Nasıl derin, nasıl iç acıtan bir kitaptı. Gözlerim doldu kapatırken kapağını, ki kapağına dikkatli bakmamışım. Bu kadar mı güzel tasvir eder bir kapak.
Üç nesil güzel anneler ve onların güzel kızları. Hayatlarına dahil olan vicdansız, vurdumduymaz, serkeş erkekler, insanımsılar.
Güzellik lanetidir bir kadının. Bu kitabı okurken defalarca içimden ikrar ettim bunu. Yazarla tanışma kitabım ama bu kadar sarsılacağımı bilmiyordum. Gerçek hayatta eşini kaybetmiş Zeynep Kaçar. Ondan mı bilemiyorum, bir eş, anne, kız çocuğu kaybını farklı tonlarda bu kadar mı gerçekçi anlatılır, hissettirilir. Üzerimden üç kuşak kadının yaşamı geçmişçesine bitap düştüm. Kitabı bir solukta okuyamadım, kalbim daraldı yer yer, biraz da bitsin istemedim.
Oğuz Atay'ın üslubunu ilk defa bir kadın yazarda gördüm. Bilinç akışından tutun noktalama işaretsiz sayfalara kadar. Muhteşem bir kalem. Ki bunu başarabilmek bir yazar için ne büyük onur. Gurur duyulası.
Canım Eren Nadir'in tavsiyesiyle okudum. Herkese hitap edeceğini sanmıyorum, ki etmesin de zaten. Herkes okumasın bu kitabı. Tutunamayanlar gibi karşılığını yıllar sonra popüler kültüre feda etmesin. Gizlimizde kalsın. Yapabilsem hepsini toplatır kendime saklardım.
Çok ağlattın be Zeynep Kaçar. Sosyal medya hesaplarımı dondurdum, öyle yalıttım kendimi insanlardan. Neyse ki hayat devam ediyor. Mış gibi yaşamaya geri dönelim..
Güçlü kalemi olan tüm yazarların şerefine...