Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mikail.

Mikail.
@actioliberaincausa
Sıkı Okur
Zamanı Tanrı yaşar. İnsanoğlu hep ölmek için türemiş.
78 syf.
8/10 puan verdi
İnsanı şaşırtan dizelerden, şiirlerden oluşan bir kitap. Şair kendi hayatının içinden betimlemelerle ayrı bir güzellik katmış. Tabi ki tüm şairler, şiirlerine kendi hayatlarından, yaşanmışlıklarından bir şeyler katıyor ancak Metin Eloğlu’nun şiirlerini okurken, istemsiz olarak dizelerdeki yaşanmışlıkları düşünüyorum . Bazı dizeler sanki hiçbir anlam ifade etmiyormuş gibi duruyorken bir kelimeyle çok fazla anlam kazanıyor bence.
Önce Kadınlar
Önce KadınlarMetin Eloğlu · Adam Yayınları · 1984215 okunma
Reklam
137 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Uzun zamandır okuduğum en güzel kitaplardandı. Bir olaya kaç farklı açıdan bakılabileceğini, ne kadar çok kişinin gözünden yorumlanabileceğini çok güzel göstermiş yazar. 1980 yılında bir perşembe günü gerçekleşmiş olan bir eylemi 101 farklı metinle bir o kadar kişinin gözünden anlatmış yazarımız. Bazen eylemin içinde olan bir militan, bazen bir esnaf, bazen bir politikacı, bir film senaryosu... Kitabın dili sade ve hoş. Akıcı bir üslupla kaleme alınmış.
Yazmak Eylemi
Yazmak EylemiFerit Edgü · Sel Yayıncılık · 2017961 okunma
260 syf.
4/10 puan verdi
·
9 günde okudu
“Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyen ve bu düşünceyi tüm benliğine ilmek ilmek işleyip, buna hayatını veren bir lider. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, bir tanımla babamız. Kitap tam olarak Türk düşmanlığı düşüncesiyle ve objektiflikten uzak olarak yazılmış. Atatürk hakkında verdiği bilgileri Türk düşmanlığı ve Atatürk düşmanlığıyla harmanlamış. Evet o bu ülkenin lideriydi ancak bu liderliği kendine güç sağlamak için üstlenmemiş bu ülkeyi saplanıp kaldığı bataklıktan çıkarmak için kendi üzerine almıştı. Kitapta ise tüm bunlar apayrı bir boyuta taşınarak, yaptığı  her şeyi liderlik ve güç için yaptığını anlatma gibi bir amaç gütmüş yazar. Onu bir diktatör olarak tanımlıyor aslına bakılırsa buna yok diyemeyiz ancak bunun için Celal Şengör'ün çok yerinde bir tanımı bulunmakta; " Evet, Atatürk diktatördü diyoruz. Niçin bir diktatördü? Bu, ilaç almayı reddeden bir hastaya, tedaviyi reddettiği için ilacı zorla vermek gibidir." Atatürk'ün eski asyanın bozkırlarında olsa doğru bir lider olacağını söyleyip onun ilkel, zorba ve savaşma peşinde olan bir lider olduğunu söylüyor. Ancak biz biliyoruz ya onun nasıl biri olduğunu. Bu ülkeyi saran örümcek ağlarından kurtarmak ve uygar bir ülke haline getirmek için bunca çabalamışken hakkında büyük bir art niyetle yazılmış kişisel bilgiler bulunuyor. Şunu da belirtmek gerekiyor ki kitap Mustafa Kemal Paşa yaşarken yazılmış bir biyografi olup , kendisi kitabı incelemiştir.
Bozkurt
BozkurtH. C. Armstrong · Kamer Yayınları · 20131,417 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
76 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Dışarıyı anlatmamı istiyorsun. Dışarıda da, içeride de bizi acıtan şeyler hep aynı." Umay Umay'ın sisteme baş kaldırdığı için hapsedilen uzun saçlı Atilla'ya hitaben duygularını, düşüncelerini anlatmasından oluşuyor kitap. 76 sayfalık kısa bir kitap ancak duygu yönünden  o kadar dolu ki her bir cümlesi ayrı bir güzel ve anlamlı. Şu an içinde bulunduğumuz bu sisteme, düzene karşı içinde ufacık bir isyan bulanan kişi için okudukça kendi hislerini bulacağı bir kitap, bu arada sağcı-solcu vb. olmanız önemli değil bu sistemin hiçbiriyle alakası yok. Peki kim bu sistemi oluşturanlar? Onlar Umay Umay'ın tarifiyle; "Onlar TAKIM ELBİSELİ AZİZLER, ÇOK KAZANIRSAK BİZİ AFFEDERLER.!". Takım elbiseli azizler... kazanmak istiyorlar, güç istiyorlar onlar için önemli olan tek şey bu başka hiçbir şey değil. Hayat onlar için bir at yarışı ve bizler onlar için yarışan birer atız desek yazara göre yanlış olmaz diye düşünüyorum. "Kokulu çiçekler alıyorum ama hep aşktan yaralı birilerine veriyorum." Aşktan yaralı birileri... kelimeler anlatım şekli gerçek manada fazlasıyla samimi, içten, duygu yüklü...  
