bazı kitaplar çağırıyor insanı, bu kitabı bir sahafta gördüm, yazarın adını da hiç duymamıştım ama gördüğüm an evet işte bu okumam gereken bir kitap dedim. Yanıltmadı.
Yüzyıllar geçse de maalesef kadın üzerindeki güzellik algısı sadece biçim değiştirerek var olmaya devam ediyor. Hep kadının omuzlarına yük bindirilip belirli sınırlar çiziliyor. Kaşın gözün dudakların şöyle şöyle olmalı, belinin kıvrımı kalçanın ölçüsü böyle böyle olmalı. Evlenmelisin. Anne olmalısın. Aynı anda hem çekici gözükmek zorundasın hem de evin her işini eksiksiz yapıp babana ve kocana karşı susmalısın. Cümleler, görünüş biçim değiştirse de sonuç hep aynı oluyor.
Ben bir kadınım. İzmir'de yaşıyorum ve çoğu kadına göre çoğu tabuya uymak zorunda kalmıyorum. Ama hangimizin içinde bir korku olmuyor ki? Hangimiz içimizdeki kök salmış itaat etmek duygusuyla savaşmıyoruz ki. Ben bir kadınım ve benim bir kızım var. Büyüdüğüm tabular ve itaat etmek zorunda kaldığım emirlerle büyümesine asla müsaade etmeyeceğim.
Canımı yaktı bu kitap. Çünkü yıllar yıllar üstüne binmiş ama pek bir şey değişmemiş. Okunmalı, okunmalı mutlaka..
"Neresi olduğunu bilmediğim bir yerim sızlıyor."
Galiba kitabı okurken ve bitirdikten sonraki hislerimi en iyi anlatabilecek olan söz, yine kitapta geçen bu söz. Sızlayan kalbim mi, ruhum mu, geçmişim mi, yoksa geleceğim mi?.. Bilmiyorum ve kitabın oluşturduğu duygu yoğunluğuyla ilk kez bir incelemeyi ağlayarak yazıyorum. Çünkü
bu kitabın ilk sayfasının aşağı alt köşesinde Güneş’e simetrik olarak belirsiz bir İsrailoğlu duruyor
Meryem Ana’nın lekesiz kalbi Fatima’da görünüyor her şeyi unutturacak bir mucize mi beklediğimiz?
UZAK FIRTINA
Bir Yağmur Penceresinden
önce güzel bir dünya öldü sonra güzel dünya düşleri
UZAK FIRTINA
önce güzel bir dünya öldü sonra güzel dünya düşleri
20
uzak fırtına bir gün seni yazacağım ağır aynalar olacak yalnız seni yansıtan elektrikli bir güzellik olacak ve parafin kulaklarını acıtan
31
Hâlâ üstünde gama ışınlarının titreştiği bu anılar senin olsun...
34
Yeni bir dünya yok Yeni bir dil olmadan
48
Gör, o tuhaf kitabı, ağızda lokum, bağırsaklarda acı!
KARAR VERİN DİYORUM BEN SİZE KARAR VERİN BÜTÜN BU DURUMLAR KARŞISINDA NE YAPACAKSINIZ
nedir senin yerin şiir uzamımda benim kurtulamadığım bir imge misin duraksadığım bir dize bir şiirde mi tutuklu kaldım ya da yüreğinde
pek az kişinin ancak farkına varabildiği o çivilenmiş pencereyi açmak istiyorsam eğer boynuzlarımdan başka kullanabileceğim bir şey yoktur..........
gün doğarken esir tüccarları hazır bizi ikimizi taşımaya ucunda mercanlar kılıçlar taşıyan opalin bir sabaha
“Yeis âşıkları koleradan daha çabuk yıkar.”
önce güzel bir dünya öldü sonra güzel dünya düşleri
20
Uzak Fırtına
uzak fırtına bir gün seni yazacağım ağır aynalar olacak yalnız seni yansıtan elektrikli bir güzellik olacak ve parafin kulaklarını acıtan
31
Hâlâ üstünde gama ışınlarının titreştiği bu anılar senin olsun...
34
Kadife Yeraltı
Yeni bir dünya yok Yeni bir dil olmadan
48
Neredeyse bir yabancı olan bu adam bana rahatlık veriyor ve ruhumu ona açmamı kolaylaştırıyordu. Kendime bunun nasıl mümkün olduğunu sorarken, cevabı buldum. Lachlan'layken kalbimi korumam gerekmiyordu. Onunla güvendeydi. bu çok güzeldi.