Bütün Güzel Çocuklar Şüpheli
Bütün Güzel Çocuklar ŞüpheliUmay Umay · Altıkırkbeş Yayınları · 20172,090 okunma
296 syf.
8/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
"arsızlıkla damgalanan boş kinayelere gülen bendim kendi varlığıının sesi olayım istedim yazık ki "kadın"dım "  Evet bir kadındı hemde yozlaşmanın yüz tuttuğu bir zamanda bir kadındı. Konuşması yasaktı kadının o konuştu, yazması yasaktı yazdı, sevmesi yasaktı kadının o sevdi hemde fazlasıyla. Yasaklar kondukça daha da dolu dolu yaşadı ve haykırdı hayatı. Kadınların sesi olmaya çalıştı. İşte bunun yansımaları bu kitap. "acaba bu ülkede hala kendi yok olmuş yüzleriyle tanışmaktan korkmayan kimseler var mı?" Bu ülke yani; İran yavaş yavaş  zannımca sahte olan bir İslam devrimine doğru yol almakta. Ülke giderek yozlaşmakta ve bunun etkisiyle gördüklerini eleştirerek, hicvederek şiirlerini yansıtıyor bir yönüyle şairimiz. Şiirleri küçük parçalar halinde değil bir bütün halinde çok daha anlamlı ve okuması zevkli bir hal alıyor. Çeviri bir eser olduğundan bazı cümle ve kelimelerin tam karşılığı yazılamamış olduğunu ve bundan dolayı şiirin ahenginin biraz bozulduğunu düşünüyorum. Ancak ne kadar çeviri de  olsa anlatımı ve cümlelerin ahenk ve gücü, güzelliği yine de çok iyi derecede.
Yaralarım Aşktandır
Yaralarım AşktandırFuruğ Ferruhzad · Totem Yayınları · 20171,983 okunma
Reklam
240 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Seni Tanrı gibi değil, Tanrı kavramını Leyla gibi seviyorum" Tanrı yani kusursuz olan, her türlü kötülük ve çirkinlikten münezzeh olan. Tanrı'ya benzetmiyor Leyla'yı, Tanrı'yı Leyla'ya benzetiyor. Yani güzel olan, her türlü kötülük ve çirkinlikten münezzeh olan Leyla, Tanrı'ysa sadece ona benzemekte ondan dolayı mükemmel  Ahmet Arif'e göre. Şu da varki şairimize göre Leyla'sı kötülük yapmaz, çirkinlik bulundurmaz değil de o yaptıysa kötüyse, çirkinse bile güzeldir, doğrudur. Aşkın, sevdanın mükemmel bir örneği Ahmed Arif'in Leyla Erbil'e aşkı. "Evleneceksin demek? Herhal çocuğu sevdin! İnşallah mesut olursun canım. Ama müstakbel kocan bana yazdığına kızmayacak cinstendir inşallah." Evlenmesine üzülmüyor çünkü mutlu olacak Leyla'sı diye düşünüyor, üzüldüğü nokta kocası mektup yazmasına izin vermezde bundan dolayı Leyla'sıyla mektuplaşamazsa. Aşk, sevgi elde etmek değildir, sevdiğinin mutluluğunu istemektir. "Ben sana ölümsüz, ölümlü, değişir, değişmez niteliklerinle mecburum."  Her yönüne tutkun olmak, değişti diye sevgini kaybetmemek sevdiğine karşı aşk bu. Bakışını sevmek, kızmasını, gülmesini sevmek... Bunlara mecbur olmak aşk. Leyla olmasa Ahmet de olmayacak. Yaşıyorsa Leyla var diye yaşayabiliyor hatta onu görmeyi geçiyor şairimiz onunla mektuplaşabilmek için yaşıyor. Ona mecbur çok defa belirtiyor; konuşamasaydım seninle yaşıyor olmazdım diye. Kısacası bir aşkın, sevdanın beden bulmuş hallerinden birini görmek istiyorsanız okunması gereken bir eser.
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
231 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Halk Şairi/Ozanı diğer bir ifadeyle 'Aşıklık' deyiminin son dönemde ortaya çıkan nadir örneklerindendir Abdurrahim Karakoç. Tek farkı diğer aşıklar gibi bir bağlama/saz eşliğinde söylememiştir şiirlerini. Kitabin konusuna gelince ifade ettiğimiz gibi şairimiz aşıklık geleneğini takip ettiği için; dönemin siyasi düşüncelerini, halkın yoksulluğu ve ekonomik durumunu, modernleşme düşünceleri karşısında halkın tavrını, yeni ve eski nesillerin çatışmalarını, dönemindeki ahlaken kötü fiilerin artışını bunlara karşı halkın tavrını, vatan ve millet sevgisini işlemiştir. Ve benim için en önemli kısım olarak Karakoç; Türk-İslam Ülküsüne kendisini adamış bir şairdir. Şiirlerine de bunu çok güzel bir şekilde yansıtmış, Türklüğün bu ülkedeki sesi olmayı başarabilmiş nadir yazarlardandır.
Vur Emri
Vur EmriAbdurrahim Karakoç · Kadim Yayınları · 2020854 okunma
254 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Olaylara farklı acıdan bakabilme, herkesin gördüğünü  değil de küçük ayrıntılarda gizli olanları görebilme, araştırmaya olan merakı;  Sunay Akın'ını ve eserlerini gözümde çekici kılan etken. Savaşların ve siyasetin değil de insanlığın tarihini anlatması... Kitabımız, Çanakkale'yle ilgili daha önce dikkatimi çekmeyen bir bilgiyle başlayıp Japonyada bir caminin avlusunda dalgalanan Ay-Yıldızlı Bayrakla bitiyor. Ve ilginçtir ki ilk bölümdeki ilginç bilgilerde Japonya'yla ilintili. Aslında baktığımızda her bölüm farklı farklı bilgiler sunsa, her bölümde farklı konulara değinsede, hepsi de bir şekilde bir sonrakiyle bağlantılı. Bu bağlantı bazen bir kelime, bazen bir kavram, bazen bir eşya... İlk başta Çanakkale Savaşı'yla ilgili olan bölümde şu şekilde bir tanımda bulunmuştu yazar; "milliyetçiliğin yoz duyguları" bunu duyunca baya sinirlendim aslında yazara. Kitabı okudukça farkettim ki bu konuda bir yandan haklıymış milliyetçilik duygusuyla bakarken tarihe bazen bu gözden kaçmış bilgiler, ufak detaylar, bazen komik kara mizaha konu olacak konulara pekte dikkatini vermek mümkün değildi. Neler yokki kitabımızda evcilleştirilmiş geyikler mi,  sahte subaylar mı, Mimar Sinan'la Cervantes mi daha neler neler. Kısa bölümler, hikayeler sevenler, küçük anektotlar, kayıp bilgiler arayanlar için tam aranan kitap. Kitabın diline gelecek olursak, okuyanlar bilir Sunay Akın'ın dili çok tatlı, hafif ve sadedir. Ağır cümleler kelimeler kurmaz. Kolayca akar gider cümleler zihnimizden...
Geyikli Park
Geyikli ParkSunay Akın · İş Bankası Kültür Yayınları · 20132,635 okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Doğru ve yanlış, iyi ve kötü kafanızın içinde bir savaşa başlasın istiyorsanız tam olarak okumanız gereken bir kitapla karşı karşıyasınız. Tüm toplum  olarak doğru/iyi olarak benimsediklerimiz ya bir başkası için yanlışsa/kötüyse ve aslında gerçek olan onun doğrularıysa. Böyle bir karmaşa yaşamak için ideal bir kitap. Peki ya kötülüğe bir de kötünün penceresinden baktınız mı hiç? Bakmadıysak çok şey kaybediyoruz bence. Can alıcı noktayı koymuş zaten yazar kitabın sonunda: "Köpek efendi istemezdi, efendi köpeğin dünyasını yıkmasaydı." Köpeği evcilleştirmek doğruydu, iyiydi insan için bir dost sağlamıştı kendine, bir koruma aynı zamanda. Peki ya köpek bunu istiyor muydu?
İnsan Postuna Bürünmüş Köpek
İnsan Postuna Bürünmüş KöpekIngvar Ambjörnsen · Ayrıntı Yayınları · 2017359 okunma
400 syf.
9/10 puan verdi
Doğrusu kitap hakkında uzun bir incelemeden çok Cemil Meriç hakkında birkaç şey söylemek benim için daha doğru ve yeterli gibi geliyor. Millet olarak içimizden hep büyük insanlar ortaya çıkarmışız. Bilim insanları/büyük dehalar, şairler, nice büyük yönetici ve komutanlar, gönül adamları/evliyalar ve de arifler. Ancak düşününce tanzimat sonrasında arif vasfına uygun insanlara pekte rastlanmıyor. İşte Cemil Meriç benim gözümde tam olarak o pek rastlanmayan nadir insanlardan. Bir arif... Hakkı, hakkıyla bilen... Bir fikir işçisi... Düşünce adamı. Yazdıklarıyla da zaten bu sıfatın hakkını vermekte; kalemi yeri geldiğinde ağırlığıyla yeri geldiğinde zerafetiyle, bazen acımasız ve hırçın bir dille bazen merhametperver bir ışıkla ancak her durumda bilgisini ortaya dökerek, bildiğinin hakkını vererek insanı büyülüyor.
Jurnal - Cilt 1 - 1955-1965
Jurnal - Cilt 1 - 1955-1965Cemil Meriç · İletişim Yayınları · 20183,039 okunma